Karga Gak Demeden-21-03-2017
Ömer ŞAN

Daha henüz 16’sında, hayatının baharına dahi girmemiş bir genç, hemen önündeki sırada oturan sınıf arkadaşını; bırakın okula, o sınıfa kadar nasıl ve ne şekilde soktuğu sorgulanması gereken bıçağı, boynuna saplayarak öldürdü.

Ardından başka bir bıçağı kendi boynuna sapladı! Durumu ağır… Aslında memleketin durumu ağır, komadan çıkar mı bilinmez!

Bu mudur eğitim sisteminin Milliliği? Cinnet geçiren kim, 16 yaşındaki çocuk mu, sistem mi? Bu nasıl bir memlekettir ki, birileri soysuz, birileri yolsuz?

Yetmiyor ha, şunca kısacık dönemde 476 kız çocuğu istismara uğradı, 455 kadın cinayete kurban gitti! Her gün ortalama 358 kadın şiddet gerekçesiyle polise başvurdu!.. Ve bunların hepsi devletin resmi rakamlarında yer aldı!

Bu tablonun sorumlusu bir kadın! Kabinedeki 26 bakandan sadece tek kadın olanı… Nedense, bu tabloyu bırakıp Hollanda’ya gidiyor, ülkeye alınmıyor, sanki mülteci gibi gizlice girmeye çalışırken yakalanıyor!

Osmanlı’nın küçülerek çöküşe geçtiği bir dönemde emperyalizme başkaldıranların, canı pahasına kovarak vatan yaptığı, enkazdan bir ülke yarattığı bu topraklarda var olan Cumhuriyet ve Laiklik sayesinde Bakan olan Kadın!

İfadelerinde çelişen, Cumhurbaşkanı ‘dön’ dediği için döndüğünü; önce ‘çay ısmarladılar içmedik’ deyip, sonrasında ‘mermileri ağza sürdüler’ gibi ifadeler kullanan bir Bakan! Ve başı kapalı!

Meğer, Başbakan Yıldırım, ‘Hollanda’ya gitme’ demiş ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinlemiş! Ardından çıkmış Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Hollanda’da bir kişi vurulsaydı savaş çıkardı” demiş! Yahu arkadaş, Suriye’de 2 askerimiz yakıldığında ne yaptınız?

Fazla söze gerek yok! En başından sokaktakine, ‘Hayır’ diyenleri ‘terörist-hain’ olarak yaftalayanlara Başbakan Yıldırım AKP’nin ‘Evet’ mitinginden yanıt vermiş, “Kandil, ‘Hayır’ çıkarsa biz de biteriz, diyor” diye! Ağzından kaçırdı, diyeceğiz ama gerçekten de öyle diyorlarmış! Allah söyletiyor işte!

Tam da bu bağlamda AKP’ye ‘kayıtsız koşulsuz’ destek veren Bahçeli ise “Türkiye’de diktatör olmaz, bir defa diktatör Türkçe değil” diye çok mühim bir tespit yapmış! Bu derin yorum üstüne yorum yapmak kimsenin haddi değil!

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş ise Avrupa’ya, “Faşizmin ve Nazizmin ayak seslerini duyuyoruz” diye çıkışmış!

Tam ‘hah işte’, diyecekken, ‘Bilim, Sanayi ve Teknoloji’ Bakanı Faruk Özlü’nün, ‘Gıda Tarım ve Hayvancılık’ Bakanı Faruk Çelik’in dünürünü Genel Müdür olarak atadıktan sonra; Çelik’in de Özlü’nün ağabeyini Müsteşar Yardımcısı yaptığı haberini alıyor, ‘irrite’ oluyoruz!

Derken birdenbire, ‘Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı, AKP Burdur Milletvekili Reşat Petek’in, “Darbenin siyasi ayağıyla ilgili incelemelerde iktidar ve muhalefetten isim tespit edilmiş değil” açıklamasına çarpıyoruz!

