Hani bizim eskilerden kalan bir anlatım vardır bilir misiniz… ‘Hastayim dedum, dedum inanmadunuz… Şimdi ne oldi?’ Bilen anladı! Ancak ki, anlamakta pek beis yoktur ki, değişecek bir durum da yok! Her ne ise o oldu!

            İbrahim Karaca’nın notundaki gibi, “biz demiştik demek, hiçbir şey dememektir” mi acaba? Yoksa çok mudur?

            “Sayıların önemi yok” diyen Cemalettin Küçük ise, “Seçim günü sonucu 22.00’da tam olarak açıklayamayan muhalefet teslim olmuştur” derken gene aynı vurguya mı parmak sokuyordu?

            Buraya kadar düştüğümüz notlardan anlaşılacağı gibi biz, kendi başımıza seçim sonuç değerlendirmesi yapmak yerine etraflıca dostlardan değerlendirmeleri toparladık bu hafta…

            Sizin de vardır parçacık alacaklarınız herhalde…

            Mesela Kenan Öncüler öğretmenin, “Kolay gelsin sevgili ülkem…” vurgusuyla sürdürdüğü, “Yaşam devam ediyor… Gülmek en büyük devrimci eylemdir!..” ifadelerine bir de fıkra ekler:

            “Bizimkiler, sevişmeden sonra keyifle sigaralarını yakarlar. Fadime, ‘Ula Temel’ der,”artuk evlenelum da, ne dersun?..” Bizimki hüzünle Fadime’nin gözlerine bakar, “Ula bizi bundan sora kim alur he?”

            İsmet Berberoğlu ise “Seçim Sonuçlarına Dair” başlığı ile tespitlerini şöyle sıralıyor:
“1- Kaybetmeyi kabullenmek demokrat olmanın gereğidir ve kabul ediyoruz. Herkes kapısının önünü temizlemelidir. Sadece seçim kaybettik, ilke ve ideallerimize olan inancımızı kaybetmedik.
2- CHP acilen politika ve kadro değişikliğine gitmelidir. Yeni bir yönetim anlayışı ile halka dokunarak siyaset yapmalıdır.
3- 2002 seçimlerinden sonra ilk kez bu kadar ümitlenmiştik. Meydanların kalabalığı, dip dalga beklentisini karşılayamadı. İki kez milletvekili adayı olarak seçim kaybettiğim halde bu kadar üzüldüğümü hatırlamıyorum.
4- Ülkeme ve demokrasiye olan inancım devam ediyor. Seçimin belirleyici unsuru siyaset mühendisliğidir. Seçimleri doğru proje ile sahada iyi uygulayan, gelecek için ümit veren dinamik kadrolar kazanabilir.
5- Erken veya zamanında fark etmez yerel seçimler için şimdiden hazırlanmayan, kadrolarını oluşturmayan muhalefet, baskın seçime karşı hazırlıksız yakalanırsa yine kaybeder.
6- Son olarak toplumu ayrıştıran, benim gibi düşünenleri ötekileştiren, siyasal tercihlerimiz nedeniyle bizleri vatan haini ilan eden ,özgürlük alanlarımıza müdahale eden ,dini inançlar üzerinden siyaset yapan,bilimsel tercihleri olmayan siyaset anlayışını ve tavırlarını beğenmediğim için oy vermediğim Sayın Erdoğan’ı tebrik ediyorum.”

            “Sıcağı sıcağına ama soğuk kanlı” başlığı ile değerlendirmelerde bulunan öğretmenimiz Sadık Beyaz ise şöyle:

            “İktidarın bütün devlet ve hükümet imkânlarını kullanarak gerçekleştirdiği bir seçim dönemi yaşadık. Yüksek Seçim Kurulunun sonuçları açıklamadan zafer kutlamaları yapılması ise tamamen kanunlara ve etik kurallara aykırı… Bunların dışında sonuçları şöyle değerlendirebiliriz:
1- Adalet ve Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi’ne mahkum olmuştur.
2- Saadet Partisi’ni bir yana bırakırsak, seçimin tek mağlubu CHP olmuştur! Bunda Muharrem İnce’nin sorumluluğu yoktur. Partinin diğer bazı partilere karşı uyguladığı özverilerin sonuçta etkili olduğunu sanıyorum.
3- Bütün baskı ve zorluklara rağmen HDP ve İYİ Parti’nin barajı aşmaları takdire değer.
4- Karamollaoğlu’nun, ”Dip dalgası” maalesef ”Dibe” vurdu!
Sıkı durun, zor günler bizi bekliyor. Yanlış anlaşılmasın, sonuç farklı olsaydı da durum değişmezdi…”

***

            Ulusal basından Melis Alphan ise, “Mevzu ne olursa olsun, hayatta başarının sırrı sebat ve inat. Ben kendi adıma bu ikisine sımsıkı sarılıyorum. Her zaman” paylaşımıyla gelecek günlere selam gönderiyor…

            Medyanın dik duruşlu fenomeni Musa Ağacık ise “Değerli Dostlar” diye başladığı değerlendirmelerinde, “Seçim sonuçlarını ağlama duvarına çevirmek yerine, nitelikli bir değerlendirme yapmalıyız. Kaderci bir halkı uyandırmak, korkularını, anlamaktan geçiyor!..” Uyarısında bulunuyordu.

            Biz de daha fazla uzatmadan…

            Halkın iradesinin seçim sonuçlarına yansıması için büyük bir özveriyle görev yapan, emek veren, çaba gösteren, sandık başlarında, alanlarda görev yapan ve görevlerini eksiksiz yerine getiren, gece yarılarına kadar gözünü kırpmayan tüm yurttaşlara, güvenlik görevlilerine ve dahi bizleri destekleyen tüm gönüllülere kendi adımıza da teşekkür ederiz.

            Umudu beslediğimiz yüreklerimizdeki sevgi yüceliğinde mutlu ve huzurlu bir yaşam diliyoruz herkese…

            Ve ayrıca, ülkemiz ve insanlarımızın geleceğini şekillendirmek ve demokrasi adına elinden geldiğini yapmak için çabalayan tüm adayları da kutluyor, teşekkür ediyoruz!

            Ve yine unutmuyoruz ki… Bu memlekette ve dahi emperyalizmin beşiğinde hiçbir şey veya gerçekler, bizlere medya yoluyla gösterildiği, ifade edilip anlatılmaya çalıştığı gibi değildir!