Şimdi sırada Allah’ı kandırmak var.
Ramazan hazırlığı bunu müjdeliyor. İftar çadırları kurulup, iftar sofralarında boy gösterilecek. Bir kaç dini terim kullanarak gönüller fethedilecek.
Akla ayakkabı kutularında o paralar ne geziyordu sorusu bile gelmeden, yeniden din adına, dinle, imanla üstü kapatılacak.
TÜRGEV aracılığıyla kellesi uçurulan iş adamları dinle imanla, Allah rızası için bir kelam etmeyecekler.
Özelleştirmeler zaten dünden kanıksandı. Lafı  bile olmuyor.
Sadece özelleştirmelerden kaynaklı bir hak yeme yok ortada, özelleştirmeler esnasında ederinden kat be kat komisyonlar alındı. Büyükşehir Belediyeleri için çıkartılan genişleme kanunuyla “imar” ile vurulan vurgun arşı aldı gitti.
Ama ramazan var, kurtarıcı ramazan. İftar çadırları kurulacak, iftar sofralarında boy gösterilecek, bir kaç dini söylemli konuşma…
Aspirin yutturur gibi yutturacaklar ellerinde Kur’an, başlarında takkeli fotoğraflarla…
Sonra ramazan pidesi…
Üstüne bir bardak su ve peşinden;
Elhamdülillah…
Bitti tüm zalimlikler…
Sahi Semih ile Nuriye’yi neden tutukladınız?
80 gün suçlu değillerdi de 80. günlerinde, açken mi suç işlediler?
Suçlulardı madem görevden alırken neden hapse atmadınız?
Sahi tutuklama talimatlarını kim veriyor?
Semih ile Nuriye’yi “tutuklayın” diyen Kavurmacı’yı “bırakın” mı dedi mahkemelere?
Ankara solu Yüksel Caddesi’nde biriken öfkesini, enerjisini akıtabiliyordu. Bu yıllardır böyleydi. devletinde işi rahatlamıştı. Bir basın açıklamasına indirgenen mücadele tarzıyla geçişiyordu her şey.
Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde okunurdu tüm bildiriler.
Siz önce İnsan hakları anıtını, sonrada tüm caddeyi kelepçelediniz.
İnsanlara orada çektirdikleriniz  de cabası. Hala yolunan kadın saçları elden ele dolaşıyor.
Orada gözleri dönmüş polisleri gözlerimle gördüm. Amirleri talimat verirken tükürükleri yüzüme kadar geliyordu.
Bu politika diyor ki artık aleni değil, yer altına inin…
İllegal yapın yapacaklarınızı.
Bu politikanız diyor ki artık faşizm var.
Öyle bildiri mildiri okuyamazsınız.
Sonra ramazan yetişiyor…

Kurtarıcı ramazan. İftar çadırları kurulacak, iftar sofralarında boy gösterilecek, bir kaç dini söylemli konuşma…
Aspirin yutturur gibi yutturacaklar ellerinde Kur’an, başlarında takkeli fotoğraflarla…
Sonra ramazan pidesi…
Üstüne bir bardak su ve peşinden;
Elhamdülillah…

Peşinden ramazan pidesine ramazan arifesinde gelen zam.
Elhamdülillah Müslümanız.
Polis teşkilatından sonra adaleti de AKP adaleti yaptık.
Peşinden cumhurbaşkanlığı da AKP cumhurbaşkanlığı oldu.
İnsan hakları kelepçeyi hak eder tabi…
İnsan hakkı da neymiş?
Ramazan gelmiş yetişmiş imdada…
Ramazan Pidesi ve insan hakları ve bir bardak su…
Bu ülke ne garip şey oldu anne!