1915859_1287482557933869_5544487047995956620_n

Artvin’in yetiştirdiği önemli değerlerimizden birisi olan Ömer Faruk Eminağaoğlu CHP 27. Dönem İstanbul 3. Bölgeden milletvekili aday adayı oldu. Ömer Faruk Eminağaoğlu adaylığı sonrası kaleme aldığı ilk makalesinde önemli tespitlerde bulundu.

“24 Haziran seçimleri takvimi açıklandı. AKP’nin, daha doğrusu 16 Nisandaki evet cephesinin adayının Erdoğan olacağı tartışmasız. AKP’deki yapı ve AKP’nin öngördüğü tek adam sistemi gözetilince aksinin düşünülmesi de zaten olanaksız. 16 Nisandaki hayır blokunda yer alan partilerde, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili olarak nedense, ilk turda farklı adaylar gösterilmesi, bu adaylardan ikinci tura kim kalırsa onun etrafında bir araya gelinmesi, sonucun da ikinci turda hedeflenmesi iklimi egemen kılındı. Böyle olunca gözler, bu cephedeki Cumhurbaşkanı adaylarının açıklanmasına çevrilerek, ülke adeta açıklanacak bu isimlere kilitlendi.

TÜM SEÇMENLERİ KAPSAMINA ALAN ANKET ORTADA

Anayasa değişikliği ile ilgili 16 Nisandaki halkoylamasında halk sağduyu ile “tek adamlığa hayır” söylemi adı altında buluşup “hayır” dedi. Hukuk ve demokrasiye sahiplenerek, AKP karşısında kenetlenerek gösterilen bu duruş sonucunda da gerçekte “hayır” kazandı. YSK, her türlü hukuksuzluğa gözlerini kapayarak kesin sonucu “evet” kazandı diye açıkladı…

Halktaki sandığa yansıyan o duruş ve irade, bugün de sürüyor. O irade, sonuç ve oran, tek adamlığa hayır diyenlerin ve aynı zamanda 24 Haziranla yaşama geçirilecek tek adamlığa hayır diyenlerin de oranını oluşturmuyor mu… 24 Haziranla tek adamlığa geçmek isteyenler ve istemeyenlerin kim olduğu tartışmasız… O halde 24 Haziranın anketi çok net biçimde tüm seçmenler nezdinde 16 Nisanda yapıldı ve önümüzde…

Bu anketten de biliyoruz ki gerçekte “hayır” çıktı! Yapılacak şey, tek adama hayır diyen o iradeyi 24 Hazirana aynı bütünlükle taşımak… Bu arada 16 Nisandaki hukuksuzlukları da düşünerek, B, C planlarımızı da hazırlamak. AKP, bugün içinde bulunduğumuz ortamda demokratik yollar bir tarafa, süreç ilerledikçe gücünün hukuku ile de kendisini, kendi iktidarını yarınlara taşıyamadığını gördü. Bir seçimden çıkamayacağını, bu durumu ve tükendiğini gören AKP, her ne olursa olsun iktidarda kalabilmek adına, seçimden kaçarcasına apar topar seçim kararını yaşama geçirdi. Böylece gerçekte serbest ve eşit seçim koşulları da yaratılmadan, OHAL süreci içinde olunduğu da gözetilmeden, OHAL bile kaldırılmadan, Türkiye bir seçim sürecine girdi. AKP, seçim kararı öncesinde bugüne kadar hep kendi geleceğine yönelik perde arkasından seçim çalışmalarını da kuşkusuz sürdürdü.

