HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Meclis Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, zeytinliklerle ilgili düzenlemeye değindi. AKP’nin politikalarını ve Başbakan Binali Yıldırım’ın, ‘zeytin mi önemli, tesis mi’ ifadesini eleştiren Başaran, şöyle konuştu:

Dünya Çevre Günü’nün haftasında, en büyük doğa talanının yapılacağı zeytinlikleri konuşuyor olmamız artık bana çok şaşırtıcı gelmiyor. Çünkü toplum tarafından benimsenen bütün tarihler iktidar tarafından kendi tarihi olarak başka bir şekilde yazılma yoluna gidiliyor. Yine, toplumun benimsediği bütün tanımlamalar da iktidar tarafından kendine göre tanımlanıyor. “Barış” kendine göre tanımlanıyor, “demokrasi” kendine göre tanımlanıyor, “eşitlik” kendine göre tanımlanıyor, “komünal ekonomi” kendine göre tanımlanıyor, “sosyal devlet” kendine göre tanımlanıyor. Yine maalesef Dünya Çevre Günü de böyle bir katliamın konuşulduğu bir gün olarak tanımlanıp bugün karşımızda duruyor.

Tufanın başaramadığını yapıyorsunuz 

Zeytin en kadim ağaç olarak tanımlanır, bütün mitolojik hikâyelerde yerini bulmuştur zeytin. Yine, bütün dinlerde kutsal olarak kabul edilir. Hepinizin bildiği bir Nuh Tufanı hikâyesi vardır; bütün canlıların yok olduğu Nuh Tufanı’nda Hazreti Nuh toprağa bir güvercin gönderir ve güvercin ikinci gelişinde ağzında bir zeytin yaprağıyla gelir. Yani düşünün ki tufanın başaramadığını bugün siz bu Meclis’te kanun çıkararak yerine getirmeye çalışıyorsunuz.

Hiçbir mitolojik hikayede tesislerin adı geçmez 

Homeros bir zeytin ağacının rüyasına girdiğini ve şu cümleyi kurduğunu söyler: “Herkese aitim ve kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce buradaydım ve sen gittikten sonra da burada olacağım.” İşte zeytin böyle bir ağaç. Biz gelmeden önce buradaydı, biz gittikten sonra da burada kalması gereken bir ağaç ama biz ne diyoruz: “Bir tesis mi önemli, bir ağaç mı?” Siz hiçbir mitolojik hikâyede, hiçbir dinî hikâyede ya da tarihte bir tesisin adının geçtiğini duydunuz mu? Siz tarihe bu şirketleri, tesisleri bırakamayacaksınız.