“Avrupa gurbetçilere zulmetti.Bedelini 16 Nisan sonrası ödeteceğiz..” diyorsunuz ya… Milli servetimiz, muhterem efendimiz….

*

Kusura bakmayın ama kalın kafam almadı bu işi.

*

Mesela o zulüm görenler, neden ahlâklı, adil yönetiminizle cennete çevirdiğiniz güzel vatanımıza dönmüyorlar da zatınızı uzaktan seviyorlar. Stockholm sendromundan mı muzdaripler yoksa.

*

Mesela Avrupa bu kadar zalimse, zatınız gibilerin yönettiği İslâm ülkelerinden kaçan milyonlar, zulme uğramak için mi Avrupa kapılarında bekliyorlar, denizlerde telef oluyorlar? Mazohist mi bu insanlar?

*

Elbette mümkün değil, ama diyelim ki mümkün olsa ve AB, ABD, hatta Rusya, Belarus, Ukrayna, Romanya Türkiye’den göç edecekleri kabul edeceğini açıklasa….

*

Bırak özbeöz Türk vatandaşlarını, Suriye’den gelen sığınmacıların bile üçte ikisi kaçar bu ülkeden. Partinizin seçmeninin dahi yarısı terk eder bu toprakları.

*

Millet ne atarsanız yiyor; yemiş gibi yapıyor; bunu anladık da siz yine de gaza fazla basmayın bence.

*

Diyelim inandık.Mesela nasıl ödeteceksiniz?

İtalya’ya kızıp sonu “-loni-lini” diye biten yerli malı ürünleri boykot ettiğiniz dönemdeki gibi mi yapacaksınız?

*

“Mama mia Turca” (Anneciğim Türkler!” diye bir marş besteletip mehter eşliğinde Vatikan’a sefere mi çıkacaksınız?

*

Zıllullah i fil arzeyn(Allah’ın yeryüzündeki gölgesi) Kanuni’nin; Fransa vileyetinin kralı Françesko’ya yazdığı ünlü mektubu, Fransızca’ya çevirdikten sonra çoğaltıp Fransa semalarından yağdırarak Fransız keferelerinin ödünü mü patlatacaksınız?

*

Mesela bindiğiniz Mercedes’i, BMV’yi, uçtuğunuz Airbus’u, Skorsky’i mi yakacaksınız?

*

Mesela zatınız, muhterem refikanız, kerimeleriniz, mahdumlarınız, aile boyu tutkunu olduğunuz “Franck Muller, Bijan, Louis Vuitton,Chanel” marka ürünler takıp takıştırmaktan vaz mı geçeceksiniz?

*

Sarayınızı süsleyen “Bohemians kristallerini, özel yapım italyan stili mobilyaları salonun ortasına yığıp ateşe mi vereceksiniz?

*

Ya da garip ve de biraz da salak bazılarının yaptığı gibi Holstein inekleri kesip portakal bıçaklayacak; parklarda lale mi çiğneyeceksiniz?

&&&

Bunların iç piyasaya dönük gazlar olduğunu bilerek soruyorum aslında. Nasılsa hep olduğu gibi Nasrettin Hoca yöntemini izleyecek; ” Evdeki halıyı kesip heybe yapacaksınız.”

&&&

Yazıyı konuya ışık tutacağı umuduyla bir fıkrayla bitireyim:

*

“Hayli zengin koca, yanında takmış takıştırmış karısı, lüks bir restoranda akşam yemeğindedirler. Birden uzun boylu sütun bacaklı bir hatun gelir masalarına. Samimi bir biçimde kocaya sarılır, şapur şupur öpüverir.Sahneyi gören eş, şaşkın sorar kocasına:

“Bu kadın da kim?”

Adam pişkin cevap verir:

“Kim olacak, sevgilim tabii ki.”

Karısı çıldırırı bu cevaba:

“Bunu bana nasıl yaparsın? Seni terk ediyorum…!”

Adam sakin biçimde susturur karısını:

“Yani…” der… “Her yaz bir ay kaldığın Miami’deki villayı, İsviçre Alplerindeki tripleks dağ evini, Bodrum marinada bağlı 18 meterlik yatı, 50.000.Dolar limitli Amerikan Expresss kartı da mı terk ediyorsun?

*

Bu açıklamayı dinleyen kadın duralar bir süre. Sonra diğer masalardan birinde, yanında yabancı bir kadınla oturan aile dostları Mehmet beyi gösterir kocasına:

“Mehmet beyin yanındaki kim ?

Kocası masaya bakar,gülümseyerek cevap verir:

“Kim olacak, Mehmet Bey’in sevgilisi…”

Bu cevabı alan kadın kocasına dönerek şu sözlerle kutlar onu:

“Aferin kocacığım. Bizimki daha güzel.”

*

Sözün kısası o atarlandığınız ülkelere o derece mahkum, tutkulu ve lüks yaşamaya öylesine sevdalısınız ki onlardan boşanmayı asla göze alamazsınız.

NOT: Avrupa badem gözlü değil elbet. Orada yaşayanlar da çoğu kez ve özellikle son yıllarda ve sayenizde 2. sınıf vatandaş muamelesi görüyorlar.

Buna rağmen ülkelerine, dönmüyorlarsa; tam aksine buradakiler bile, oralara kapağı atmaya, sığıntı olarak yaşamaya razı iseler; bu sizin negatif anlamda ne kadar başarılı olduğunuzu göstermektedir.