HER TÜRLÜ TEK ADAMLIĞA HAYIR

16 Nisanda “tek adamlığa hayır” söylemi kazandı. O halde ülkede çoğunluk, tek adamlığa hayır diyor. Çoğunluğu, tek adamlığa hayır söyleminde buluşturan, bu duruşu ortaya çıkaran ne… Kuşkusuz, AKP’nin yaptıkları… Çünkü AKP, kendi iktidarı için sömürmedik, konu, alan, kişi, kadro, yapı bırakmadı… Her konuya yaklaşımı, her durumda nasıl çıkar elde edeceği, her koşulda iktidarını nasıl sürdüreceği üzerinden oldu… Cumhuriyete her yoldan saldırdı, Cumhuriyetin tüm değerlerinin içini boşalttı. Her türlü hukuksal güvenceleri ve demokrasiyi kağıt üzerinde bıraktı, ülkeyi anayasasız kıldı…

HALKI YOK SAYDI, KUTUPLAŞTIRDI…

Yaşananların bu boyuta varması karşısında halktaki, Cumhuriyetin tüm nitelikleri ile korunması, hukuk ve demokrasi içinde her türlü farklılıklarla beraber yaşama iradesi belirleyici oldu. Tek adamlığa hayır denilerek, herkes 16 Nisan için bu söylemde buluştu ve halkın iradesi görüldü.

Tek adam diyen evet cephesi, bugün de halkın karşısına dediği gibi tek adamla, Erdoğan’la çıkıyor… Şimdi seçim sürecinde yaratılan kamuoyu, halkın karşısına hayır cephesinin de ilk turda her partinin farklı adaylarla, her partinin bir tek adamla çıkması yolunda… Tek adamlığa hayır dediğimize, halk bu söylemle kenetlendiğine göre, halkın karşısına çıkılacak isim tek adamlığı uygulayacak bir isim değil, kuşkusuz tek adamlığa hayır diyecek, bu konuyu sona erdirecek bir isim olmalı. Erdoğan’ın yani evet cephesinin söylemleri ile oyalanarak değil, tek adamlığa hayır diyen kesim, halka kendi yol haritasını yani kendi programını açıklamalı.

O YÖRÜKLERLE NEDEN HAİNCE UĞRAŞIYORLAR

Halkın karşısına çıkılacak bu program, Türkiye’yi parlamenter rejime kavuşturana kadar uygulanacak geçici bir program olmalı. Örneğin yasalaştırılarak kalıcı ve süresiz kılınan OHAL KHK’larının sistemden tamamen kazınacağı, şeker fabrikalarının, halkın varlıklarının tekrar halka kazandırılacağı, 2010 ve 2017 Anayasa değişiklikleri başta olmak üzere AKP’nin dayattığı anayasa değişikliklerinin kaldırılacağı ifade edilmeli.

Bu yönetimin süresi de açıkça vurgulanmalı. Hayır diyen, tüm demokratik kitle örgütleri ortak dil üzerinden, aynı amaç üzerinden çalışmalarını sürdürmeli. Hayır diyen tüm siyasi partiler, ben demediklerini biz dediklerini, Türkiye ortak paydasında buluşulduğunu halka göstermek için, halkın karşısında hep birlikte çıkmalı. Bu program da, tek adamlığa hayır denilerek birlikte açıklanmalı…

AKP sistemini benimsemek anlamında değil, o sisteme son verileceği ifade edilerek, Cumhurbaşkanı adayı ile olası yardımcıları, olası bakanlar, kazanılacak seçim sonrasında açıklanacağına, sürece de hazırlıklı olunduğuna göre, işte bu kadro seçim sonrasına bırakılmadan, daha şimdiden açıklanmalı. Seçim takvimi, açıklanacak aday adı üzerinden, ancak böyle bir kadro ile yürütülmeli. Bu kadroda, hayır diyen tüm renkler, tüm farklılıklar olmalı. Bu kadronun amaç, görev süresi ve programının, açıklanan çerçevede olacağı açıkça vurgulanmalı. Böylece tek adama hayır diyen bizler ve halk, AKP’nin karşısına, halkın önüne tek adamla değil, bir kadro ile çıkıldığını da göstermeli… AKP, amacına ulaşabilmek adına her zaman, her türlü hukuk dışılıkları bile düşünüp A, B planlarını da hazırlayıp cebine koyuyor… Sandıktan çıkamama durumu karşısında, seçimleri sandıkla değil, Anayasaya eklenmesini sağladığı geçici madde yoluyla, duruma göre son güne kadar koyacağı seçimlerle ilgili kuralların uygulanabilmesini olanaklı kılarak, bu kurallarla kazanmayı bile düşünmekten uzak durmuyor…

