https://youtu.be/TpOLWPVbteE

Haber: Sami Özçelik

TBMM’de gündem dışı ilk söz,  alan Bayraktutan  Yusufeli’nin sorunlarına değindi. Bayraktutan yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi;

“Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle sizleri, daha sonra da televizyonları başında bizleri izleyen, özellikle Yusufeli’nde kahvelerde, iş yerlerinde bizleri izleyen hemşehrilerimi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Artvin’in Yusufeli ilçesi Yusufeli’nde yapılan HES nedeniyle, büyük bir baraj inşaatı nedeniyle komple sular altında kalıyor. Üç yıl evvel burada yapmış olduğum konuşmaya bir tabutla çıkmıştım, “Bir ilçeyi canlı canlı toprağa gömüyorsunuz.” diye ifade etmiştim ve gelinen noktada üzücü bir tabloyla karşı karşıyayız.

Neden? Değerli milletvekilleri, olay şu: Bakın, Yusufeli’ni yeni yerleşim yerine bağlayacak olan bir viyadük çalışması var. Bu viyadük çalışmasında bir problem var, halk bu konuda büyük bir mağduriyet içerisinde. Neden?

Çünkü yeni yerleşim yeriyle alakalı çalışma tamamlanmamış değerli milletvekilleri. Yusufeli’yi buraya bağlayacak, yeni yerleşim yerine bağlayacak, 200 metreden geçecek olan bir viyadük çalışmasıyla alakalı olarak Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından bir çalışma başlatılıyor, 200 metreden geçecek ve Yusufeli’nin kalbinden geçecek bir çalışma. Eğer bu çalışma başlarsa… Çünkü yeni yerleşim yeriyle alakalı işlem tamamlanmadığı için hemen altında, Yusufeli’nin göbeğinde, can kalbi olan yerde bir çalışma olacak ve orada insanlar, esnaf, halk derin bir mağduriyetle karşılaşacak değerli arkadaşlarım.

O da neden? Bakın, bunun yapılacağı yer, bu viyadüğün yapılacağı yer Yusufeli’nin ilçe merkezinin göbeği. Burada Halitpaşa Ortaokulu var, 700 öğrencisi var değerli arkadaşlarım; 20’nin üzerinde esnaf var, iş yerlerini kapatacaklar; 100’e yakın konut var, 58 civarında olduğundan bahsediliyor ama sadece bunlarla, bu lokal rakamlarla ifade edilmeyecek kadar bütün ilçeyi etkileyebilecek bir tabloyla karşı karşıyayız.

Değerli milletvekilleri, yeni yerleşim yeri tamamlanmadan eğer bu viyadük çalışmasına başlanırsa bir ilçeyi canlı canlı toprağa gömeceğiz. Şimdi, Yusufelili, Yusufeli’nin esnafı, Yusufeli halkı bütün Türkiye’ye, yüce Parlamentoya seslenmeye, sesini duyurmaya çalışıyor, diyor ki: “Eğer bu çalışmaya başlarsanız…” Çünkü, bakın, değerli milletvekilleri, burada bir esnaf bile mağdur olursa, konutları boşaltırsak o konutlardan boşalacak olan kişilerin Yusufeli’nde bir tane bile ev bulması mümkün değil değerli arkadaşlarım. Burada tarihî bir yanlış yapıyoruz. Yeni yerleşim yeriyle alakalı olarak, tamamlanacak inşaatın üç dört yıldan evvel tamamlanması mümkün değil ama biz ne yapıyoruz?

Dört sene sonra tamamlanacak olan bir inşaatla, yeni yerleşim yeriyle alakalı olarak biz bugünden Yusufeli’nin ilçe merkezinde tozla, toprakla yeni bir 200 metrelik viyadük yapmaya çalışıyoruz. Bu ne demektir biliyor musunuz? Bir ilçeyi baştan, hiçbir şey olmadan, inşaat tamamlanmadan canlı canlı toprağa gömmektir. Böyle bir düzenleme yaparsak değerli milletvekilleri, toz toprak altında kalan bir ilçe, toz toprak altında kalan bir esnaf gerçeğiyle karşı karşıyayız. O nedenle, Yusufeli halkı şunu diyor:

“Devletimizin vermiş olduğu karar başımızın üzerinedir.” Bakın, kolay bir olay değil, mezarlarını çıkartıyorlar başka yere götürüyorlar, doğdukları yerler, doydukları yerler, anıları var, hayalleri var, çocuklukları orada geçmiş, babalarının, dedelerinin, nenelerinin cenazeleri, mezarları orada. Hiçbir şey demiyorlar ama şimdi kalkıp Karayolları Genel Müdürlüğü hiçbir şey olmamış gibi bugünden başlıyor -bugün yarın kamulaştırma evraklarını gönderecekler- Yusufeliliye diyor ki: “Burayı terk et.” 700 öğrencisi olan, o ilçenin en büyük okulunu prefabrik bir şekilde başka bir yere taşımaya çalışıyorlar. Sayılamayacak, 20 tane belki daha fazla rakamda bir esnafı oradan caydırmaya çalışıyorlar. Daha doğrusu en önemli olan, en metropolitan durumda olan, kent merkezi sayılabilecek bir yere biz ne yazık ki bir hançer saplıyoruz değerli arkadaşlar.

O nedenle, buradan Hükûmet yetkililerine sesleniyorum: Değerli arkadaşlarım, Yusufeli, Artvin’in güzel ilçelerinden bir tanesi. İnsanı güzel insanlar, hiçbir şey demediler, serzenişte bulunmadılar. “Türkiye için Yusufeli’ni feda etmek istiyorsanız sadece başımızın üzerine.” dediler. Ama Hükûmetten de şunu bekliyorlar: Bakın, böyle bir çalışma bir ilçeyi anılarıyla beraber yok eder. Şimdi, baraj olmadan, baraj tamamlanmadan -baraj duvarı tamamlanmış- siz yeni yerleşim yerini tamamlamadan, “Yeni yerleşim yerinde bir tane konut, bir tane iş yeri açmadan ben burada dört sene önceden burada ben 200 metre yüksekliğinde bir viyadük koyacağım ve Yusufeli halkına bir şey olmaz.” diyorsanız bunu ancak iyimserlikle ifade edebilirsiniz değerli arkadaşlarım. Hani bir söz var ya “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” Siz Yusufeli’nde insanı canlı canlı toprağa gömüyorsunuz ve öldürüyorsunuz. O nedenle diyoruz ki…  Değerli arkadaşlarım, değerli parlamenterler, milletvekillerimiz, saygıdeğer Hükûmet; Yusufeli’nin ve Yusufelilinin sesini duyun. Bakın, orada bir haykırış var. Esnaf ve Sanatkârlar Odası, siyasi partiler, bütün sivil toplum örgütleri diyorlar ki: “Burada bir kanayan yara var.” Gelin, bu kanayan yaraya merhem olun, Yusufeli halkının mağduriyetini giderin diyoruz.”