Karga Gak Demeden
Ömer ŞAN

Hani sabahları işe, okula veya herhangi bir çalışmaya giderken karşılaştığınız insanlarla selamlaşırsınız… İyi günler, merhaba, iyi çalışmalar gibi ifadeler kullanarak ‘günaydın’ dersiniz yürekten! İyi niyet, yürek temizliğinin ifadesidir bu ‘aydınlık’ temennisi…

Aynı zamanda bu dilek, manevi-milli-ananevi duyguların, yaşanmışlıkların da yansımasıdır insanlarda! İmanın ve inancın da göstergesi, günün aydınlığının insanın üzerinde olmasını barındırır içinde… Şimdilerde endişeli insanlarımız!

Birçok şeyi yeni yaşıyor, yeni duyuyor, farkına varıyormuş gibi bir çoğu! Sanki uykudan uyanıyormuş gibi karşısındakilere ‘günaydın’ diye selam veriyor birçoğu.

Hadi ülkemizde yaşanan birçok şeyden habersiz, Beştepe Sarayının 2 milyonluk temizlik masrafından tasarruf etmenin ne kadar zor olduğunun da farkına varabilirsiniz herhalde!

Yada aylar önce yayınlanan görüntülerle sorduğumuz sorulara karşılık, sonradan olma AKP’li ve Bakan Numan Kurtulmuş’un, “Uyduruk görüntülerle halkı galeyana sürükleyemezler” dediği olayı, aylar sonra, dün resmen Türk Silahlı Kuvvetleri, sessiz ve sedasız, Er Sefer Taş’ın IŞİD tarafından yakıldığını ailesine bildirmesi ve devletin de bunu kabul etmesini de anlayamazsınız sanırız! Ama ne bir yas, ne protesto, ne de kınama… Yazık, çok yazık! Değil mi, sizce de?

Çok değil daha 1-2 hafta önce ‘çok yakınlaştığımız’, müttefikimiz ABD, 2 gün önce ülkemiz Türkiye için bütün vize başvurularını kapatmış… Buna karşılık biz de aynı uygulamayı yapmışız! Bir sürü diplomatik zırıltı…

Peki ABD Suriye, Irak, İran, Sudan, Somali, Libya ve Yemen’den sonra vize vermediği ülkeler arasına
Türkiye’yi de ekledi! Düşürüldüğümüz seviye sizce nasıl?

Hadi bu durum karşısında İncirlik Üssü başta olmak üzere, Malatya Kürecik ve Hatay Kisecik üsleri de kapatılır; bir zamanların 6. Filocuları defolur mu?..

Bakın arkadaşımız Erdal Özçelik, ne yazmış… “AKP, seçilmiş(!) belediye başkanlarına diyor ki; ‘Görev verirken iyi, geri almaya sıra gelince neden itiraz ediyorsunuz…’ Aynı cümleyi AKP’yi iktidara taşıyan ABD, bizzat kendilerine söylüyor: ‘Görevi veren biziz, sorun çıkarmadan bırakın!’ Yalandan Nazım Hikmet’e falan sarılmayın…
Buradan Anti-Emperyalizm, Anti-Amerikancılık vb. çıkmaz… Olsa, olsa, ‘öküz öldü, ortaklık bozuldu’ çıkar…” Haksız mı?

Tam da bu aşamada, Saltuk Deniz de uyarı yapıyor… “Günaydın… Bir kez daha haklı çıkmaktan yorularak haftaya başlıyoruz! ‘Büyük devletlerle ilişki kurmak, ayı ile yatağa girmeye benzer! (İ.İnönü). ‘BOP’un eşbaşkanıyım’ (R.T.Erdoğan) Öncelikle ABD, zaten Türkiye’den vizesiz giriş yaptırmıyordu. Şimdi vize vermeyi de kaldırdı. Hükümet de aynı şekilde vizeleri kaldırdı. Herkes yaşadığımız tüm süreci hatırlasın yeter! Ama biz her zaman söylediğimiz sözü bugün yeniden söylüyoruz… Yaşasın tam bağımsız, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti. Yandaş medya şimdide ‘Bağımsız Türkiye’ sloganları atacaktır… Ey hayat, sen nelere kadirsin. Her zaman sonunda gerçeği insanların yüzüne vuruyorsun…

Arkasından ise Ömer Lütfi Yazıcı, yapıştırıyor içinde bulunduğumuz ahval ve şeraiti: “Avrupa’ya vizesiz gidecektik. Olağanüstü hal var, tuvalete kimliksiz gidemiyoruz.”

Ve aklımıza kazınmış gibi duruyor 10 Ekim’i unutmamak… Ankara’daki gar katliamının 2. yıldönümünde, kaybettiklerimiz anısına sevgili emekli öğretmen Turan Bozacı’yı anıyoruz bir kez daha.

Derken, Adalet Bakanı açıklama yapıyor… “51 cezaevi daha ihale aşamasında” diye. Cezaevleri tıka basa dolu, ha bire yenileri yapılıyor… İleri demokrasi bu mu demek?

Hazır ‘Bakan’ demişken… Damatın enerjiye bakanı yargının iptaline karşılık meydan okudu ama geçen yıl kalıcı yaz saati uygulaması sonucu elektrik tüketimi arttı ve elektrik şirketleri fazladan 2,8 milyar TL kazandı… Biliyor musunuz?

Ampute Milli Futbol Takımımız son maçında İngiltere’yi 2-1 yenerek, azmin zaferini gösterdi ve Avrupa Şampiyonu oldu… Kutlarız… Ampute Milli Takımımız sizi de gururlandırdıysa eğer, lütfen arabanızı kaldırıma park etmeyin, engelli asansörlerini işgal etmeyin, edenleri uyarın ve siz de onları onurlandırın!..

Bir de bu arada, vatandaşın yastık altındaki altınlarını isteyen iktidara, 450 ton altınımızın neden İngiltere Merkez Bankası kasasında olduğunu da soralım mı?

E bir de ABD krizi çıktı ya… Gerçi Merkez Bankası ‘panik yapmayın’ diye uyardı ama Doları olan düşünsün! Bozdurma sırası almayı da unutmayın, hele de ıslak imzalı dilekçe yazıp fotosunu da çekin!

Ve yine Unutma! Yaşam gerçeklerle sınırlıdır. Bu sınırlara varabildiğin oranda yaşarsın… Ulaşabildiğin hayaller kadar bu sınırları zorlarsın!.. Sınırlarınızın ne kadarını zorluyorsunuz?

Goethe de diyor ki… “Başkalarının mutluluğundan kendine pay çıkaran insan, en mutlu insandır.”

Lütfen siz de başkalarını mutlu edin ve siz de kendinize bundan pay çıkartarak en mutlu insan olun!