Türkiye Paris İklim Anlaşması’nı hala imzalamayan 23 ülke arasında. Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü. Seçimlere ise sadece 19 gün kaldı.

Erken seçim temposunda partilerin bir kısmı çevre vaatlerine geniş yer ayırırken, bir kısmı genel ifadeler ve birkaç paragrafla yetindi. Oy verirken bir de buradan bakmanız için partilerin doğa için planlarını derledik.

34583546_10156359047688674_4491153211578646528_o

CHP’DEN “EKOLOJİK ANAYASA” VAADİ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) “İklim değişikliği”, “Doğa katliamı”, “Yeşil Ekonomi Atılımı”, “Anayasa ve Mevzuat” ve “Sürdürülebilir Enerji” gibi başlıklara ayırdığı bildirgesinin “çevre” bölümünde “Doğa dostu bir yaşam” vadetti. Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Kanal İstanbul projesinin durdurulacağını söylerken, CHP’nin bildirgesinde AKP yönetimi sırasında iklim değişikliği ile kamu eliyle, kamu-özel sektör ortaklığıyla ya da özel sektörün önü açılarak doğa katliamlarına imza atıldığı söylenen bildirgede çevre konusunda şu maddeler öne çıktı:

Türkiye iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında.

CHP, düşük karbonlu sektörlere ve yeşil teknolojilere yapacağı yatırımlarla sürdürülebilir bir büyüme modelini hayata geçirecek, yeni iş alanları ve geniş istihdam olanakları yaratacaktır.

Acil koruma ve yeniden onarma ilkesini barındıran bir Ekolojik Anayasa hazırlayacağız.

İklim değişikliğinin, Türkiye’de yaratacağı etki, kırılganlık ve riskleri inceleyecek ve bu kapsamda uyum stratejileri geliştireceğiz.

KDV oranlarını iklim politikalarını göz önünde bulundurarak yeniden düzenleyeceğiz.

Sera gazı salınımını azaltmaya yönelik sınırlayıcı düzenlemeleri hayata geçireceğiz.

Çevre davalarında mahkeme masrafı almayacak, bilirkişi masraflarını Hazine üzerinden karşılayacağız.

Çevre kirlenmesinin bedelini, kullanana ve kirletene ödeteceğiz. Bedel ödemenin sürekli bir kirletme hakkına dönüşmesine izin vermeyeceğiz.

Sürdürülebilir enerji potansiyelini doğa dostu teknolojileri kullanarak hayata geçirerek enerji verimliliğini artıracak, dışa bağımlılığı azaltacağız.

Gün ışığından daha fazla yararlanmak ve enerji tasarrufu sağlamak için daimi yaz saati uygulamasını kaldıracağız.

AKP İMZALANMAYAN PARİS ANLAŞMASI’NDAN SÖZ ETTİ

AKP seçim bildirgesinin “Çevre, Şehircilik ve Yerel Yönetimler” bölümüne “Sürdürülebilir, kapsayıcı ve dengeli kalkınma yaklaşımımızla ülkemizin her bir ferdine ve her yöresine ulaşacak; ülkemizin bütün enerjisini harekete geçirerek, 2023 ve daha ötesine uzanan vizyonumuzu el birliğiyle gerçekleştireceğiz” cümlesiyle yapıldı. Bildirgede çevre ile ilgili problemler “Neler yaptık?” ve “Neler yapacağız?” başlıkları altında toplandı.

“Neler yaptık?” başlığında yer alan konulardan biri Türkiye’nin 2015’te altına imza attığı ancak TBMM’de iki buçuk yıldır onaylanmayan Paris Anlaşması da onaylanmış gibi yer aldı.

34413133_10156359053843674_5843510964229505024_n

BİLDİRGEDE PARİS ANLAŞMASI İLE İLGİLİ ŞU İFADELER KULLANILDI:

“2004 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine ve 2009 yılında Kyoto Protokolü’ne taraf olduk. “2016 yılında ise Paris Anlaşmasına imza attık. İklim değişikliği başta olmak üzere, artan çevresel sorunlara karşı hassasiyeti, afetler konusunda hazırlıklı olmayı, insanımıza ve dünyamıza karşı önemli bir mesuliyet olarak görüyoruz”. 197 tarafça imzalanan anlaşmayı şimdiye kadar ulusal meclislerinde onaylamamış ülke sayısı 23’e geriledi.