16 Nisanda hayır kazandı ve hayır bloku çözülmedi, halk yine tek adamlığa hayır diyor. O halde bu irade ikinci turda değil, ilk tur için yine birleşip bütünleşilerek sergilenmeli… Bu birleşme ve bütünleşme de, halkta desteği en çok olan örgüt, aday etrafında olmalı. Böyle bir aday etrafındaki “kadro” ile ortaya çıkılması, her türlü tek adamlığa bizzat hayır denildiğinin açık ifadesi de olacak. O kadro içinde, hayır diyen her kesim kendisinin ifadesini bulacağı için, halk heyecanla sandığa sahiplenecek, seçime katılım da en yüksek düzeye çıkacak.

16 Nisanda gerçekte hayır kazandığına göre, şimdi neden ikinci tur hedeflenir ki… 16 Nisandaki birliktelik psikolojik üstünlükle sürdürülerek, ilk turda ortaya konulmalı. Sonuçta aynı irade kazanacak, bu durumun 16 Nisanda da böyle olduğu, herkese, kuşkusuz AKP’ye ve YSK’ya da gösterilmiş olacak…

Halk nezdinde, seçimde psikolojik üstünlüğü kaybeden AKP, yaptıkları ve yapacaklarını anlatarak, vaatleriyle bu süreçten çıkamayacak, her yerde tek adamıyla halkın karşısında olacak, aksini dese de tek adamlığını da yine böylece ayrıca gösterecek… Hayır blokunun bir kadro ile değil de tek adayla ilk turda halkın önüne çıkması durumunda, AKP; iktidar olanaklarıyla, medyasıyla geçmişte yaşandığı gibi her yoldan her koldan hukuksuzca seçim süresince bu kişiyi yıpratmaktan uzak durmayacak. AKP muhatap alınsa bu konularla uğraşılacağı için süreç yürütülemeyecek, alınmasa her türlü kirli kampanya da sürecek. Kadro olarak çıkıldığında ise, AKP muhatap alınmayarak her türlü farklılıkları ve her türlü renkleri içinde barındıracak bu kadro ile her yoldan her bölgede “halkla buluşup” yola devam edilecek. AKP böyle bir durumda kimi yıpratacağı konusunda bile yolunu şaşıracak…

AKP’nin yapacakları yerine o kadroyu hedef alması demek, halkı hedef alması demek olacak. Halkı hedefe oturtan, halkla çatışan AKP karşısında ise halk duruşunda daha da kenetlenecek… Halkla karşı karşıya geldiğinde kendi durumunu bildiği için her zaman baskıya, iktidar olanaklarına yönelen, panikleyen, panikledikçe daha çok hata yapan AKP, kendi tükenişini seyrede seyrede böylece ilk turda devre dışı kalacak…

ZAFER İLK TURDA VE TEK ADAMA HAYIR DİYENLERDE

16 Nisanda hayır kazandığına, hayır diyen o irade çözülmediğine göre, ben değil biz diyerek, ilk tura o bütünlükle çıkılmasının önünden hiçbir engel yoktur. İkinci turu konu ederek, AKP’nin B planı içinde bir zemin yaratmaya hiç gerek yoktur. İkinci turda zorunlu bir araya gelecek hayır bloku, böyle bir ikinci turu beklemeden 16 Nisandaki çoğunluk gücüyle, 24 Haziranda kararlılıkla, zorunluluk olmadan bir araya gelebilmelidir.

Bu birliktelikle zafer tek adama hayır diyenlerindir. (o.f.eminagaoglu@bihabermedya.com)

ÖMER FARUK EMİNAĞAOĞLU KİMDİR?

Şavşat, 1967 doğumlu. Yüksek öğrenimini AÜ Hukuk Fakültesi’nde yaptı. 1989’da Ankara adli yargı yargıç adayı olarak mesleğe başladı. Sırasıyla Bandırma Cumhuriyet Savcısı, Delice Yargıcı, Yargıtay Yargıcı olduktan sonra 2001’de Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı’na atandı. 26.6.2006’da kurulan Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin (YARSAV) kurucu başkanı oldu.

HABER: SAMİ ÖZÇELİK