Karga Gak Demeden
Ömer ŞAN

           Kimse alınmaz herhalde üzerine… Acemilik aslında inceliktir! Siyasette de böyledir, yaşamda da böyledir! Ve hatta sahnede de… Küfür ve hakaret bilmez acemilik! Kendini bilir…

            Bizde bunun tam da karşılığı ‘kaşarlanmaktır’, bilirsiniz! Kartlaşmak, gemi azıya almak, da derler eskilerimiz bu duruma ve ayırırlar bir kenara yada çürüğe!

            Bizim memlekette olmaz hiç böyle şeyler! Eskiden yani… Son 15-20 yılda öyle ani düşüşler yaşadı ki toplum, cinnetin ötesinde travma geçirdi adeta! Bakın hastanelere, hastalık çeşitlerine, ilaç kullanımına…

            Toplumun yarısından fazlası hasta, diğer yarısının yarısı keza potansiyel gibi… Yarısının, yarısının diğer yarısı ise bunlarla ilgileniyor, geriye azınlık bile kalmıyor!

            Hastalık denilen öyle böyle değil ha, kanser etmişler çoğunluğu, kimi psikolojik olarak, kimi travmatolojik!

            Çıkıyor ‘beyin efendileri’ televizyonlarda meydanlarda konuşuyor, dostlar, komşular, akranlar birbirine küsüyor, kinleniyor, nefret ediyor, bileniyor… Ondan sonra da din-iman bir gidiyor! Yok, camiler yıkılmış, gene yıkılacak da… Yok gözleri yaptıklarındaymış da! Yahu arkadaş ne yaptın? Cezaevi, tünel, yol, yolsuzluk! Fabrika mı yaptın? Cumhuriyet döneminde ve senden önce, 15-20 sene öncesine kadar yapılanları mı sattın!

            Daha bir ay önce, Şeker Fabrikalarını kim sattı? Yahu, yerine yenileri yapılacak diye yıkılan Derepazarı Sohtorik Camii ve Rize Gülbahar Hatun Camilerinin yanında, yerlerine otopark ve yol yapılan Rize’nin tarihi Orta Camisi ile Yeniköy Camilerini kim yıktı? Peki, camiye siyaset sokulmaz ya, geçen hafta Dağbaşı Camii gibi, bir çok caminin de dışını süsler mi ampullü siyaset?

            Vatandaş kükrüyor… “O çok yaşadığını iddia edip, her şeyi bildiğini düşünen… Sanki kendisini kurtarmış da, başkasının dini eksiklerini göz önüne sermeye çalışan kendini beğenmişler… Yeryüzü, kainat ve herhangi bir din size ait değil. Haddinizi bilin…” Diye!

            Bir başka yurttaş da, “Askeri vesayeti kaldıracağız diye ‘dindar’ kesimden oy toplayan iktidar, bugün komutan kendilerini alkışlayınca kaplan kesiliyor, Muharrem İnce’ye aba altından sopa gösteriyor, iktidarın alt şakşakçısı Kerinçek de arka çıkıyor: ‘İnce hukuk bilmiyor!’
Siz, hiçbir şey bilmiyorsunuz… Daha kötüsü, dün söylediklerinizi hemen yalanlıyorsunuz, kendinizle çelişiyorsunuz, binlerce kez bunun örneklerini yaşadık. Artık son virajdayız, demokrasi aşkına, hapiste tutulanın mücadele azmi, İnce’nin kıvrak zekası, ittifaktaki diğer partilerin kararlı duruşuyla bu iş bitecek inşallah…”

            Ama noktayı Muharrem İnce koyuyor… “Aramızdaki fark, O büyük Ortadoğu’nun Eş başkanı, Ben büyük Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olacağım!..”

            “Başka sorum yok…” diyen kaymaklı yurttaş ise, “Gaziantep’te, Meral Akşener mitinginde kamyonla yol kapama olayına açıklama Emniyetten: “Cumhurbaşkanı ve Başbakana uygulanan güvenlik tedbirlerinin aynısı uygulanmış, bombalı araç saldırılarına karşı kamu kurumları araçları ile yol kapatılmıştır…”

            Eeee kardeşim iyi de… Bu kadar koruduğun bir aday, alandan çıkmak istediğinde ve geldiğinde, o kamyon neden yoldan çekilmez ve içindeki şoför gevrek-gevrek neden güler?

            Peki, yolun sadece meydana gidişe göre ters istikametinden mi saldırı ihbarı aldınız, yolun karşı şeridi, meydana gidiş istikameti neden kapalı değil veya o esnada açılmış?..”

            Hadi… Hadi, buyurun!

            Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Erdoğan’ın ‘baba-ana ocağım’ dediği Rize’ye geliş tarihi değişerek, 5 gün öne alınmış… Net değil ama 13’ünde önce Rize, sonra Trabzon’da konuşacak!            Öncesinde Rize için ‘ana ocağım’ diyerek, Rizelilere, ‘dedemin insanları’ diye seslenen CHP Yalova Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, 11 Mayıs’ta geldi Rize’ye!

            Türlü engellemelerle seçim çalışmalarının önü, ‘ileri demokratik’ bir şekilde kesilmeye çalışılan İyi Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener ise 8 Haziran’da gelecek Rize’ye ve beklenip görülecek kendini sözde ‘yerli ve milli’ gösterenlerin ileri demokratikliği!

            Kimse unutmasın ki Rize veya memleketin herhangi bir karış toprağı, kimsenin tapulu malı değildir! Elbette o toprakla kucaklaşacak herkes bir gün ama ey millet, bu toprağın kara bağrında yatanların torunları hala dimdik ayaktadır ha! Bu toprakları vatan yapmak için memleket uğruna bedel ödeyen, canını veren bilcümle alem size yol mu verir sanırsınız?

            Bu topraklarda filizlenen kimse, kimseyi düşman bellemesin, bakıp birilerinin kışkırtmalarıyla… Bu acemilik değildir ha… Çıraklık, ustalık da değildir! Siz anladınız ya onu…

            Bir de, ortalığı toza dumana katanlar var, pus yapıp havanın göz görmezliğinden yararlananlar var… Çekiyor yurttaş kenara… Toplumu birbirine düşürmeyecek bir fitilin dibinden çıkma yahu… Sivas’ta sen, Hopa’da sen, kaçak çayda, trafoya kedide, Fetö’de sen! Bir bırak da milletin yakasını! Yahu bi kover bizi da allaysen… Bi park yakamuzi! Nere gidersan git, nabedil ol, fuşçi kokin…

            Ama acemi değil… Kanmıyor, kandırılmıyor… Kandırıyor, rol yapıp ineceği istasyonu gözlüyor!