Sami Özçelik

Artvin Atmaca Mahallesi’nde Atlılar ailesine ait bir duvar ile hemen yolun altındaki bir evde çok ciddi hasar var. Bilim insanlarının hazırladığı “BİLİMSEL” raporlarda Artvin’in son derece hassas bir coğrafi yapıya sahip olduğu, 1. derecede heyelan alanı olduğu. Üstelik, %80- 90’lara varan çok yüksek eğimin bu heyelanları daha çok tetikleyeceğini raporlarına yazdılar.

Bu nedenle şehrin üstünde ne yapılırsa yapılsın çok dikkatli ve bu gerçekleri bilerek yapılması lazım geldiğine dikkat çekerken, özellikle madencilik gibi doğa tahribatının en şiddetli olduğu ağır sanayi projelerinde ise “YA ARTVİN YA MADEN” Tercihinde bulunulması gerektiğini yazdılar.

Ama madencilere göre İNANILMAZ bir masal ile (!) HEM MADEN, HEM TURİZM, HEM ARTVİN’İN mümkün olacağı yalanı sürekli söylendi. Ancak bu yalana Artvin’de yaşayan hiçbir Allah’ın hiçbir kulu inanmadı. (Artvin’in doğası anında tepki koydu bile!.) Çünkü yakınımızdaki maden alanında da dünyanın hiçbir maden alanın yanında turizm tesisleri kurulmamıştır, kurulmaz da!.. Varsa böyle Şehirlerde maden kasabasıdır genellikle!..

16 Şubat 2016 tarihinde bu bilimsel gerçekleri, Artvin halkı ile birlikte gazlayarak, coplayarak geçen maden şirketi aradan 1 yıl geçtikten sonra tabii orada boş durmadı. Ön hazırlıklar yapmaya devam ediyor. Ama orada çalıştıklarını aşağıdaki bazı yer hareketi ve değişiklikleri haber veriyor. Heyelanlar hızlanmaya, yer altı sularının seyri ve miktarı artmaya başladı. Sözüm ona Cerattepe’deki atımı Kafkasör Arena’da kendi yandaş gazetecilere gözlemlettiler ve ölçtürdüler!. Ne bekliyordunuz, maden üretimi sırasında atacakları miktarda dinamit kullanmalarını mı? Tabii senaryo gereği, gazetecilere gösteri amaçlı bir atım ve sözüm ona ölçüm yapıldı!.

Buna benze haberi 2009 yılında “DAMAR S.O.S VERİYOR” başlıklı yaptığım haber sonrası aynı şirket yine aynı yandaş gazeteciye yapmıştı!. Oda hiç hissetmediğini yazmıştı!. Bu haberi google’den bu ad ile DAMAR S.O.S VERİYOR” yazarak tıkladığınızda okuyabilirsiniz. Benim yaptığım habere bakın, onların buna verdiği cevaba bakın!”

Gazeteci olarak benim bir görevim var. Gerçekleri, yarın başımıza gelebilecek felaketleri, yanlışları hissettiğimde, en küçük sızıntıyı bile gördüğümde onu gizlemek, saklamak, halının altına süpürmek yerine bunu yazmak ve herkesi uyarma görevim var. Yukarıda yapılan her hareket, aşağıda bize bir şekilde gözükmeye başladı.

Daha maden işleri başlamadı.

Daha başımıza nelerin geleceğini tahmin bile edemeyiz. Diyorlardı ya. “Biz teknoloji ile bu madenin en az zararla çıkaracağız.” Sizin teknoloji dediğiniz İsveçli kimyager Alfred Nobel tarafından 1866’da keşfedilmiş ve 1867 yılında patenti alınmış olan Dinamit midir? Belki teknoloji kastınızdan bu dinamitin patlatma gücünü geliştirmiş olabilirsiniz. Bu maden yer altı işletme ile de olsa yerüstü açık galeri ile de olsa 150 yıl önce icat edilmiş dinamit ile parçalayarak çıkaracaksınız!.

Ve Hem turizm olabilmesi için maden sahasının yanına da 5 yıldızlı adı “DİNAMİT HOTEL” hemen yakınına da “SİYANÜR HOTEL” adıyla da bir turizm tesisi yapacaksınız!.

Artvin, çok büyük bir risk altında… Başkan Kocatepe’nin deyimiyle o “ALTIN UR” tepemizde beyin kanaması geçirmemize neden olacak. Beyindeki kılcal damarlar Atmaca’da ‘kanamaya başladı bile… Vücut her an ödem oluşması sonucu bir pıhtı atarak felç olabilir. Ya da diğer damarlar patlayarak beyin ölümü gerçekleşebilir. Saçlarımızı kesmek için hazırlanıyorlar. Ağaçlar kesilecek. Bu ağaçlar milyonlarca suyu kökleriyle tutup gövdeleriyle depolayan doğal yamaç santrali tipi barajlardır.

