51777artvinde-sel-facia-getirdi-8-olu-52ae8.Karadeniz’de yine sel, yine heyelan.. Peki, bunun çaresi yok mu? Karadeniz’in yağmurları milyonlarca yıldır aynı şekilde yağıyor. Ne zamandan sonra yağmurlar rahmet değil, felaket oldu? Burada insanoğlunun hiç hatası yok mu? Mesela 600 kilometre boyunca Karadeniz’in sahillerini katleden  Karadeniz Otoyol projesi bu sellerin oluşmasına ne kadar katkı sunuyor.  Yol, Deniz ile dereler arasında adeta set, bent görevi görüyor.

Derelerin denize karıştığı yerdeki deltalar yok oldu. Alçak menfezler dereleri taşımaya yetmiyor, su buradan  geriye basıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, tüm derelerimize ya HES ya da hatalı Taşkın Koruma projeleri ile dalanlar, bu felaketlerin yaşanmasına neden oluyor. Dereler taşkın koruma projesiyle hem yataklarını kaybetti, hem de suyu yavaşlatan doğal kıvrımları yok edildi, suyun akış hızı yükseldi.  Bunun yanında dağlarda, ormanlarda kat be kat artırılan, adeta talan mantığı ile ormanlarda aşırı kesim var.  Bu nedenle Dağlardan beri deli gibi akan dere suları yerleşim yerinde büyük felaketlere neden oluyor. Bunu doğal afete bağlamak çok büyük bir yanlış olur. Gerçeği saklamak olur. Yaşam alanlarımız ne zaman yağacağı ve ne zaman geleceği belli olmayan heyelan ve sellerle ölüm alanları olur.

En son 2 Ağustos 2018 tarihinde Rize’de yaşanan sel sonrası çıkan haber aslında her şeyi özetliyor. Rize´de sabah saatlerinde başlayıp etkisini artıran sağanak, sele neden oldu. Güzelyurt ve İslahiye köylerinde 8 kişi heyelanlı bölgede mahsur kaldı. Merkeze bağlı Muradiye beldesinde, taşan dere beldeyi su altında bıraktı. Belde Belediye Başkanı Musa Süreyya Balcı, sosyal medya hesabından “Allah´ım yardım et batıyoruz” paylaştı yaptı. Bölgeye çok sayıda AFAD ve iş makinesi gönderildi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve Rize Milletvekili Osman Aşkın Bak ile birlikte sel bölgesine gideceği öğrenildi. Meteoroloji Karadeniz Bölgesi’ni etkileyen yağışlar için uyarılarda bulunmuştu, yağışların son radar verilerine göre bir süre daha devam etmesi bekleniyor.

2e8c2b7f377a8ac060e9b214f4e97cc4-1440854154DERE YATAKLARI İŞGAL VE YAPILAŞMADAN ARINDIRILMALI!

Her sel ve heyelan sonrası aklı başında olan bazı STK’lar açıklama yapar. Maalesef o orada kalır ve  nedense gereken yapılmaz!. BU felaketler de tekrar tekrar yaşanır durur. En Kötüsü ise bunların yazgı olarak kabul edilmesidir.  Rize ‘de  sel sonrası Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Denetleme Kurulu Başkanı Jeofizik Mühendisi Kadem Ekşi, Karadeniz’de her yıl yaşanan benzer afetlere karşı bilimsel çözümler üretilerek önlemler alınması gerektiğini belirtti. Ekşi, şöyle dedi:

“Küresel iklim değişimleri bölgemizde ani yüksek debili yağışları tetikliyor. Yaşanan sel ve heyelanlar doğaya meydan okuyan, mühendislik ve mimarlık biliminin en temel kurallarına sırtını dönen yanlış şehirleşme modelinin sonucudur. Yaşanan sel felaketleri derelerin kendi yatağını aradığını, dereye rağmen yapılaşmanın zor olduğunu, olamayacağını ortaya koyuyor. Yerel yönetimler ve hükümetimiz artık ciddi bir kentsel dönüşüm ve şehircilik anlayışını ortaya koymalıdır. ‘Oldubitti’ şeklindeki şehircilik anlayışından vazgeçilmeli.

