Bir 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü daha;

Vatandaşlarımızın haber alma özgürlüğünün kısıtlandığı ve gazetecilerimizin ciddi bir baskı ve tehdit altında çalışmak zorunda bırakıldığı,

Gerçekleri yazan gazetecilerin cezaevine konulduğu, dışarıda olanların da haklarının gasp edilerek haber yapma özgürlüklerinin ellerinden alındığı;

10 binden fazla gazetecinin işsiz olduğu,

900’den fazla gazetecinin basın kartının iptal edildiği bir ortamda karşılıyoruz.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün 2017 raporuna göre Türkiye tutuklu gazetecilerin sayısının en yüksek olduğu beş ülke arasında.

Bugün hepimiz biliyoruz ki suçu işleyenler dışarda, gerçekleri yazan gazeteciler cezaevinde. Bugün AKP toplumun her kesimini baskı altına almaya sindirmeye çalışırken, en çok üzerine gidilen, baskı altına alınmak istenenler yine basın mensupları, gazeteciler oluyor.

Bugün Türkiye’de basın özgürlüklerine ve medyaya baskı, darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL sonrasında çıkartılan kanun hükmündeki kararnameler ile birlikte önlenemez boyuta geçti.

Demokrasinin, özgürlüğün, adaletin, düşünce hürriyetinin her alanda yok sayıldığı ülkemizde,  tıpkı geçen yıl ve ondan önceki yıllarda olduğu gibi,  değerli basın emekçilerimizin yıpranma paylarından, haber yapma özgürlüklerine kadar birçok alanda sorunları hala devam ediyor ve bu sorunlar her geçen gün katlanarak büyürken bizzat AKP tarafından da iyice körükleniyor. Hem ulusal hem de yerel basın açısından gazetecilik mesleğinin zor koşulları yıllardır değişmiyor ve buna bir de iktidar baskısı ekleniyor.

Hem basın emekçisinin iş garantisi, hem halkın haber alma özgürlüğünün teminatı hem de gazete sahiplerinin iktidar baskısından korunmasının teminatı olan sendikalaşma ile ilgili de hala gerekli düzenlemeler için adım atılmıyor, sendikalaşamama sorunu bu yıl da devam ediyor.

Ülkemizde, canları pahasına görev yapan basın mensuplarına yönelik uygulanan baskı, tehdit ve şantaj,  AKP hükümetinin her alanda alışkanlık haline getirdiği zor, zulüm ve baskının bir yansıması olarak karşımızda duruyor.

Bu sene gazeteciler yine, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutlayamıyor. Çünkü, meslektaşları işsiz. Çünkü iş güvenceleri patronların ve iktidarın iki dudağı arasında. Artık adliyelere haber yapmaktan çok, ifade vermek için gidiyorlar, haber yaptıkları için gözaltındalar, tutuklular. Çünkü gazete büroları kapatılıyor, birleştiriliyor, onlar işsizlikle tehdit edilip her işi yapmaya razı edilmek isteniyor. 10 Ocak günü ise artık Çalışan Gazeteciler değil, Çalışamayan Gazeteciler Günü haline geldi.

“Artık yeter, gerçekten çalışmak, gerçekleri haber yapmak, üretmek istiyoruz” diyen tüm basın emekçilerimizin bir kez daha yanlarında olduğumuzu yineliyor, her zaman doğruları yazmayı ilke edinmiş, cesur, vefakar tüm gazetecilerimize özgür ve tarafsız habercilik koşullarının sağlandığı ve meslek haklarına kavuştukları yarınlar diliyorum.