‘Ne istedilerse verilmeyen’ FETÖ’yü tepemize çıkaran AKP’de 1 tane bile FETÖ’cü olmadığına inandık mı? E, Hayır, tabii ki… Tabii ki, Hayır! Zaten AKP’liler de inanmıyor ama susuyor!

Mesela, 15 Temmuz’da darbecilere gözaltı kararı alan, darbe girişiminin siyasi ayağını işaret eden Başsavcı Cem İşçimen’in görevinden alınmasına da şaşıracak mısınız?

Ya, darbe öncesi ve sonrasında ‘FETÖ/PDY’ci yapılanmanın hedefindeki HSYK Teftiş Kurulu’nun Milli Görüş kökenli Rizeli Başkan Yardımcısı Şaban Kazdal’ın görevinden alınması, yerine ise kardeşi ve kardeşinin eşi ‘FETÖ’den gözaltına alındıktan sonra meslekten ihraç edilen ve ardından da tutuklanan, Hakim’in atanmasına bir vurgunuz olur mu?

Sevgili Ahmet Ali Baltacı, bunu güzel bağlıyor… “İktidarınızın ilk 12 yılında, sizi destekleyenleri Fetö’cü yapmakla uğraştınız. Şimdi ise sizi desteklemeyenleri Fetö’cü yapmaya çalışıyorsunuz. Siz neyin peşindesiniz?”

Alanlarda ‘Hayır’ diyen Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın, “Sultan bıraktı kaçtı, millet devletini kurdu! Şimdi sen o devleti yıkmak, parçalamak istiyorsun” ifadeleri size bir şeyler çağrıştırır mı?

Yetmez… Bakın Rize Harvelli Hasan Ataç, ne diyor… “Bu soruya cevap verin, ben de ‘Evet’ oyu vereceğim. Mevcut anayasada, ‘Milletin iradesiyle teşekkül eden TBMM’den güvenoyu alan Başbakan için 55 oyla soruşturma açılması teklif edilebiliyor’ ve 276 oyla (1/2) Yüce Divan’a sevk kararı alınabiliyor iken; yeni sistemde seçilmemiş, yani atanmış memur olan Bakanlar için 300 oyla soruşturma teklifi ve 401 oyla (2/3) Yüce Divan’a sevk edebilme şartını niye getiriyorsunuz? Bu bakanları niye böyle bir koruma kalkanı altına alıyorsunuz?”

Şimdi… Buyurun…Yanıtlayın…Egemen gibi sallamayın! Bağış’lanmazsınız!

AKP’nin çıkardığı ve kendisinin ihlal ettiği Seçim Kanununa göre, yurt dışında nasıl seçim ve siyasi propaganda yapmak yasak ise… Devletin imkanlarıyla, uçağı, gemisi, hazinesi ile de seçim veya referandum çalışması yapmak da Yasak’tır! Ahlakı, etikliği, dini, imanı, israfı, helali ve haramı da bir yana…

Yok arkadaş… ‘Portakalı soydum, başucuma koydum, ben bir…’ demekle olmuyor! Hele de portakalı bıçaklayıp, suyunu sıkmakla, ineklerin ve atların menşeini sormakla da bitmiyor iş!

Bakın Bizans, 2 keşişin Çin’den kaçırdığı İpek Böceği tohumları sayesinde yüzlerce yıl, ipek ticaretinin başını çekti… Osmanlı ise kendi lalelerini Hollanda’ya göndermiş, Hollanda’yı ihya etmiş, kendisi batmış Lalelere!

Adam 6 kalp, 3 ciğer bilmem kaç organ nakli yapmış, hedefi 200 imiş ama ‘Her nefis ölümü tadacak’ ayetine nail olarak, 102 yaşında ölmüş! David Rockefeller adındaki dünyanın zengini bu zat, “Atatürk yüzünden, planlarımızı yarım yüzyıl ertelemek zorunda kaldık” demişti ya işte bu planlar yeniden devreye sokuldu.

Çanakkale Zaferinin 102.yıldönümünde aziz şehitlerimizi bir kez daha anıyoruz! Çanakkale Ruhtur… Onun için ruhsuzlar anlamaz!