Dere yatakları işgal ve yapılaşmadan mutlaka arındırılmalıdır. Bölge insanı bu yaşananlara mahkum değil. Burada akıl tutulması var. Her yıl yaşanan sel ve heyelanlar kabul edilemez. Radikal kararlar alarak hayata geçirilmeli. Herkes bu yaşananlara sırtını döndüğünde bu acıları her yağışta yaşarız. Dere yatakları daraltmış, su neredeyse kanaldan akıyor. Malzeme geliyor, köprü ve menfezleri tıkıyor. Su nehir yatağında özgürce akmalı. Bunu sağlayacak politikalar üretilmeli. Vatandaş bilgisizlik, hırs veya rant amaçlı yapılar inşa etmek istese de kamu, düzenleyici kurum olarak izin vermemelidir. Burada birilerinin canı yanabilir ama bunu gelecek adına ortaya kararlılıkla koymak lazım.”

Artvin’de sel ve heyelanlardan nasibini alan illerden birisidir. 2009-2015 yılları arasında  24 kişi sel felaketlerinde hayatını kaybetti!.  2015 yılında yaptığımız haber bugün yaşanan selin aynısını anlatıyor.

Artvin’de 2 ay ara ile Hopa ve Borçka’da yaşanan sel ve heyelan felaketinde toplam 11 kişi hayatını kaybetmiş, 10’larca insan da yaralanmış, milyonlarca TL maddi hasar ve yüzlerce kilometre yol büyük zarar gördü.

Günlerce yollar açılamadı. Açılan yollar yeniden gelen heyelanlar nedeniyle kapandı. Özellikle şehirlerdeki sellerin en büyük nedeni, hatalı yapılmış olan menfez ve köprüler oldu.

Karadeniz Sahil Yolu’nun yapılmasıyla derelerin denize kavuştuğu deltaların önü  alçak ve dar menfezlerle kesildi. Bu menfezler hem dar hem de alçak yapıldı. Özellikle yoğun yağışlarda coşan ve yatağına sığmayan dereler, tam bu noktaya gelince gelen molozlar ve kütükler, bu menfezleri tıkıyor, bu nedenle de derelerin taşması ve etrafındaki yerleşim yerlerini sellerin basması kaçınılmaz oluyor.  İdareciler ve yetkililer genellikle yaşananları “TAKDİR-İ İLAHİ” olarak değerlendirse de gerçek ise tam aksine insanoğlunun bariz ve görmek istemediği hatasından kaynaklı  afetler olduğu aşikardır.

Bilim insanları ve özellikle yörede yaşayan büyükler,  geçmiştede çok yoğun yağmurların yağdığını, ancak böyle sık sık sellere ve heyeanlara neden olmadığını söyleyerek, slında bir gerçeği haykırıyor. Karadeniz Sahil yolu yapılırken, uzmanlar, ileride yaşanacak afetlerin raporlarını hazırlayarak, gerek basın yoluyla gerek mahkemeler aracılığı ile kamuouna duyurmuşlardı.

RİZE BELEDİYESİ ESKİ BAŞKANI BAKIRCI 2011’DE İTİRAFTA BULUNMUŞTU!

Karadeniz Otoyolu’nun bitirilmesinin ardından  birçok şehir sellere maruz kalmış, milyonlarca TL’lik hasarlar meydana geldi. Rize Belediyesi eski başkanı Halil Bakırcı, Karadeniz Otoyolu’nun hatalı yapıldığını ve bunun bedelini zaman zaman  ağır şekilde ödendiği itirafında bulunmuştu.  Bakırcı, 25 Eylül 2011 tarihinde Rize’yi su basması sonrasında  yaptığı açıklamada.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI EROĞLU’NA SÖYLEDİM!

