Yahu her gün size hoppalaaa demek zorunda mıyız?
Cem Uzan %7 Oy aldı diye yapmadığınız kalmadı. Peşinden gazetecilere posta koymak geldi. Yok “öyle soru mu olur muş, böyle soru mu olur muş” gibi karşı saldırılar yapıldı. Peşinden de malum saksağan basın icat edildi. Tarikat ve tarikat bağlantılı şirketlerin devleti yağmalamalarına göz yumulması…. Deniz Feneri dosyalarının karartılıp aklanması…
Bunların her birine hoppalaaa demeden edemedik.
OSYM sorularını çaldınız, KPSS sorularını çaldınız… Bütün uzmanlık ve işe alım sorularını çaldınız, okullara kendi adamlarınızı yerleştirdiniz. Soruları FETÖ çaldı diyerek kendinizi aklayamazsınız. FETÖ sizsiniz. Liseliler ayaklandı, üniversiteliler ayaklandı, neden soruları çalıyorsunuz diye, sizin başınız kalkıp “on bin kişiyle de biz mi çıkalım” diye mağdur ettiği çocukları tehdit etti. Ülkenin başbakanı halkını linç tehdidi etti bu ülkede… O zaman demeyenler şimdi desinler hoppalaaa…
Sonra ülkenin genel kurmay başkanına terörist dediniz. Komutanları içeri attınız. Darbe yapacaklardı diyerek subayların tutuklanmalarını meşrulaştırdınız.
Koca koca makamı kapatan siz cüceler her gün bu ülke halkına hakaret ettiniz. “Ananı da al git” dediniz.
“Kadın mıydı kız mıydı bilmem” dediniz. Bizse her seferinde kocaman bir hoppalaaa, dedik.
Türkiye’nin gücünü Hopa’ya yığdınız ve Metin Lokumcu’yu katlettiniz.
Tütün ve alkollü içki fabrikalarını sattınız, tütün çiftçiliğini bitirdiniz. Şimdi yabancı sigaradan ve yabancı sigara tüccarlarından geçilmiyor ülke.
Özelleştirmenin dünya devlerinin ulus devletlerini ortadan kaldırmak için dayattıkları bir politika olduğunu bile bile o politikaların selameti gereği yasalar yaptınız. Milletim derken ne kadar sahtesiniz, ne kadar yalancısınız öyle… Milletim diyen gider milletinin refahı için yasa yapar, dünya kartelleri için değil.
Birde seçimler var. Arkadaş seçimler zamanı, bakanlıkların araç gerecini partiniz için kullanıyorsunuz. Personelini kullanıyorsunuz. Belediyelerin bütün imkanlarını partiniz için kullanıyorsunuz. Yine belediyenin personelini de kullanıyorsunuz. Gitmeyenlerin de işine son veriyorsunuz. Bu davranışın insanlıkla yakından ve uzaktan bir ilgisi yoktur. Bunlar yetmiyormuş gibi birde hazine yardımı alıyorsunuz. Olmaz böyle bir şey. Kamu malını kendi seçiminiz için kullanmak insanlığın hiç bir değerine sığmaz. Kullanamazsın…
Ha biz kullanırız derseniz.
Bu davranışınıza bizde faşizm deriz.
Devleti yönetenlerin çocukları, eşleri de sanki devlet yönetiyorlar havasındalar. Devlet yönetimine karışamazlar.
Biz karıştırırız derseniz, biz de size faşist deriz. Çünkü demokrasilerde böyle bir şey olmaz.
Oğulun, bakanların üstündeymiş gibi davranması diktatörlükte ancak olur.
Karar verin ve halka bunu açıklayın, Türkiye diktatörlükle mi yönetilecek, demokrasi ile mi?
Tüm bu yaptıklarınıza tepki olarak bu ülke halkı şerefiyle namusuyla Gezi ayaklanmasını yapmıştır. Sizse o ayaklanmayı yapanlara hakaret etmeyi ülke yönetmek sandınız. Cehaletiniz o kadar paçalarınızdan akıyor ki “bu halka biz ne yaptık ki ülkenin %60’ı ayaklandı” demediniz. Ancak itinizle, atınızla, tankınızla, topunuzla saldırdınız. Gencecik insanları katlettiniz.
Oy çaldınız.
Para çaldınız.
Kara para akladınız.
Bu kadar gayri ahlaki bir yapı beyaz kadın ticareti de yapar, uyuşturucu kaçakçılığı da.
IŞİD’e, El-Kaide’ye, ÖSO’ya silah gönderdiniz.
IŞİD’in petrolünü sattınız.
Barış barış dediniz, sonra dönüp kendi kentlerinizi top atışına tuttunuz.
Sandıkta yenemediğiniz HDP’li halkın vekillerini içeri attınız, Belediye başkanlarını içeri attınız. Yerlerine ise kayyum atadınız. Buna hoppalaaa denmez de ne denir?
Meclisi yalandan bombaladınız, Kaçaksaray’ı yalandan bombaladınız. Gölbaşı’ında Polis eğitim merkezini tam hedef alıyor da ne hikmetse Cumhurbaşkanlığı ve Meclisin kıyısından kenarından vuruyor.  Dolayısıyla bu bile darbe dedikleri 15 Temmuz dalaveresini ele veriyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün heykellerini yıkma projesi yapıyorsunuz yer yer ama nafile. Sonuçta bükülmeyen bileği şimdilik öptünüz.
Küçük yaşta kızlar ile evlenmeyi ulemalarınızla fetva verdiniz, bu halk fetvalarınızı başınıza tersine geçirdi. Bu defa ulemaları sattınız. Sonunda medeni kanunu uygulamak zorunda kaldınız. Hatta dinde reform en yüksek perdeden dillendirildi.
Peşinden İstiklal Marşı…
İstiklal marşına tepki vermeyen milliyetçilerin ise kanları kesin bozuktur.
Kısacası utanmadan yine her yere adaysınız. Bunca şeyi yapan bir iktidarın birazda utanması lazım. Tarım çökmüş, ziraat çökmüş, hayvancılık çökmüş, Halk borç batağında, devlet borç batağında.
Sen ver askerin eline silahı Suriye’de yel değirmenlerine karşı savaştır.
Normal insan ya da insanlar bunca şeyden sonra hiç bir yere aday olmaz.
Diyelim ki aday oldular.
O zaman da halk oy vermeyecek.
Bunca şeye rağmen bu halk bunlara oy verirse demek ki sorun halktadır.
Bu seçim Atatürk’ün Türkiye’si ile, Recep Tayyip’in kaotizmi arasında yapılacaktır.
Bombalar patlamasın, katliamlar olmasın…
Bu duruma bile demek lazım hoppalaaa…!