Bu yazıyı üç yıl önce yazmışım.
Yazı hala güncel ve ben hala korkuyorum.

KORKU

Bir dostum özelden yazmış “Neden böyle şeyler yazıyor, paylaşıyorsun. Ülkenin durumu orta da Korkmuyor musun.” diye
Korkuyorum sevgili dostum. Hem de çok korkuyorum. Bir gün “canlı bomba” olup, evimde “etkisiz hale” getirilmekten. Kapımın çalınmasından. Eşiğin üzerine kanlı upuzun uzatılmakdan, sokak ortasında belirli faillerin meçhulüne gitmekten. Bir şafak vakti evimden alınıp götürülmekten, 12 Eylül işkencelerini yenide yaşamaktan. Korkuyorum.
Korkuyorum.
En çok da ülkenin, çocuklarımızın geleceği için korkuyorum.
İşte bu korkudur beni kamçılayan, yazdıran, konuşturan, hatta bağırttıran.
Korkuyorum.
Ve bağıra bağıra konuşuyorum.
Benim başıma gelebileceklerin çocuklarımızın da başına gelmemesi için.
Çocuklarımızı da başına gelmesinden korkuyorum.
İşte o korkudur beni konuşturan. İşte o korkudur beni korkarken, korkusuz kılan.
Siz de korkun. Korkmalısınız
Korkmaya hakkımız var. Korku insani bir duygudur.
Korkun. Ama korkunuz önüne geçmesin değerlerinizin.
Korkun. Ama, korku geri adım attırmasın size doğrularınızdan
Korkun. Ama, korkunuza kurban etmeyin ülkenin, çocuklarınızın geleceğini.
Korkun. Ama, unutmayın sonsuza kadar da yaşayamayacağınızı.
Korkun. Ama, unutmayın yaşamanın sadece nefes almak olmadığını.
Korkun.
Korkun. Çocuklarınızdan da korkun. onlara mutlu, ferah, demokratik bir gelecek sağlayamamaktan
Temiz bir ülke,temiz bir toplum bırakamamaktan.
Korkun.
En çok da bundan korkun.
İnsanın ne kadar yaşadığı değil, nasıl yaşadığı önemlidir.
Tarih uzun yaşayanların değil onurlu yaşayanların hikayeleriyle doludur.
Korkun.
Ama haklının yanında haksızın karşısında, güçsüzün yanında güçlünün karşısında olamamaktan korkun.
Korkun
Ama yüreklice korkun. Dimdik korkun.

Hasan Kaplan