Ben muhalefet lideri olsaydım;
1- Hukukçulardan müteşekkil bir heyeti ABD’ye gönderirdim. “Gidin Reza Zarrap ile ilgili ne kadar bilgi toplayabilirseniz toplayın gelin” derdim.

2- Deniz Feneri ile ilgili yine hukukçulardan oluşan ekip kurar Almanya’ya gönderirdim. Bu dava ile ilgili de ne kadar bilgi toplayabilirlerse toplatırdım…
3- Özelleştirmelerle ilgili geniş yelpazeli bir heyet kurar olan biten her şeyi delilleriyle toplatırdım.

4- Torba yasaları denilen yasaları mercek altına alacak bir ekip kurardım ve yasaların kime yaradığının tespitini yaptırırdım.

5- Kanun hükmünde kararnameleri mercek altına alırdım.

6- Belediye meclis üyelerini belediyelerde ki yolsuzlukları deşifre edecek altyapıya kavuştururdum.

7- 4 Bakan dosyasını yeniden açar, evdeki kasaları ve ayakkabı kutularını anlaşılır bir dille yeniden anlatacak ekip oluştururdum.

8- Kamu ihalelerine hakim kimselerden müteşekkil bir heyet oluşturur, bütün ihaleleri mercek altına alırdım.

9- Kimin çocuğu nerde askerlik yapıyor yada yapmıyoru araştıran bir heyet oluştururdum.

10- Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların çocuklarının, eşlerinin ve birinci derecede akrabalarının ticari faaliyetlerini mercek altına alacak uzmanlardan oluşan heyetler kurardım.

11- MİT’ten alabildiğine faydalanırdım.

12- Fethullah Gülen ile Recep Tayyip Erdoğan’ın dakika dakika diyaloğlarını deşifre edecek heyetler oluştururdum.

13- Derin devletin şemasını çıkartacak teknokratlardan mütevvellit
heyet oluştururdum.

14- Genel başkan olarak propagandamı anayasa taslağına  göre değilde anayasa oylamasından hemen sonra iktidara geliyormuşum gibi algı yaratacak propaganda yapardım. Gitmesi kesin. Onda bir şüphe yok. Ama “benim iktidarım ülkeyi halkla birlikte yönetecek” gibi söylemli konuşmalarla büyük bir tusunami oluştururdum…

Daha bu maddeler çoğaltılabilir.
Tüm bu bilgileri halkla paylaşırdım. Halkın anlayacağı dille anlatırdım.
Örneğin;
Yeraltı ve yerüstü madenlerin satışı anlatılırken halkın kullandığı suların başına nelerin geldiğini de anlatmak gerekir.
Satılan derelerin havzalarını halkın kullanımından alıp o şirketlerin kullanımına sunduklarını anlatırım…
Tarımın başına örülmek istenen çorapları bir bir anlatırdım.
AKP, ülkemize gelmiş geçmiş tüm kötülüklerin en kötüsüdür. Ülkeye bunlar kadar kötülük yapan birileri daha yoktur. Ne FETÖ ne PKK ne de bir başkaları bile bu kadar zarar verememişlerdir.
Çünkü iki terör örgütününde elinde kanun hükmünde kararname çıkartma yetkisi olmadı… Hele hele torba yasası yapma yetkileri hiç olmadı.
Bu ülkeyi zaten son çıkan torba yasaları ile kanun hükmünde kararnamelerle bitirdiler…
AKP’nin gitmesi idare lambasına üflemek kadar kolaydır…
Şimdi tam zamanıdır idare lambasına üflemenin..