İstanbul Büyükşehir Belediyesinde bir havuz oluşturarak işe başladın. Havuzun misyonu iş verdiğin müteahhitlerden para kopartıp zimmetine geçirmekti. O paralar büyüdü, büyüdü ve bir parti kurdun. Çünkü İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetmemeye başladı. Ülkenin haracını yemek gerekiyordu ve öyle de yaptın. ABD ve Fethullah’ın desteğini alarak Refah Partiden ayrılıp, AKP’yi kurdun. Yanında bir kaç kişi daha vardı. Onları zamanla dışladın. Ayrıca Deniz Feneri halkı dolandırdı, o paralar sana geldi.
Sonra gurbetçilere dadandınız. Deniz Feneri orada da büyük vurgunlar vurdu. Ayrıca gurbetçileri dolandıran şirketleri yönettiniz. Ülkeye yatırım yapıp kar payı dağıtacağız diye paraları toplayıp hep birlikte iç ettiniz. Şirketler ortadan kayboldu.
Çoğunluğu Konya’da, Kayseri’de, Bolu’da, İzmit’te, Yozgat’ta kurulan bu şirketler ile halkı dolandırıp ülkeyi ele geçirmek için harcadınız. Ülkeyi ele geçirince de aleni yağmaladınız. Cumhuriyetin kazanımlarının hepsini sattınız. Üçünü cebe attınız, biri ile yol yaptınız. Pislik bir dış politika izlediniz Arap şeyleri develer ile para taşıdılar, karşılığında ne verdiniz hala bilmiyoruz. Trabzon’da sedir çamlığı yaktırdığınızı ve onlara verdiğinizi biliyoruz.
Bunlar yetmiyormuş gibi, dışarıdan borç para alıp saray yaptırdınız. Faizle para alıp saray yaptıran devlet yöneticisi olarak tarihe geçeceksiniz.
Tüm bunlar yaşanırken bir taraftan da gemi flosu kuruyorsunuz ama halka gemicik diyorsunuz.
Türkiye İsrail’e ambargo uyguluyor, sizin oğlanın gemicikleri İsrail limanına, oradan da dünyanın her tarafına yük taşıyor.
Yetmedi oğlun ve kızın TÜRGEV diye bir vakıf kurdu.
Trilyonları götürüyorlar orada.
Sizden iş koparmak isteyenleri orada Bilal bir güzel öpüyor, sonra siz öpüşüne göre adama iş veriyorsunuz. Bunları bilmeyen kalmadı. Sadece senin vıcık vıcık gazetelerin, gazetecilerin yazmadı.
Nereye gitsek sizin kirli ilişkileriniz rastlıyor.
Hepsini geçtik. Kemal Kılıçdaroğlu 2 Trilyorn dolar para harcadığınızı söylüyor. Bu parayı nereye harcadınız?
Yukarıda saydıklarımdan yüzlercesi, binlercesi var. Bunları görmeyip Muharrem İnce’nin yıllar yıllar önce dershaneden kaynaklı ceza yediğini dillendiriyorsun. Bu kadar kamburun var kalkmış pırlanta gibi adamın kusurunu aramaya çıkmışsın. Emekli kişi o zamanlar zaten sigorta yapılmıyordu ki… Sonradan kurumsallaştı o madde…
Daha özelleştirmelerden aldığınız komisyonları hesaba katmadık…

Emperyalistler üçüncü dünya ülkelerini sömürürken, oraya atadıkları iktidarlara hırsızlık yapmayı öğretirler. Kendi çıkarlarına yaptırdıkları yasaların karşılığıdır bu…Sonra onların hırsızlıklarını delillendirirler. Zamanı gelince de uygun bir pozisyonda halka sızdırırlar. Çok yakında başınıza gelecekler bunlardır.
Ve gidiyorsunuz. Şunun şurasında iki günün kaldı. Bilemedin on beş günün…
Oy çalmaya kalkarsan, bu defa bu halk seni oradan zorla indirmesini de bilir. Demokrasi kuralları dışına kimse çıkmasın kısacası… Benim oyumu birisi çalarsa ben isyan ederim, bilesiniz…!