Eskiden Saatli Maarif Takvimleri vardı. Takvim yaprakları arkasında ‘faydalı dini bilgiler verilirdi. Zevkle okurdum. Kısa kısa, kıssalarla verilen bilgilerdi bu bilgiler. İnsanı mükemmelliğe (insanı kâmil olmağa) yönledirmeye yönelikti. İstenirdi ki bu kıssaları okuyanlar, burdan çıkardıkları hisseler doğrultusunda düzgün ve ahlaklı bir yaşam örsünler, mutlu olsunlar.
Şimdi o takvimler kullanılmıyor. Ordan zevkle okuduğum bu tür bilgileri Ramazan aylarında günlük gazetelerin bu bilgileri verdikleri sayfalardan okuyorum.
Son günlerde Hürriyet Gazetesinde okuduğum ‘faydalı bir dini bilgiyi’ paylaşmak istiyorum. Paylaşmadan önce bir gözlemimi aktarmayı zorunlu görüyorum.
Gözlemim şu ki, konumları gereği topluma örnek olma durumunda olan ve kendilerini dindar, muhafazakâr olarak tanımlayanlar, kendi yaşam ve davranış biçimleriyle, bu bilgilerin ön gördüğü dünyayı tekzip ediyorlar.
İki gün öce, Hürriyet gazetesinden böyle bir bilgi okudum şöyle:
Hicretin 6.yılında, sahabeler Peygamberle birlikte,Kâbe’yi ziyarete gitmiş. Mekkeliler ziyarete izin vermemiş. Sonunda taraflar arasında; Müslümanların ziyareti bir sonraki seneye ertelenme koşuluyla antlaşma yapılmış.
Muhammet, antlaşma işlerini tamamladıktan sonra, sahabenin yanına gelip, onlara “kalkın kurbanlık develerinizi kesin, saçlarınızı kestirin” demiş. Bunu üç kez tekrarlamış. Ancak ashaptan hiç kimse yerinden kıpırdamamış.
Bu duruma çok üzülen  Muhamnet;  eşi Ümmü Seleme’den yardım istemiş. Ona gidip,  görüş almak için durmu olduğu gibi anlatarak ne yapa bileceğini sormuş.
Ümmü Seleme: Ey Nebiyyulah, sen şimdi kalk, kimseye bir şey söylemeden kurbanlık develerini kes ve saçlarını tıraş ettir. Ashabının da bu işi severek yapacağını göreceksin demiş. Muhammet söyleneni yapmış. Bir de ne görsün? Ashab, kurban kesmek için birbirini ezercesine koşuyor…
Ramazan ayındayız. Tamam!
Bu ayda gazetelerde de dini bilgi vermek gelenektir. Buna da tamam!
Tamam da,  eyy Hürriyet Gazetesi!
Ramazanda verecek başka bir bilgi mi bulamadın? Nedir bu rezalet, sen Reis’e tuzak mı kuruyorsun?
Adam yurtdışından para dileniyor. Yurt içinde katıldığı STK ‘iftarlarında’ yalvar yakar herkesten yastık altında yada bankalarda bulunan dolar, avro, altın bütün birimkimlerini Tl.ye çevirip bankalara yatırnasını istiyor. Kimse kulak asmıyor.
Yani şimdi siz Reis’e, “git Emine Anamıza söyle, o da sana Ey Tayyibullah önce sen git; dolarlarını, eurolarını Tl,ye çevir, sonra görki, ümmetin aynı şeyi yapmak için nasıl canhıraş koşacak” desin demek mi istiyorsunuz?
Ayıp yahu ayıp, çok ayıp!
Dini bilgi vereceğiz derken, Reis’in ayağına sıkıyorsunuz.
Tam bir dangalaklık bu!
Böyle zamanda böyle dini bilgi mi olurmuş.
Kaş yaparken göz çıkarmak budur işte! .
Benim de bu kıssadan çıkardığım hisse budur!
Görüldüğü gibi aktardığım gözlemimin doğruluğunun sağlamasıdır…