HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Meclis Genel Kurulunda yaptığı konuşmada TBMM’nin Leyla Zana’nın milletvekilliğini düşürme hazırlığına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TBMM iç tüzüğüne göre değerlendirmeleri “savunma” olarak değerlendirilen Beştaş, “savunma yapmayacağım, bu ayıp size yeter” ifadesini kullandı. Beştaş, şöyle konuştu:
Şu anda Meclis niye çalışıyor? HDP’li vekillerin bir tanesinin daha, Sayın Zana’nın vekilliğini düşürmek için mesai yapıyor. Sabahtan bu yana da sadece halk duymasın diye, savunma hakkı kullanılmasın diye, Zana’ya ve diğer milletvekillerine yapılan haksızlık kamudan gizlensin diye İç Tüzük anlatıyorsunuz.
Zamanında kınadınız, bugün daha ağırını yapıyorsunuz
Bir ceza yargılamasını bilen, savunmanın değerini bilen herhangi bir kişi böyle alelacele “Hadi, vekilliği düşürelim” demez. Bunların hepsi bahane, esasa gelelim. Halk iradesini temsil eden, en yüksek makamda oturan bir milletvekilinden söz ediyoruz. Bu milletvekili ki 10 yıla yakın cezaevinde yatmış. Sizin zamanında kınadığınız ama bugün çok daha ağırını yaptığınız bir şekilde milletvekilliği gasp ediliyor. Yüz binlerce oyu alan, milyonlarca insanı temsil eden bir milletvekilinden söz ediyoruz.
Boş sıralara ne savunması yapayım?
Peki, şu anda nerede milletvekilleri? Milletvekilleri nasıl karar verir? Şu anda karar yeter sayısı var mı? Yok. Şu anda toplantı yeter sayısı var mı? Yok. İç Tüzük niye yazmış bunu? Demiş ki: “Milletvekilleri savunmayı bir dinlesin, bir ikna olsunlar, ona göre oylarını 24 saat sonra versinler.” Ben boş sıralara ne savunması yapayım? Gece 12’yi geçmiş.
Milletvekilleri keşke kendi özgür iradelerine göre karar verseydi, keşke kendi vicdanlarına göre, keşke demokrasi değerlerine göre karar verseydi. Yukarıdan emir, talimatla “Leyla Zana’nın milletvekilliği düşürülecek” dendiği anda başka bir oy verme şansları yok ki. Milletvekilleri olsa da olmasa da sonuç değişmeyeceği için buradan milletvekilleri gönderildi. Demek ki bizim sözlerimizin hiçbir önemi yok.
Size demokrasi anlatsak ne yazar anlatmasak ne yazar
Size; hukuk, uluslararası hukuk, demokrasi, hukuk devleti, yemin, çoğulculuk anlatsak ne yazar, anlatmasak ne yazar! Siz yine halk iradesini gasp etmeye devam ediyorsunuz.
Milli irade diye bir olgu kalmamıştır bu ülkede. Siz halktan, kamudan bu kararı gizliyorsunuz, kaçırıyorsunuz. Leyla Zana’nın vekilliğini düşürmenin hesabını ileride vereceğinizi sizler çok iyi biliyorsunuz. 5 milletvekilimizin vekilliği düşürüldü aynı yöntemle.
Irkçı bir yemini dayatmaya hakkınız yok
Biz usul değiliz, biz bu İç Tüzük maddelerinde saklı değiliz, biz halkız halk. Biz bir partiyiz. Biz bir parti olarak seçimlere girdik, sizin gibi oy aldık ve burada temsil hakkını kazandık. Sizin ırkçı bir yemini, totaliter bir eğilimi bize dayatmaya hakkınız yok. “Niye yemin etmedin? Niye devamsızlık yaptın?” diye usul kurallarıyla oynayarak, kuralları kendinize göre evirerek çevirerek milletvekilliği düşürüyorsunuz. Bu, o kadar basit değil. Siz düşürün, düşürmeye devam edin.
Leyla Zana’nın sizden hiçbir farkı yok
Evet, savunma yapmıyorum. Şu anda Meclis faaliyeti varmış gibi davranıyorsunuz. Ortada bir Meclis faaliyeti yok, ortada milletvekilleri yok, ortada savunmayı dinleyecek bir organ yok; ortada 316 milletvekilinden 22 milletvekili var. Leyla Zana’nın sizden hiçbir farkı yok.
Bu ayıp size yeter 
O, onurlu, hayatını demokrasiye, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne, barışa adamış bir şahsiyettir ve siz büyük bir haksızlığa, tarihsel haksızlığa, hukuksuzluğa, zulme, zorbalığa, faşizme imza atacaksınız. Bu ayıp size yeter!
Biz kadavra değiliz, savunma yapmayı reddediyorum 
Yarın öbür gün sizler yargılandığınızda, emin olun, sizin adil yargılanma hakkınızı ölümüne savunacağız. Ama siz adaletin yanından geçemiyorsunuz. Siz, şu anda kendinizi kurtarmak için her şeyi yapıyorsunuz. Savunma hakkımız gasp edilmiştir. Sayın Zana’dan özür diliyorum, biz sadece bir usulü, işlemi gerçekleştirmeyi reddediyoruz. Biz bir kadavra değiliz, biz kobay değiliz, biz İç Tüzük tartışmalarının gece yarısında üzerinde yapılacağı milletvekilleri değiliz. Hukuku da iyi biliriz, usulü de iyi biliriz ama asıl amacın halktan gerçekleri saklamak olduğunu da çok iyi biliyoruz. Bu ayıp size yeter.