MUM NE ZAMAN SÖNECEK
Hani, yalancının mum yatsıya kadar yanardı. Bunca yalancı bunca yalan arasında gerçekler toz duman arasında yolunu şaşırmış; insanlar, kovanına azgın eşek arısı dalmış gibi panik halinde kırılıp kol kanattan oluyor.
Bir büyü bir sihir bilen varsa, çıksın artık ortaya da gerçeğe çevirsin Pinokyo Masalını. Çevirsin de her soktuğu yeri kana acıya zulme boğan, her gün bir karış uzayan burnu, körler bile görsün.
Görmemişin oğlu olmuş, çekmiş cükünü koparmış derler de bu görmemiş, çük bahşetti, çük oğlanlarına, “milletin .amına koysunlar” diye.
”MİLLET, Ar. millet (din, şeriat) ten millet…Gerçek anlamı: yazılmış, düzenlenmiş olan.
Bir inanca, bir dine bağlı topluluk. (Ter. Kam. Terceman, Kamus-i Osmanlı)”
Bu alıntı, İsmet Zeki Eyüboğlu’nun, TÜRK DİLİNİN ETİMOLOJİ SÖZLÜĞÜ’nden aynen alınmıştır.
Görüldüğü gibi milletten kasıt, ümmettir. Ümmettir de her müslümanım diyen de ümmet değildir. Muaviye – Yezit taifesinden olmak şartı vardır. Vardır da bunu şimdilik söylemiyor.
Öyle olmayacak zamanda öyle laflar ediyor ki beyni olan insanlar zihinsel travma geçiriyor.
Demokrasinin, amaca -amaç ne mene şeyse- götürecek tren olduğunu söyleyip sonra da demokrasi havarisi kesilmişti ya şu lakırtısı kelebek kondurdu:
”Siyasi hayatta ne aldanan oldum ne aldatan” Uuhahahahaha. İlahlar aklımı koruyun !..