“Göreve geldiğimden itibaren bu derelerin sorun olabileceğini, bunun belediyenin imkanlarıyla düzeltilemeyeceğini söylüyordum. Son olarak yaklaşık 1,5 ay önce Rize ziyaretleri sırasında, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a konuyu söyledim. Karadeniz Sahil Yolu, şehir merkezinden 70 santimetre daha yüksek yapıldı. Derelerin taşması halinde şehri su basabileceğini, hiçbir şey yapamayacağımızı kendilerine söyledim. Çünkü dereler, taşıdıkları ağaç ve diğer malzemelerle baskları tıkıyor. Şehir merkezinden geçen derelerin üzerini kapatmıyorum diye eleştiriliyorum. Ama böyle bir şey doğru olmaz. Hatta kapalı olanların açılması gerekiyor. Ama bu konuları afet olduğu zaman konuşuyoruz, 15-20 gün sonra da unutuyoruz.” Diyerek bu projenin hatalı yapıldığını itiraf etmişti.

ARTVİN’DE DOĞA VE YAŞAM DENGESİ 1998’DE BÜYÜK BARAJ İNŞAATLARIYLA BİRLİKTE BOZULMAYA BAŞLADI!

Artvin’de ise özellikle 1998 yılından itibaren başlayan Çoruh Barajları Planı kapsmaında başlatılan baraj inşaatları ve yeni yolların açılmasının ardından, özellikle 2005 yılı sonrası dere HES’lerinin gündeme gelmesi, bu kapsamda tüm derelere “Dere Taşkın Koruma Projesi” nin başlatılmasıyla, dere yataklarının orijinalliğinin bozulması, yapılan hatalı kanallar  ve setler nedeniyle suyun akış rejiminin bozularak hızlanarak akması birçok sorunu beraberinde getirdi.

BİR KAÇ YILLIK KÖPRÜLER DERELERE ENGEL OLURKEN ESKİ KÖPRÜLER YÜZ YILLARDIR  SORUNSUZ BİR ŞEKİLDE HİZMET VERMEYE DEVAM EDİYOR

Bunun yanında Dereler üzerinde yapılan  beton köprülerin alçak yapılması ve aşırı yağışlarda suyun kabarması sonucu köprüye temas etmesiyle suyun getirdiği rusubatın buraları tıkamasıyla afetlerin yaşanması kaçınılmaz oldu. Oysa yüzlerce yıl önce yapılmış olan kemer köprülerin hiç birisinde en küçük bir sorunun yaşanmaması ise akıllara eski insnalar mı, yoksa kendilerine modern payesi veren yeni mühendisler mi daha  başarılı? Doğayı o insanlar mı daha iyi tahlil edip ona göre sanat yapıları mı yapmışlar, yoksa şimdi ki müteahhit ve mühendisler  mi?

ARTVİN’İN GİRİLMEDİK, BOZULMADIK DERESİ VADİSİ KALMADI! KARADENİZ’İ BOYDAN BOYA YARAN YEŞİL YOL TUZ BİBER OLDU

Artvin’in neredeyse  girilmedik, yatağı bozulmadık deresi kalmadı. Çoruh vadisi yok edildi. O rmanlarda yeni yollar açıldı. Yayla yolları, Yüksek Gerilim Hatları için yapılan yanaşma yolları ve ağaç kıyımları, Madenciler için açılan yollar ve en son darbe Yeşil Yol…

Yeşil Yol Karadeniz’i, Samsundan başlayarak Sarp Sınır Kapısı’na kadar tahrip ede ede 2 bin 600 kilometrelik bir afet projesi olarak işleme konmuş durumda. Yer yer 2 bin metre üzerinde yapılacak bu projenin Karadeniz’e boydan boya büyük zarar vereceğini savunan bilim insnları ve çevreciler, yarın olacak afetlerden dolayı ölecek insnalarımızın cenazelerine buna taraf olan ve imza atanların katılamayacaklarını dile getirdi.

