Karga Gak Demeden
10-07-2018
Ömer ŞAN
Hani bilirsiniz, filmlere de konu olmuştur, ‘Ankara, Ankara, güzel Ankara, seni görmek ister her bahtı kara” diye bir tekerleme vardır… Artık o özelliği de kalmadı Ankara’nın! Seçimlerden sonra değişti ya sistem!
Bakanların da, 25’inden bu yana artık ‘Kurulu’ yok ama ‘KHK’sı 7 Temmuz’da çıktı! Olsun, sistem değişik!
Edinilen bilgilere ve iddialara göre, milattan önce 8000 yılında Dünya nüfusu 5 milyon idi. Aradan geçen 4000 yılda sadece 2 milyon kişi arttı nüfus. Şu anda ise nüfus resmi verilere göre her 9 günde bir 2 milyon kişi artıyormuş…
Yaşam mücadelesindeki omuzdaşlarımızdan Orhan Yavuz, uyarıyor: “Bilim adamları küresel ısınma süreci mevcut ısı artışı seviyesinde devam ederse 2100 yılı itibari ile dünyadaki ortalama sıcaklığın 2 ila 10 derece arasında artacağını, bazı saygın bilim adamları öngörüsünün 4 derece olacağını; sıcaklığın (ortalama) bu seviye artması sonucu ortaya çıkacak doğal felaketler ve hastalıklarda dolayı Dünya nüfusunun %90’ının yok olacağını öngörüyorlar.
Torunlarınıza nasıl bir gelecek bırakıyorsunuz? Bir daire ve 200 m2 arsa mı? Topyekun yok olmaktan söz ediliyor alooo…”
Çay mühim çay… Yanında sakız olmaz, bozar!
Şaman öğretisine göre, ‘Bütün balıkları aynı suda yaşamaya zorlarsanız, bir kısmı karaya vurur!..’
Şimdi gelelim şu son değişikliğe… 25 Haziran sonrası sistem farklılaştırıldı, ‘zamlar, tersine’ döndü ama… Son çıkartılan kararname eskiyi aratmadı!
Toplam 18.632 kişinin ihraç edildiği 701 sayılı KHK’nin, 24 Haziran seçimlerinden önce 4 Haziran’da hazırlandığı ve kaldırılan Bakanlar Kurulu imzasıyla yayınladığınız biliyor musunuz?
Daha da önemlisi, sosyal medyadan ‘yandaşlık ahkamları’ kesip, muhalefete saldıran, küfür edenlerden yüzlercesinin de ihraca maruz kaldığını da biliyor musunuz?
Ve hatta ‘Adam’ birine, ‘apoletlerini sökeceğim’ dediğinde feryat figanla, bir yerlerini yırtanlar… Değişen rejimle 25 Haziran’da kaldırılan Bakanlar Kurulunca, 4 Haziran’da hazırlanan, 7 Temmuz’da yayınlanan son KHK ile Ordudan 5044 asker atıldı, 359 askerin rütbesi söküldü haberiniz var mı?
Üstat Zafer Arapkirli sormuş, “Muharrem Bey… Apolet diyordunuz ya!.. Apoletler artık birer-birer değil, yüzer biner sökülüyor. Haki renk, mavi renk, beyaz renk. Asker, sivil. KHK rejimi yerleşirken. Siz kendinize ‘apolet’ peşine düşmüşken!..” Denir mi bir şey?
Eski Sovyetlerin kurucusu Lenin, anılarında, “Biz köylüler için savaşırken onlar efendileri için kilisede mum yakıyorlardı…” şeklinde notlar düşmüş…
İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, ‘Millet İttifakı’ ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunarak, “CHP ile ittifak İyi Parti’ye oy kaybettirdi” ifadelerini kullanmış!
Soruyoruz kendisine sahi, yüzde kaç seviyelerinden düştü oyunuz? Akşener ile İyi partiye verilen oylar arasındaki fark nasıl oluştu? El öpmeleriniz de bundan mıdır?
Ve Özdağ, sanki CHP sayesinde seçime girebildiklerini unutmuş ve tersi olmamış gibi davranıyor! İşte tam da hata burada, umarız birileri geç de olsa anlayabiliyordur!
Eski vekil, Hüseyin Aygün de bu konuya değinmiş: “İyi Partililer, ‘AKP’ye biz de destek veririz. CHP ile ittifak bize oy kaybettirdi’ dediler. Şimdi de Saadet Partisi, ‘İttifak yapmaya mecbur kaldık’ dedi. Türk sağı, devletçi ve güç hayranıdır. Bu iki parti, CHP yardımıyla parlamentoya girdiği halde gerçeği tersyüz edebiliyor!..”
Tam da bu aşamada, CHP’li Yarkadaş’ın, ’50 bin sandıkta veri alınamadığı’ yönündeki eleştirel açıklaması hatalı, bilinçsiz ve bilgisizlikten kaynaklı, topu taca atıp, sorumluluktan kaçma yordamıdır!
Sayın Yarkadaş, tıpkı teknik ve teknolojik eksiklikler üzerinde sistem kurmaya çalışanlar kadar sorumludur!
Örgütün teknolojik eksiklerinden bihaber, Ankara veya İstanbul’da oturduğu yerin örgütüyle, Çamlıhemşin veya Doğu-Güneydoğu’daki bir örgütün koşullarını bir tutmak, bu hatanın en temel odak noktasıdır! Bu durumdan sorumlu olanlar kadar hatalı ve talihsiz bir açıklama yapmıştır!
Nitekim, bu durum gözardı edilerek, ‘CHP şu kadar sandıkta yoktu, şu kadar sandıktan veri alınamadı’ şeklindeki açıklama ve ifadeler, sorumluluktan sıyrılma çabasının yanında, olanaksızlıklar karşısında var olma mücadelesi veren örgütü küçümsemek, gerçeklikleri görmezden gelmektir!
Ve nitekiminde… Siyaset veya politika, sadece secim sonuçları değildir! Topyekûn bir toplumsal ve örgütsel mücadeledir! İfade ve duruş tarzıdır!
Unutulmamalıdır ki, bulunduğumuz coğrafi konum itibarıyla hala ‘lider öncelikli’ bir yapıya sahibiz!
Bilimsel, laik ve demokratik, özgür eğitime dönüş olmadıkça böyle devam edecek!..
Ve sanki hiçbir şey olmamış gibi davranan CHP’nin sorumlu yöneticileri, parlamentodaki yemin töreninin ardından Cumhurbaşkanı’nın ‘görkemli’ yemin törenine katılacaklarını ancak protesto için ayağa kalkmayacaklarını açıklamış… Bakın, köşemizin adı ne? Gülüyoruz!
Yahu ayağa kalkmamak ne menem eylemdir… Bu mudur aklınız fikriniz? Oturun oturduğunuz yerde, yeter artık! Ne işiniz var orada?
Hatta Çorlu’ya gidin, orada ayakta durun hiç yoktan… Ülkede rejim değişmiş, haberiniz mi yok?.. Kendinize Özel, efendi mi arıyorsunuz?
Çorlu demişken; Tekirdağ’daki kazada ‘ray mı trenden çıktı, tren mi raydan’ belli değil! Çorlu Sarılar Köyü civarında, tren vagonunun devrilmesi sonucu yaşamını yitiren 24 yurttaşımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı; kazada yaralanan 318 yurttaşımıza da geçmiş olması umuduyla acil şifalar dileriz!
