Sorulması gereken soru şu olmalı;
Ülke battı mı, batıyor mu?
Kime soracağız?
Tabi ki ülke ekonomisi şahlandı diyenlere sormayacağız.
Benim aklıma göre bakalım meseleye;
Üçüncü Dünya ülkelerinde emperyalistlerin politikaları gereği aralıklarla ülkeler ekonomik krize girer.
Böylesi ekonomik krizleri demokratik (nispi) ortamlarla atlatamayacaklarını anladıklarında askeri darbeleri tercih ederler.
Ülkemizde 2008 yılından buyana ekonomik kriz var. O krizi aşmak için ne kadar kurum varsa sattılar. Onun geliriyle krizi atlatacak programlar uyguladılar.
Bu da yetmedi.
Bu defa kara para girişini çoğalttılar.
Böylece kriz teğet geçmiş oldu.
Kasıla kasıla “kriz teğet geçecek” dendiğinde Kral Abdullah’ın uçağıyla 17 Milyar dolar para geldi. Merkez Bankasına girmeyen bu para piyasalara sürüldü.
Böylece kriz teğet geçti.
Bu bir programdı.
ABD’nin programıydı.
Köprüden süpürmemiş kullanmaya karar vermişti ABD…
Böylece Teğet geçti ve popüleritesini artırmış oldu bu durum.
2015’e gelindiğinde ekonomik kriz tekrar derinleşmişti.
Ya askere darbe yaptırıp RTE’ye yol verecekti, ya da krizi yeniden bu zat ile atlatacaktı.
İkinci şıkkı seçti.
Ama bu defa bir taşla bir kaç kuş vurmalıydı.
Ortadoğu’da ki programı gereği TSK’yı aşırı güçlü görüyordu.
Bir yanlış hareketle 50 yıllık projeyi riske edebilirdi.
Darbe yapmaya alışık olan orduya alttan verdi gazı, verdi gazı, darbe yaptırıyormuş gibi davranıp, RTE’nin elini güçlendirecek programı devreye koydu. FETÖ falan işin fantastik yanı. ABD, ülkemizde adeta tiyatro oynadı.
RTE’ye verdiği lojistik destekle ki CNN’e canlı bağlanması falan hepsi projeydi, RTE’yi başarılı kıldı. RTE’de halkın yuttuğu bu numaradan sonra OHAL ilan ederek hem askere, hem ülke halkına darbe yaptı.
Geçte olsa CHP’nin darbe tespiti doğrudur.
Kısacası 15 Temmuz bir Kontra harekettir.
Büyük ekonomik kriz aşılırsa ancak böyle aşılacaktı.
Bunca emeklerine rağmen kriz aşılamıyor.
Böyle gittiği sürece de aşılamayacak. Baskı ile ekonomi daha kaç yıl böyle yönetilebilir?
Ortadoğu’ya asker göndermemizin altında yatan neden de ekonomik krizi bir süre daha yönetebilmekti. Gerekirse savaş ekonomisini devreye sokmak içindi.
İşin özeti ise, hiç kimsenin bankalarda ki paralarının güvencesi yoktur.
Bir sabah savaş ekonomisine geçtik derlerse kimse şaşırmasın.
Henüz savaş ekonomisini dillendiren kimseye rastlamadım ancak başka yol kalmamıştır.
Ekonomiye güvenmeyen Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, milletvekilleri çocukları aracılığıyla paralarını off-shore hesaplarına kaydırmazlardı. Zaten Cumhurbaşkanının oğlunun gemicikleri Türkiye’nin İsrail’e ambargo uyguladığında da İsrail’e mal taşıyordu. Sorulduğunda “başka ülkelerden taşıyor” deniyordu.
Bu günde benzer işleyiş devam ediyor.
İflah olmaz zamlar arka arkaya sıralanmış durumda.
Bir kurnazlığı da şöyle yapıyorlar;
Hükümet %10 zam yapacaksa %20 yapıyor, Cumhurbaşkanı kükrüyor ve “benim halkıma bu çok” diyerek mazlumun hakkını koruyormuş havasına giriyor. Hükümet de zammın hileli kısmını geri çekiyor, halta böylece bloke edilmiş oluyor.
Eğer bu kriz RTE ile aşılamazsa askeri darbe yapılması bu defa kaçınılmaz olmuştur. Hemde bir gece ansızın…!