Türkiye’nin de dahil olduğu bu gruptaki diğer ülkeler ise Angola, Ekvator Ginesi, Eritre, Gine-Bissau, Güney Sudan, Irak, İran, Kuveyt, Kırgızistan, Kolombiya, Lübnan, Liberya, Libya, Mozambik, Özbekistan, Rusya, San Marino, Surinam, Tanzanya, Trinidad ve Tobago, Umman ve Yemen.

“ÇED sürecini basitleştirdik” ifadesi: Beyannamenin ilgili bölümündeki “Neler yaptık?” kısmında yer alan bir başka cümle ise “Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) süreçlerini basitleştirdik” oldu.

Bu noktada çevre hakkı savunucularının AKP politikalarına en temel itirazlarından biri gündeme geliyor. Yapılan ya da yapılma projesinde olan ancak doğal hayatı etkileyeceği gerekçesiyle hak savunucularının karşı çıktığı başta Cerrattepe ve Akkuyu gibi projelerde en çok karşılaşılan sorunlardan biri de yatırımcılara ÇED raporunun yeteri kadar incelemeden ve eksiklerle verilmesi.

“Üçüncü nükleer santrali de yapacağız”

“Neler Yapacağız?” başlıklı bölümlerinden birinde yine nükleer santrallerle ilgili şu ifadeler yer alıyor:

“Uzun yıllardır üzerinde konuşulan nükleer enerjide somut adımlar attık. Mersin ve Akkuyu’da 4.800 MW gücünde ve Sinop’ta 4.480 MW gücünde olmak üzere 2 adet nükleer santralın yapılması için anlaşmalar imzalanmış olup 2018 yılı başında Akkuyu Nükleer Santralinin inşasına başlanmıştır. Bu iki santrale ek olarak üçüncü santral için çalışmalar devam etmektedir”.

34441189_10156359046453674_723938719383420928_o

HDP: EN GÜZEL ÜLKE DOĞANIN KORUNDUĞU ÜLKEDİR

Halkların Demokratik Partisi (HDP), “En güzel ülke doğa haklarının korunduğu ülkedir” başlıklı bildirgesinde CHP gibi “AKP, iktidarı devraldığı günden bugüne doğa ve kentler üzerinde ülke tarihinde benzeri görülmemiş tahribatlar yarattı” dedi.

HDP’nin vaatlerinden bazıları şöyle: BİZ’ler kırda ve kentte, doğa ve yaşam haklarını savunma ve koruma mücadelesi verenlerin taleplerini hep birlikte gerçekleştireceğiz.

HDP olarak, sermayenin çıkarı için yapılan baraj, HES, 57 çevresel hizmetlerin özelleştirilmesinin ve piyasalaştırılmasının önüne geçeceğiz.

Kentlerin meydanları, parkları, koruları ve kıyıları korunacak ortak alanlarımızdır. Bu alanların kamusal, doğal niteliğini ve kültürel dokusunu bozacak, tahrip edecek hiçbir projeye, uygulamaya izin vermeyeceğiz. Kanal İstanbul gibi projelerin tümü başlatılmış olsa dahi durdurulacak.

Sermaye projelerinin kent kimliğini oluşturan tarihi mekânları, ormanları ve doğal alanları yok etmesine, ekolojik yıkıma yol açmasına izin vermeyeceğiz.

Başlatılmış olan bu özellikteki projeleri durduracağız. Doğal alanlara verilen zararların giderilmesi için bütün imkânları kullanacağız. Yerküre üzerindeki yaşam için vazgeçilmez olan suyun varlık olarak korunmasını esas alacağız. Suyun metalaştırılmasına son vereceğiz. Her canlının temiz suya erişim hakkını esas alacağız. Suyun israfı ve yer altı su kaynaklarının tahribini engelleyeceğiz.

Evlere ve tarlalara takılan ön ödemeli sayaçları iptal edeceğiz. Hane başına 10 m3 suyu ve tarlalara geçimlik tarım için gereken suyu ücretsiz vereceğiz. Tarım alanlarının, ormanların ve meraların sermaye projelerinde kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Bu projeler için tahrip edilen orman alanlarını yapılaşmaya açmayacağız. Tarım alanlarını sit kapsamına alacak ve koruyacağız. Geçimlik/ küçük çiftçiliği, hayvancılığı, arıcılığı destekleyeceğiz.

