Dünya’da ve Türkiye’de, siyasal krizlerin, popülist liderlerin ve yönetimlerinin atmış oldukları adımlarla derinleşmekte olduğuna tanıklık etmekteyiz. Her geçen gün derinleşen kriz, ABD Başkanı Donald Trump’un Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesi ile daha da katmerlenmiştir.

ABD’nin atmış olduğu bu adım, Ortadoğu barışını sabote etmenin yanı sıra Filistin halkını da yok saymaktadır.

Filistin, uzun yıllardır çözüme kavuşturulamamış bir meseledir. Ülkemizin 68 kuşağı olan gençlerimiz, adalet, barış ve özgürlükler adına, zaman zaman Filistin halkıyla dayanışma içinde olmuş, hatta o topraklara bizzat giderek, İsrail’in Filistinliler üzerindeki saldırılarına karşı mücadele içinde olmuşlardır.

Bugün gerek ülkemizin gerekse bölgemizin barışından, demokratik geleceğinden yana siyasal mücadele yürüten bizler, ezilen, yok sayılan Filistin halkının yanında olmaya kararlıyız.

ABD tarafından atılan bu adımın ne uluslararası hukuka ne de Birleşmiş Milletler kararlarına uygun olmadığının altını çizmek istiyoruz.

Müslümanların, Hristiyanların ve Yahudilerin birlikte yaşamış oldukları Kudüs’te, tarihi, kültürel sosyolojine uygun tekçi olmayan, çoğulcu bir anlayışın yol gösterici olması gerektiğini ifade ederek, ABD tarafından atılan bu adımı şiddetle kınıyoruz.

Yeşil Sol Parti olarak;

Kudüs’ün farklı inançların, kültürlerin bir arada yaşadığı bir kent olması nedeniyle, ABD Başkanı Trump’a bu ayrıştırıcı adımdan, bir an önce geri dönme çağrısı yapıyoruz.

Birleşmiş Milletleri, uluslararası toplumu ayrıştırıcı ve bölgemizde yeni siyasal gerilimleri tetikleyen adım karşısında tutum almaya davet ediyoruz.

Kudüs’ün, farklı dinlere, inançlara ev sahipliği yaparak, barışın simgesi bir kent olarak kalmasını diliyor, bütün ezilen, dışlanan inançlarla ve halklarla dayanışma içinde olmaya devam edeceğimizi ifade etmek istiyoruz.