Karga Gak Demeden
20-02-2018
Ömer ŞAN

            Hani eskiler derdi ya, gün hesap devri, hesabını ona göre yapacaksın! O’ndan değil bu… Öyle, ‘keser döner sap döner, gün gelir hesap döner’ cinsinde de dem vurmayacağız! Kimin hesabı kimden çıkıyor belli değil, ‘at iziyle it izi’ gibi en azından…

            Devran ile sap kısmına da, balta ile ağaç cenahından giriş yapacağız, pek namüsait bir mahiyette olmasa da!

            Alphan Manas, paylaşmış… 2014 verilerine göre… Servet dağılımında en zengin yüzde 1’lik nüfusun toplam ülke servetinden aldığı paylara göre Türkiye yüzde 54,3 ile en arkalarda. Yani Türkiye’de 770.000 kişi, toplam servetin yüzde 54,3’ünü elinde bulunduruyormuş.

            Doğal olarak bu zamandan sonra ‘ince’ bir ayar çekildi gibi bu sayıya… Özellikle de FETÖ’nün hain darbe girişimine endeksli, bitmeyen OHAL’imizden sonra! Koyun bir kenara, lazım olmaz, demeyin, hesap yani.

            Anayasa Mahkemesi (AYM), elektrikteki kayıp-kaçak bedelinin tüketiciye yansıtılmasının ‘kamu yararına uygun’ olduğuna hükmetti. Bu kararla birlikte kayıp-kaçak bedellerinin iadesi için açılan binlerce davada düşecek. Tüketici, AYM’den vize alan kayıp-kaçak bedellerini ödemeye devam edecek… Ve bunun yanında borcunu ödemeyen tarımsal sulama abonelerinin (çiftçilerin) elektriğinin, 12 Şubat’tan itibaren kesileceği bildirildi… Atın bir çizik daha!

            Cari açıkta Türkiye, milli gelirinin yüzde 5,4’ü kadar açık vererek şampiyon olmuş. Hızlı büyümede Çin, açık değil 1,4 fazla verdi. Hindistan’ın açığı ise yüzde 1’in altında. Şimdi bu açık denilen, hani geminin kıç tarafında olup da su alması gibi mi… Yada yama tutmayan pantolonun arka kısmındaki yırtıktan hava alır gibi mi? Diye de sorabilirsiniz!

            Hiç bir şey yapmayın… Şapka yada fesinizi alın önünüze! Bundan 15 sene öncesinin mazlumları, geçen bu sürede mabuta dönüşürse beklenecek fazla bir şey kalır mı kalmaz mı… Mücadeleden gayrı?

            Artvin Cerattepe ve Murgul Damar’daki Cengiz Honding’e ait Eti Bakır İşletmelerinde çalışan ve ücretlerinin iyileştirilmesi için 11 Ocak’ta eşzamanlı olarak işbaşı yapmayan, sonrasında da işten atılan 634 maden işçisi,özlük haklarının verilmesi veya işe geri alınmalarını istiyormuş! Sanki kimse dememiş onlara, Artvin’de maden olmaz, Artvin’in beynine hançer saplamayın… Diye!

            Andon’da ne olmuş? Bu kez HES’i 3 aydır maaş alamayan işçiler durdurmuş-muş! Meğer, şirket ve sonrasında taşeronun taşeronu firma işi durdurmuş! İşçiler maaş alamıyor, kendilerini muhatap alacak yetkili bulamıyormuş! E, köylüler yırtındı, yargı iptal etti, durdurdu… Ne oldu şimdi, mazlumun ahı mı tuttu?

            Daha ah tutacak çok şey var haaa… Çocuk tacizlerine, tecavüzlerine ses çıkarmayıp, yok verenler ne yapacak bu ahlardan?

            Bakın mesela… “Çocuk tacizleri araştırılsın önergesi” AKP’nin oylarıyla reddedildi! Hala, ‘bir kereden bir şey olmaz’ mantığı… Ama olacak!

            Kadın istismarı, çocuk istismarı, bebek istismarı ile devam ediyor kepazelik… Yahu ‘bebeğin istismarı’ nedir? Hangi şeref, namus, kan açıklar bunu he?
Mesela Tecavüz! Konu açık gayet… Bu da oyunun bir parçası! Yıllardır çocuk-kadın tecavüzleri, taciz ve cinayetler… Ceza yok denecek gibi, adalete güven her geçen gün kaybolmakta. Tacizciler, tecavüzcüler serbest. Onları destekleyenler de, savunanlar da var!

            İnsanlar öfkeli. Bıçak kemikte! Deliyor. Can yanıyor ama durum değişmiyor! Hedef, toplumsal kindarlık! Etnik-mezhepsel-bölgesel ayrımcılık, alt-üst kimlik tartışmaları…
Tecavüz-tacize, yasal/adil ceza ve önlem alınmayınca; artık insanlar kendi önlemlerini almaya kalkışacak ve toplumsal çatışma ortamı oluşturulacak! Tutar mı?

            Her çocuk gelecektir!.. Kimseye muhtaç olmadan geleceğe hazırlanmalıdır! Gelir dağılımındaki adalet, eşit işe eşit ücret… Denk Bütçe uygulaması ve Laik-Bilimsel Eğitim… Sağlık ve Adalet ile birlikte Emeğin Hakkı verildiğinde bu muhtaciyet de ortadan kalkacaktır!

            Son uyarı ise Trabzonlu hemşerimiz Haluk Pekşen’den geliyor… “Soyağacı bilgileriniz tüm dünya ile paylaşıldı. Bu paylaşımlardan yalnızca siz mutlu olmadınız, bütün bilgisayar hackerleri de çok mutlu oldu. Devlete güvenerek teslim ettiğiniz kişisel verileriniz artık ayyuka çıktı. Annenizin kızlık soyadının harflerini sormalarına gerek kalmadı(!)”

            Şimdilerde revaçta ya bu soyun ağacı! Ne işe yaradığı pek belli değil ama hayal kırıklıkları da var… Biz de soruyoruz… Dikili Ağacı olanların Soy Ağaçlarına gereksinimi olur mu?

            SGK, hastaların kişisel bilgilerini satar… Toplum, etnik-mezhep-dinsel köklere ayrılır… Soy-sop meselesinden Soy Ağacı seceresine girilip, dolandırıcılara yol verilir…
En ve daha da önemlisi, milletin-devletin Kozmik Odasına girilir! Tık yok!
Operasyonun adı: Zeytin Yağı! İyi ve güzel günler can ülkem!
Tolstoy’un vuruşuyla bitirelim… “Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan insan kötüdür.”
Sap kısmına bir şey uydurabilirseniz, gerisi hikaye!