Atmaca’daki açılan duvar ve kolonu, kirişi ile çatlayan ev bize ateşin yerine çamur, heyelan kusacak “ETNA’nın” çok uzakta olmadığını gösteriyor. Bu öncü haberdir. Arkada nasıl heyelanların tetiklenebileceğini ise Bora Öztürk, yazdığım habere yazdığı yorumla anlattı. Ben açıkçası dehşet içindeyim. Hukuki süreci, mahkemeyi, şunu bunu geçtim. Artvin’in fiziki coğrafyası buna asla müsaade etmeyeceğini erken belirtilerle gösteriyor. Bakın Öztürk neler yazmış;

“Konuya teknik olarak bakarsak;

1- ÇED raporları için yapılması gereken zemin sondaj çalışmaları sadece maden sahasında değil etkilenme olasılığı olan her yerde yani Artvin şehir merkezinde bile bilimsel olarak yapılmalıdır.

2- Geniş kapsamlı yapılan sondaj çalışmalarının bilimsel sonuçlarına göre galeri içinde yapılacak patlama etkileri simülasyon olarak değerlendirilmeli ve tüm etkilenecek yerlerin risk raporları hazırlanmalıdır.

3- ARTVİN zemin yapısı olarak ; kaya – kalın humuslu toprak – normal ince toprak olarak 3 katmandan oluşmaktadır. Bu sebeple yapılacak patlamalar öncelikle bu yapının katmanlar arasındaki bağını sarsacak ve katmanlar arasına bölgede bolca yağan yağmurlar sularının girmesi nedeniyle tahmin edilemez heyelanlar meydana getirecektir.

Ör : a-)Hopa tüneli inşa edilirken yapılan dozajı kontrolsüz patlamalar , Hopa ve Borçka taraflarındaki her bölgeyi sarsmış , katmanların bitişik durumunun arasına yağmur suları birikmiş ve bu ağırlıkla ciddi heyelanlar oluşmuştur.

Ör : b-) Artvin – Şavşat karayolunun Ardanuç yol ayrımından Şavşat istikametinden sonraki 5.km de yeni yol yapılırken kontrolsüz patlatmalarla kaya kırma yapılmış bu sebepten dolayı proje sahası dışındaki tüm alanı etkilenmiş , 3 yıldır bahse konu bölgedeki tüm çalışmalara rağmen heyelanın arkası kesilmemektedir. Yol şu an bile kapalıdır ve yan yol yapılmak zorunda kalınmıştır.

4-) Maden sahası olarak belirlenmiş alan içinde düzenlenen ÇED raporunda, yerin altındaki yapılacak patlamaların yeraltı sularına nasıl etki edeceğinin bir verisi bile yoktur. Artvin gibi yağmur alan bir bölgedeki yeraltı sularının yaratacağı tehlikenin boyutu yarın telafisi imkânsız zararlara ve kayıplara yol açacaktır. ( açabilir değil )

Çok özet ve sade olarak anlatmaya çalıştığım sebeplerden dolayı, maden konusunu tüm Artvinli hemşerilerim çok dikkatli düşünmek zorundadır. Konu maden ya da başka birşey değil bilakis konu insan hayatıdır.

……

Bora beyin verdiği örneklere bir örnek de ben vermiş olayım. Sirya’nın üstündeki 2bin 250 metrelik tünelde de inşaat esnasında bahsettiği çökme meydana gelmişti. Ve daha gelmeyeceğini de hiç kimse söyleyemez.

Ben önce Artvin Belediyesi’ni yıkılmak üzere olan bu duvar için acil önem almak, bunun yanında hemen altında bulunan evin kolon ve kirişlerinin kontrol edilerek, bu evin ne kadar güvenli olduğu, eğer güvenli değil ise vatandaşa bir yer temin etmek suretiyle o evden çıkarılması ve can güvenliğinin sağlanması konusunda uyarıyorum.

Diğer tandan Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü, DSİ 26. Bölge Müdürlüğü, Artvin Valiliği’nin bu bölge ve diğer riskli olabilecek, mendin etkilediği bölgelerde, son durumla ilgili “BİLİMSEL” incelemelerin yapılmasını, tehlike görüldüğü taktirde yukarıdaki tüm faaliyetlerinin derhal durdurulmasını, mahkeme sürecinin beklenilmesini, bu arada bilimsel araştırmaların devam etmesini,

bunun Artvin’de her zaman görülen küçük heyelan olarak değerlendirilmemesi gerektiğini düşünüyorum.

Maden şirketine ise şunu söylemek istiyorum.

MADEN SİZİN İSE

(ki sizindir, %98’i kasanıza gidiyor. Bu da ayrı bir dert, ayrı bir sorun!)

ARTVİN BİZİMDİR!.

Bu şehirde sizin çalışanlarınızın da aileleri dâhil olmak üzere (maden şirketi sahiplerinin Artvin’de yanacak bir horon otu yok!) 30 bin masum ve vatanına, milletine bağlı, aydın insan yaşıyor. Artvin’de artı bir OHAL ilan edilmesi gerekiyorsa; Bu madene karşı hemen ilan edilmesi gerekiyor. Çünkü doğa kıyametin alametlerini göstermeye başladı bile… Başka sözüm yok..

ARTVİNCE KALIN