sel-0

Her yıl Karadeniz’de sel, heyelan oluyor. Bu da can ve mal güvenliğimizi tehdit ediyor. Peki, ama neden? Neden her yıl, Samsun’dan Artvin’e kadar can ve mal kaybına neden olan seller, heyelanlar yaşanıyor. Bu doğal bir afet mi, yoksa insanoğlunun hassas dengede duran dik ve sarp Karadeniz coğrafyasını hesapsızca tahripten mi? Özellikle Karadeniz Otoyolunun yapılması aşamasında bilim insanları projenin sakıncalarını anlatmak için elinden gelen her şeyi yaptıysa da ilgililere yetkililere anlatamadılar. Şimdi doğa kendi diliyle anlatıyor. Can ve mal kayıpları yaşanıyor. Bu konuyla ilgili akademik insanların çalışmaları dikkate değer. Bunlardan birisi de

Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden Mehmet Berkün Tuğçe Anılan

Gümüşhane Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden Egemen Aras Karadeniz’deki bozulmaları anlatan bir çalışma yaptı. Bu önemli çalışmanın kısa bir bölümünde şu tespitler yer alıyor:

“Kıyı dengesini bozan yapay faktörlerin en önemlileri; kıyıdan malzeme alınması, kıyıyı besleyen malzemenin engellenmesi ve teknolojik yapılaşmalar sonucu kıyıdaki sediment taşınım rejiminin bozulmasıdır. Liman ve barınak mendireklerinin sebep olduğu erozyon ve liman basenindeki sığlaşma problemleri ile mahmuz ve açık deniz mendireği gibi kıyı yapılarının ve barajların akarsularda ve deniz kıyısında sediment taşınma şeklini ve miktarını etkilemeleri sonucunda, Doğu Karadeniz akarsularında ve deniz kıyılarında önemli morfolojik değişimler oluşmaktadır. Karadeniz’de kara kökenli malzeme nehirler tarafından taşınarak sediment yükü olarak denize getirilmektedir. Bu önemli konu taşıdığı önceliğe rağmen, Karadeniz havzasının sediment yükü bütün bölgelerde aynı ve yeterli derecede araştırılamamış olup, sadece bazı bölgeler için yapılmış bazı araştırmalar vardır. Bu nedenle kapalı bir rezervuar olan Karadeniz’e verilen ve dağılan sediment yükü hakkında elde olan verilerin güvenirliği tartışma götürür durum göstermektedir.

Türkiye’de doğu Karadeniz’de kıyı kara yolu, barajlar ve HES’ler ile yoğun bir yapılaşma sürdürülmekte ve kıyı zonu morfolojisi bunların doğrudan veya dolaylı olarak etkisi altında kalmaktadır. Hidrolik model çalışmaları ve ÇED raporları yeterlilik, içerik ve kapsam bakımından tartışmalı yapı göstermektedir. Çok yapılı sistemler için kümülatif etki değerlendirme raporlarının yapılmasına henüz başlanamamıştır. Bu bölgede, akarsulardan ve kıyıdan malzeme alınması, kıyıyı besleyen malzemenin engellenmesi ve teknolojik yapılaşmalar sonucu kıyıdaki sediment taşınım rejiminde büyük değişmeler oluşmuştur. Liman ve barınak mendireklerinin sebep olduğu erozyon ve liman basenindeki sığlaşma problemleri ile mahmuz ve açık deniz mendireği gibi kıyı yapılarının ve barajların akarsulardaki sediment taşınma şeklini ve miktarını etkilemeleri sonucunda, doğu Karadeniz akarsularında ve deniz kıyılarında önemli morfolojik değişimler oluşmaktadır. Bunların incelenmesine yönelik çalışmalar ise yetersiz kalmaktadır.

Örneğin yapımının tamamına yakını tamamlanan ve bölge trafiğine önemli bir rahatlama getirmekte olan Karadeniz Sahil Yolu’nun güzergâhı, yeterince araştırma yapılmadan deniz kenarından geçirilmiş ve bu yolu korumak için yapılan çok sayıda yapı nedeniyle kıyıdaki sediment dağılım ve taşınma rejimi bozulmuştur. Bu güzergâhın seçilmesi, kıyı hukuku, yönetimi, ekolojisi ve mühendisliği açısından da çeşitli sakıncalar taşımaktadır.

Gürcistan su temini ve endüstri gereksinimi için Çoruh Nehri’nin suyunu kullanmamaktadır. Zirai amaçlı olarak kullanılan suyun miktarı da azdır. Çoruh Nehri üzerinde planlanan barajlar hidroelektrik amaçlı olduğu için, Gürcistan nehirdeki su akışındaki değişmelerden etkilenmeyecektir. Bu nedenle, su kalitesi üzerindeki etkilerde önemli olmayacaktır.

Gürcistan’ın enerji üretimi ve su gereksimi açısından Çoruh Nehri’ne bağımlı olmaması iki ülke arasındaki potansiyel anlaşmazlıkları azaltmaktadır. En önemli problem nehrin sediment yükü rejiminde oluşacak büyük değişimin Çoruh deltasında ve özellikle Batum’un kıyı kesimlerinde sebep olacağı kıyı erozyonu ve bunun balıkçılık üzerindeki potansiyel etkileridir. Çoruh Nehri Doğu Karadeniz’e taşınan toplam sediment yükünün %32’ni getirmektedir. Batum kıyıları ve sahil kesimi esas olarak Çoruh Nehri’nin taşıdığı sediment ile beslenmektedir. Çoruh barajları ile bunun %83 oranında azaltılması Gürcistan kıyıları için potansiyel erozyon tehlikesi taşımaktadır. Benzeri problemler halen Gürcistan’daki Rioni ve Enguri Nehirleri üzerindeki barajlar sebebiyle de oluşmuştur.

sel4-002

Arhavi yine sular altında kaldı. Hopa faciası hala hafızalardaki sıcaklığını koruyor. Rize’de, Ordu, Giresun, samsun ve tüm Karadeniz illerinde sel ve heyelan eksik olmuyor. HES’ler, Hatalı taşkın koruma projeleri, Taş ocakları, ormanlar açılarak yapılan çay bahçeleri, aşırı yağışlarda suyu tutamıyor. O halde bu sel ve heyelanlar aynı şekilde olmaya, can almaya, zarar vermeye devam edecek.

HABER: SAMİ ÖZÇELİK