Recep Tayyip Erdoğan’ın uyguladığı ekonominin sonucu, Somali’de bedenindeki sineği dahi kovamayacak gücü olmayan insanların gününe düşürmektir, ülke halkını…
SÜMER’i satarsan
SEKA’yı satarsan
TEKEL’i satarsan
Et Balık Kurumunu satarsan
PETKİM’i satarsan.
TEDAŞ’ı satarsan
TEK’i satarsan
Barajları satarsan
Yolları, köprüleri satarsan
Devlet kurumlarına ait olan binaları ve eklentilerini satarsan
Yeraltı yerüstü madenleri ve suları satarsan
Kısacası cumhuriyetin ekonomi ruhu dururken ABD’nin politikasını ülkende uygular isen, senin halkının elinde Kur’an, onların elinde senin malın kalır.
Yıllardır Avrupalı, Afrikalıya neler yapmışsa aynını ABD bize yapıyor.
Devletin içini boşaltıp bize kasnağı bekletiyor. Kasnağı beklerken de “vatan elden gidiyor” edebiyatı yaparak ülke de milliyetçilik zirve yapıyor.
Oysa vatan sınır boyu değildir. Vatan tarihiyle, kültürüyle, zenginlikleriyle bir bütündür.
Dolayısıyla Türkiye’nin yapması gereken birinci iş, neoliberal politikaları terk etmek, onun tahribatını onarmaktır.
Şaka gibi ama ABD 1928 Yılı büyük ekonomik krizini Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ekonomisini uygulayarak atlatmıştır.
1945 Yılında Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombasından sonra Japonya yine Atatürk’ün ekonomi politikasını uygulayarak yaralarını sarmış ve kısa süre sonra da gelişmiş ülkeler arasında yerini almıştır.
Biz ne yapıyoruz?
Dünya kapitalizmine kapıları açıp, onların istediği yasaları meclisten geçirerek işlerini kolaylaştırıp, ülkeyi yağmalatıp yaşanmaz hale getiriyoruz.
AKP iktidarı ülkesine ihanet etmiştir.
AKP iktidarı tek bir sefer değil, her hareketi bu ülkeye ihanet…
Açık seçik Cargill için RTE, Şeker Fabrikalarını sattı. Vatana ihanet değilde nedir bu?
Cargill kazansın diye kimlerin kaybettiğini sıralayalım isterseniz.
Bu satışlar ülkenin para değerini de düşürüyor.  Çalışanların her yıl ücretleri düşe düşe sıfıra yaklaştıkça, ülkenin zenginliklerinin tamamı yabancı şirketlerin eline geçmiş olacak. Dolayısıyla bu gün işveren olanlar da yarın işçi olacak. Kısacası Koç ve Sabancı bile rahat bırakılmayacak bu ülkede. Bakmışsın bir gün gelmiş iki ailenin fertleri de asgari ücret ile çalışıyor.
Sözün özü, 1923 Ruhuna dönmeliyiz. Planlı ekonomiye geçmeliyiz. Tarım alanlarımızı yeniden tarıma açmalı ve üretimi yeniden örgütlemeliyiz.
Atatürk’ün ilkeleri uygulamaz, gidip emperyalistler ile iş tutarsanız, bir gün gelir ülkede herkes onların belirlediği ücrete çalışır, kendi ülkende mülteci konumuna düşersin.
AKP, budur işte.
Recep Tayyip, pislik dedi, çöplük dedi. daha önce de tezek demişti.
Kime dedi?
Tabi ki Atatürk’e…
Ne zaman Atatürk’e hakaret etmek isterse ya İsmet İnönü’ye hakaret ediyor, ya da CHP’ne…
Ama inanıyorum ki o dediklerini aynada gördüğü için demiştir. Yoksa demezdi. Aynada başka şey görünmüyorsa adam ne desin?
Hazır olun, Atatürk’e kim hakaret etmişse yeni yapılan hapishaneler onları bekliyor. Bir milyonsa bir milyon, beş milyonsa beş milyon, on milyonsa on milyon.
CHP Atatürk’tür…