Salih Altun

Başlıkta bir gariplik var diye düşünebilirsiniz; ama inanın ben masumum. Yazacaklarıma bundan daha uygun bir başlık bulamadım. Niye derseniz buyrun:

Bakan: 2017’de ekonomiyi toparladık diyor.

DİYOR DA…Adliyelerdeki icra dosyaları, ödenemeyen borç rakamları, borçlanmanın milli gelire oranı, bankaların elindeki tahsil edilemeyen alacaklara karşılık el konan gayrimenkul stoku, başka şeyler anlatmakta.

Yıllardır betonla beslenerek şişen sağlıksız ekonomi, uluslar arası ilişkilerdeki artistik tavırların da kamçılayıcı etkisiyle tekliyor. Binlerce firma kapısına kilit vurmakta. Ekonomiyi bağladığımız beton kazık, inşaat sektöründe satışlar durdu.

Durumu gören TOKİ, elde kalan stokları eritmek için 21 ağustosta indirim kampanyası başlatıyor.

26 Temmuz günü ihalesi yapılan bin megavatlık Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesine, 8 konsorsiyum teklif verdi. Bu 8 konsorsiyumun, sekizi de yabancı firma.

Üstelik bunların 4’ü son aylarda kılıç-kalkan ekibi ve mehterle eyy çekerek üstüne yürüdüğümüz Almanya’nın şirketleri.(Adamlar bizim çok gürleyip damla yağmur yağdırmadığımızı bizden iyi biliyorlar.) Diğerlerinin, biri ABD,biri Danimarka, ikisi Çin firması. Maşallah hepsi yerli ve milli firmalar.

Askerimizi, 60 yıl öncesinden başlayarak Mehmet başı 25 sente satmıştık zaten. Derelerimizi HES diye diye çok uluslu şirketlere verdik. Topraklarımızı yabancılara pazarlama konusundaki eşsiz başarının izlerini ise Sapanca’nın, Kocaeli’nin ve tüm Karadeniz’in yamaçlarında, iftiharla seyretmekteyiz.

Sıra rüzgârımıza gelmezse ayıp olurdu zaten. Biraz daha sabredelim. Güneşimiz var satılacak daha.

Ve 28 Temmuz 2017 şanlı hükümetimizin milletin çiftçilikle, hayvancılıkla uğraşan efendilerine(!) en büyük armağanı:

ET-SÜT KURUMU VE TMO’YA GÜMRÜKSÜZ TARIM ÜRÜNLERİ İTHALATI İZNİ VERİLDİ.

ET-SÜT kurumu 500 bin büyükbaş hayvan, 475 bin koyun ithal edecek. Hem de kurban bayramı arefesinde aziz milletim. Kurban kesebilenler gavur eti yerken siz bilmem neyinizi kemirirsiniz artık.

Siz, düğün yapmak, taksit ödemek için hasat zamanını bekleyen çiftçiler; size de müjdemiz var.

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ’NİN GÜMRÜKSÜZ İTHALAT MİKTARLARI İSE ŞÖYLE:

100 bin ton pirinç, 500 bin ton mısır, 750 bin ton buğday, 700 bin ton arpa…

Yurt dışından ithal edilmelerine bakmayın siz. Tıpkı yöneticilerimiz ve de tohumlarımız gibi. YERLİ VE MİLLİ ürünler hepsi.

Mübarek büyüklerimizin buyurdukları gibi, en büyük sorunumuz, YERLİ VE MİLLİ STOKUMUZDAKİ eksikliğimizdir oldum olası. Yıllardır yerli malı haftaları kutlasak da çözülememiştir bu sorun. Bu yüzdendir ki kısa vadede en önemli en mukaddes görevimiz de ’YERLİ OTOMOBİL ÜRETMEK’tir Bu böyle biline…!

Bu konuda suçlu elbette ki muhterem büyüklerimiz olamaz. Ülkemiz için her türlü sıkıntıya katlanan; mübarek mabadlarını Mercedes’ten indirip Sercedes’e bindirecek kadar fedakar ve kanaatkâr yöneticilerimize nasıl kızabilirim ki?

Ne yapsınlar adamlar yani. Memleket toprakları Taklamakan çölü gibi. Takla da atsan makla da atsan bitmiyor. Deveden, devedikeninden ve devekuşundan, Kertenkele Oscar’dan başka bir şey yetişmiyor arazilerimizde.

Dimyata pirince gitmesin de ne yapsınlar garipler? Evde bulgur mu var? Elde iki sarhoşun, Menderes’in Morrison Süleymanın ürettiği bir şey de kalmadı ki satsınlar.

Asıl kızmamız gerekenler, zındık laikçilerdir. Yıllardır “Memlekette öküzden çok ne var ki?” diyerek üretimin önüne set çekenler onlar değil miydi?

Aziz vatandaşımızın gözüne baka baka “vatan sathındaki koyun sayısının yaklaşık 20 milyon olduğunu” ısrarla gözümüze sokanlar kimdi peki?

Eyy Laikçi yobazlar, zındık CEHAPE’liler…! Nerede sözünü ettiğiniz öküzler, koyunlar? Vardı da hepsini muhterem büyüklerimiz mi yedi yani?

Söz konusu hayvanatın, nebatatın kıtlığı sebebiyle fiyatı yükselmişti. Ucuzlasın diye mecburen gümrüksüz ithalat izni verdi hükümetimiz.

*

YAŞA VAR OL, YERLİ VE DE MİLLİ HÜKÜMETİMİZ…! ALLAH SİZİ BAŞIMIZDAN EKSİK EYLEMESİN…!