Biz’ler, enerjinin yerel halkın ihtiyacı için, yerinde üretilmesini 58 sağlayacak projeleri destekleyeceğiz. Halkın ihtiyacı için gereken enerjinin, rüzgâr ve güneş kaynaklı yerinde üretimine öncelik vereceğiz. Bizler, enerjinin nakli ve dağıtımının özelleştirilmesine son vereceğiz. Nükleere ve radyoaktiviteye dayalı üretim ve yeniden dönüşüm yapılanmasına, tarım alanlarının, meraların, ormanların, kıyıların nükleer atık sahası olmasına izin vermeyeceğiz.

34396852_10156359053728674_5940895439246065664_n

SU KULLANIM HAKKI ANLAŞMALARINI İPTAL EDECEĞİZ.

İYİ Parti: İklim değişikliği için eylem planı

İYİ Parti’nin bildirgesinde “Kamu ve Özel Sektör Yarım Yeri Tercihlerinde, yarımın çevreye etkisini ve yöre halkının rızasını dikkate alacağız” vurgusu yapılıyor ve şu başlıklar öne çıkıyor:

İklim Değişikliğine Uyum Eylem Planı hazırlayacağız. İklim değişikliğinin ekonomik, sosyal, coğrafi ve doğal etkilerine göre mücadele hedefleri belirleyeceğiz. Ulusal ve bölgesel olarak ekonomik ve sosyal etkilerini tespit edeceğiz.

Küresel karbon piyasalarına hazırlık ve düşük karbon ekonomisine geçiş amacıyla Türkiye Karbon Borsa’sı kuracağız.

Söz konusu emisyon care sistemine enerji yoğun sektörler, hava yolu şirketleri, belediyeler ve yenilenebilir enerji santrallerini kota edeceğiz. Bu merkezde; ilgili kamu kurumları ile iş dünyası, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları arasındaki iş birliği ve koordinasyonu sağlayacağız.

Ekolojik Dengenin Korunması, verimsiz ormanların verimli hale gerilmesi için Ağaçlandırma Seferberliği başlatacağız.

Endüstriyel Ağaçlandırmayı destekleyeceğiz. Endüstriyel ağaçlandırma konusundaki araşrmaları destekleyeceğiz, ağaç ürünleri ve yeni ahşap malzemeleri konusunda yetkinlik gelişrilmesini sağlayacağız.

MHP İKİ PARAGRAF AYIRDI, “TEKNOLOJİ” DEDİ

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 130 sayfalık seçim bildirgesinde çevre ile sadece iki paragraf ayırdı.

Genellikle yuvarlak ifadelerin kullanıldığı bildirgenin çevre bölümünde kısaca şu gibi notlar yer aldı:

“Çevre politikamızın esası herkesin temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının teminine dayanmaktadır.

“Doğal, tarihî ve kültürel değerlerin kirlenmesini, tahrip edilmesini ve yok olmasını önlemek için, çevre konusuna bilimi ve aklı esas alan, tarih, kültür, inanç ve millî menfaatlerimizle çatışmayan bir bakış açısıyla yaklaşılmalı; ekonomik ve sosyal politikalar ile çevre politikası arasında uyum sağlanarak, insan sağlığı, ekolojik denge, kültürel, tarihî ve estetik değerler korunmalıdır.

“Yatırım projelerinin yer seçiminde çevre duyarlılığına önem verilerek, yatırımlarda çevre dostu teknoloji kullanımı sağlanmalıdır”.

SP: SAHİL ŞERİDİ, KOYLAR HALKIMIZA AİTTİR

Saadet Partisi’nin (SP) seçim bildirgesindeki “çevre” başlığı altında tarihi ve doğal dokunun korunmasına vurgu yapıldı: “Tarımsal araziler heba edilmeden tarihi ve doğal doku korunarak estetik ve şahsiyetli şehirler oluşturulacak; kentleşme, sanayileşme ve yapılaşmada ormanlar, meralar ve tarım alanları kullanılmayacak.

“Kıyı alanları, sahil şeridi ve koylar tüm halkımıza aittir. Bu alanların mülkiyeti belli bir süreliğine de olsa gerçek veya tüzel kişilere devredilemez. Böyle bir tahribatın önüne geçilecektir”. (PT)

Bugün Dünya Çevre Günü: İşte Partilerin Çevre Vaatleri

5 Haziran Dünya Çevre gününde dünyanın pek çok yerinde somut adımlar konuşuluyor. Türkiye’de seçime 19 gün kala partilerin seçim bildirgelerindeki çevre vaatleri ise şunlar oldu. Kaynak: (İstanbul – BİA Haber Merkezi)

HABER: SAMİ ÖZÇELİK