HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, AKP hükümetinin sıkça kullandığı “yerli ve milli” söylemini eleştirdi. Taşdemir, şöyle konuştu:
Türkiye’de son dönemlerde bir söylem pazarı kuruldu, Hükümet tarafından tezgaha her gün yerlilik ve millilik söylemi seriliyor. Yerli ve milli olduğunu söylenen Hükümet iç siyaset malzemelerini bile aslında dışarıdan temin ediyor.
Biz bu ülkede yerlilik ve millilik söyleminin hayırlı bir şey için söylendiğini hiç duymadık, tanıklık etmedik. Öyle ki, bu söylemin artık bir savaş ve sömürü alarmına da dönüştüğünü ifade etmek isterim. Ne zaman savaşa insan kaynağı gerekse Hükümetin yerli ve milliliği hatırlatası tutuyor.
Yerli ve milli bir şey varsa o da istismar, yolsuzluk ve sömürüdür
Bu ülkede yerli ve milli bir şey varsa o da istismar, yolsuzluk ve sömürüdür. Bizim parti binalarımız durmaksızın saldırıya uğrarken, Hükümet bir gün çıkıp da “Yerlilik bu değildir” demedi. Başbakanın oğlunun gemiciklerinde Hollanda bayrakları sallanırken yerlilik ve millilik söylemi kimsenin aklına gelmedi. Hükümete yolsuzluk ve kâr, enternasyonel, Türkiye halklarına sömürü ve ölüm yerli ve milli, öyle mi?
Paracıkların toplandığı Avrupa bankaları ne kadar yerli ve milli?
Başkanlarınızın, onların çocuklarının paracıklarını topladığı Avrupa bankaları ne kadar yerli ve milli, bir kez daha buradan sormak istiyoruz.
2018 bütçe gerekçesinde yer alan tabloya göre 2012’de 3.021 milyon dolarlık özelleştirme yapılırken, 2013’te tam 12.486 milyon dolarlık özelleştirme yapılmış. Özelleştirme birden 4 katına çıkmış. Savaşa, yıkıma kaynak için halkın mülkünün neredeyse tamamı satılmış. AKP’nin ne kadar yerli ve millî olduğunu görmek isteyen lütfen 2013 yılını aklında tutsun.
Bilgi edinme başvurumuza gelen yanıta göre, Kamu İhale Kanunu 2003 yılından bu yana tam 18 kez değiştirilmiş. Soruyoruz: Kim için? Ne için? Sadece 2017 yılında kamudan davet usulü 3 milyarlık ihale alan Mehmet Cengiz için mi, kendini Meclisin önünde yakan işçi için mi?
Emekçiler milli milli sömürülüyor
Asgari ücrete yapılan zamla bile, bir asgari ücretlinin enflasyon karşısında aylık 500 TL kaybı var. Emekçiler sırf emekçi olduğu için sömürülüyor, milli milli sömürülüyor hem de AKP iktidarı tarafından.
Çalışma Bakanı savaş malzemesi üretecek işçi bulmakla meşgul
Geçenlerde Çalışma Bakanı, altını çiziyorum Çalışma Bakanı vatandaşlara şöyle sesleniyordu: “Afrin’de kendi silahlarımız olmasaydı başarı elde etmemiz mümkün değildi. Kamuda çalışma gibi hedef belirlemiş genç kardeşlerimize de buradan sesleniyorum: Herkes kamuda çalışmak istiyor olabilir, bizim çok daha fazla yerli ve millî üretim alanlarımızı, özellikle savunma sanayimizi artırmamız lazım.” Türkiye’de en az 6,5 milyon insan işsiz ama Çalışma Bakanı savaş malzemesi üretecek işçi bulmakla meşgul.
Bakın, çok değerli iktisatçılarımızdan Özcan Kadıoğlu Türkiye’deki servet bölüşümüne ilişkin önemli bir tablo hazırladı. Tabloya göre, ülke nüfusunun yüzde 10’unun serveti, toplam ülke servetinin yüzde 77’sini oluşturuyor. 2014 yılı rakamlarına göre, servet bölüşümündeki en çok bozulma sırasıyla Rusya, Türkiye ve Hong Kong’da gerçekleşmiş.
Türkiye’de hâlâ bir servet bölüşümü verisi yok. TÜİK’in yayınladığı milli gelir serileri de güvenilir değil. TÜİK, yatırım ve yurtiçi tasarruf oranlarını da kabaca onar puan yukarı çekti. Türkiye’de neden servet eşitsizliğinin verisi yok? Gelir eşitsizliği verileri neden güvenilir değil? Veriler ortaya çıksın da Türkiye, AKP’nin yerli ve milli söyleminin ardındaki gizli tabloyu da görsün.
“Yerlilik ve millilik” dediğiniz her an, 17.065 insanın ölümünü hatırlayacağız
İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi raporuna göre, en az 2.016 insan, hayatını kazanırken can verdi; en az 12 bin kişi de meslek hastalıklarından hayatını kaybetti. Son sekiz yıl içinde 1.900’den fazla kadın katledildi. Sadece ablukalarda 1.689 sivil yaşamını yitirdi. Toplamda pisi pisine ölen tam 17.065 insandan bahsediyoruz. Hükümetin yerlilik ve millilik söylemiyle hesap vermekten kaçtığı, sorumlu olduğu; yerli ve milli olmadığı için değil, kadın, Kürt, emekçi olduğu için ölen tam 17.065 insan. Bu “yerlilik ve millilik” dediğiniz her an, önce bu 17.065 insanın ölümünü de hatırlayacağız.
Ölüm insanların boynunda nabız gibi atıyor
Başbakan Yıldırım geçenlerde Türkiye’nin Avrupa güvenliğine sağladığı katkıyı ifade ederken “Türkiye AB’nin güvenliğini sağlıyor. Nasıl mı sağlıyor? Bakın, iki yıl önce bölgeden Avrupa’ya günlük ortalama 2.500 mülteci geçişi varken bugün sayı 70’in altına inmiştir. Bu ne demektir? Biz, mültecileri o bölgede tutuyoruz, onların arasına karışan teröristlerin de bu bölgeye gelip buradaki toplumsal huzuru bozmasının önüne geçiyoruz demektir” dedi.
“Bu ne demektir?” sorusunu biz yeniden soralım. Yani Sayın Yıldırım diyor ki: “Avrupa’nın güvenliği için IŞİD’lileri biz Türkiye’de tutuyoruz!” “Burada düğünde bomba patlatıyorlar, Ankara’da, Suruç’ta insanları katlediyorlar ama biz bunlara Avrupa’ya olan yerli ve milli sevgimiz gereği katlanıyoruz!”
Artık, ölüm insanların boynunda nabız gibi atıyor. “Yerlilik ve millilik” söylemiyle üzeri örtülen gerçekler Türkiye halklarına hiç hak etmediği bir tarihi yaşatıyor.