YIRTILAN DELİ BEKİRİN YAKASI
Fikir sahibi olmadan bilgi sahibi olmuş toplumda, biat etmiş kapıkullarının da muhalif geçinen tabansızların da vereceği kararın bu ülkenin “HAYRINA” olacağına inanmak isterdim.
Yüzyıllardır, hurafeyle uyutulmuş; sormaktan, sorgulamaktan, gerçeklerden, hortlak görmüş gibi kaçışan, küçük hesaplar içinde bir garip insan topluluğuyuz.
Takıyyeci saydıklarına, illet oluyor görünenler, işlerine geldiğinde, takıyyenin âlâsını yapmayı marifet sayıyor. Arada hırpalananlar ben gibi “Deli Bekirler”.
Adına sosyal medya denen şu asosyal medyada kapış kapış paylaşılanlara, yarış halinde beğenilenlere bakılırsa, toplumun, “recep ivedik” çirkefinde debelendiği görülür.
Hurafenin, menkıbenin, safsatanın eyyamcı uleması tarafından şartlandırılmış milletlerin, yüzyıllardır hal-i pürmelâli ortada.
Yeryüzünde bu topluluklara biçilen rol: Emperyalizmin şamar oğlanlığı.
Becerebilsem, şu kopasıca kafama, bu deli yüreğime sözüm geçse, bu konulara bir daha dönmiyecem.
Beş paraya satamadım / Gerçeği halk pazarında / Madrabazın malı gitti / Çarşı pazar yüze bine / Uslanmazsın deli kafam / Giresin yerin dibine. BK
Bu ucuz pazardan çekilsek mi ne.Ne diyordu, sözü güzel, özü yamultulmuş halk: “Alan yok, satanı skm”