Tekin Üstündağ

Anlı şanlı Bakanlarımız Almanya’ya ve Hollanda’ya giremiyorlar.

Hollanda AKP’nin bakanını otomobilinden indirmiyor, direnen koruma polislerini gözaltına alıyor.

Peki sen ne yapıyorsun.

Hollanda maslahatgüzarını bakanlığa çağırıp memleketinde bulunan Hollanda Büyükelçisi için bir müddet Türkiye’ye gelmesini arzu etmiyoruz diyorsun ve bunu da kendi kamuoyuna Hollanda’ya ültimatom verdik diye yutturuyorsun.

Referandum da hayır diyecek kim varsa susturacaksın, salonları, meydanları kapatacaksın, afiş asan gençleri coplatarak tutuklatacaksın, kadınları sokaklarda dövdürüp yerlerde sürükleteceksin, televizyonları susturacaksın, gazetecileri cezaevlerine tıkacaksın, açıkçası bu faşist anayasayı halka zorla kabul ettirmek için her türlü baskıyı uygulayacaksın sonra da dönüp yüzün kızarmadan yalandan  Avrupa’ya demokrasi dersi vermeye çalışacaksın.

Televizyon kanallarında esip gürleyen yüzlerinizi artık iyi tanıyoruz.

Davoz’daki Van Minütlerinizi, İsrail’e kafa tutup, kuzu kuzu el  sıkışmalarınızı, Rus uçağını düşürdüğünüz gün televizyonlarda gürleyip birkaç gün sonra da dizlerinizin üzerine oturmanızı, Ortadoğu’ da boğazınıza kadar saplandığınız bataklığı, Önce,  “Türkiye, sınırlarımızı ihlal eden Rus uçağını düşürdüğü için özür dilemeyecektir.” Deyip, zoru görünce de kapıları çalıp özür üzerine özür dileyen yüzlerinizi artık çok iyi biliyor ve tanıyoruz.

Vaz geçin esip gürlemekten.

Kafanızı iki elinizin arasına alın ve demokrasi nedir diye tekrar tekrar düşünün.

Demokrasiyi iyice öğrenip içinize sindirdikten sonra tekrar ağzınıza alın.