ARTVİN’DE ÖLÜMLÜ SEL VE HEYELAN FELAKETLERİ 2005 YILI SONRASI MEYDANA GELMEYE BAŞLADI!

Artvin’de ölümlü sel ve heyelan felaketleri de 2005 sonrası derelere yapılmaya başlanan HES’ler nedeniyle parçalanan doğa ve pasaların hesapsızca dere yataklarına atılması sonucuf acialar da yaşanmaya başladı. İlk facia 2009 yılında Şavşat Tigrat Deresi’ndeki bentlerin yıkılması soncu 5 kişinin ölümüyle başlamış,  aynı yıl 2 ay sonra Borçka İçkale Deresi’nin taşması ve gelen heyelan sonucu Borçka’da 5 kişinin ölümüyle 10 vatandaşımızı kaybetmiş, milyonlarca TL maddi hasar oluşmuştu.

 HOPA 24 AĞUSTOS’U, BORÇKA 11 KASIM’I UNUTMAYACAK

Ardından  24 Ağustos 2015 tarihinde Hopa’da meydana gelen afette 7 kişi heyelan altında kalarak, bir kişi de  1 gün sonra  üzüntüsünden geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiş toplamda 8 kişi sel ve heyelana kurban verilirken,3 kişi ise kaybolmuş ve bulunamamış,  11 Kasım 2015 tarihinde Borçka’da meydana gelen heyelanda ise  önce 2 kişi,  ardından ikinci gün heyelanı temizlemeye çalışan iş makinesi opratörü  gelen heyelanın altında kalarak hayatını kaybetmiş, 3 kişi aramızdan ayrılmıştı. 2009 yılı ile 2015 yılı arasında Artvin’de meydana gelen  sel ve heyelanda  toplamda  24 vatandaşımızı kaybettik.  Gerek Karadeniz Otoyolu sonrası, gerek HES’ler için derelere girilerek doğanın hesapsız ve acımasızca katledilmesi bugünlere zemin hazırladı.

HATALI YAPILAN YOLLAR DA HEYELANLARI TETİKLİYOR!

Bunun yanında Artvin’de barajlar sonrası yeni yapılan yolların hatalı olması, yamaçların dik bir şekilde açılması, yüksek şevler, sürekli heyelan ve taş akmasına neden oldu.

BORÇKA AKSU MAHALLESİ’NDEKİ FELAKET KÖPRÜSÜ 10 YIL BOYUNCA KALDIRTILAMAMIŞ!

Hopa, Borçka, Murgul, Arhavi ve Kemalpaşa’da meydana gelen sellerin ortak özleliği ise menfez ve köprülerin alçak yapılmasıdır. Bu köprüler ve menfezlerin altına sığmayan sular geriye basarak etrafındaki yerleşim yerlerine taşıyor. Bu felaketler ne ilk ne de son olacağa benziyor. Borçka –Aksu’daki “FELAKET KÖPRÜSÜ”  veya “BOMBA KÖPRÜSÜ” sadece bir örnek.  (bu köprü hala olduğu gibiyerinde duruyor!.)

300 YILLIK KÖPRÜ HİÇ SORUN OLMAMIŞ HEP HİZMET VERMDİ!

Oysa bu mahalle’nin hemen sonunda 300 yıllık tarihi köprü bugüne kadar ne çok afet ve fırtına gördüğü halde hiç sorun olmamış, aksine, insanlara, canlılara, araçlara hizmet vermiştir. Vali kemal Cirit, Borçka’da “Felaket Köprüsü’nün derhal yıkılacağını, aynı yere suyun akışını engellemeyecek yeni  bir köprünün yapılacağını söyledi.

Şimdilik görünen çare, menfez ve hatalı köprülerin düzletilmesi, artık hesler yapmak amacıyla doğayı katletmekten vazgeçilmesi, ormanların kesiminin durdurulması, madencilik ve yol yapımlarında kontrolsuz bir şekilde dinamit kullanılmaması, dere yataklarının sıkıştırılmaması ve insanların doğanın sahibi değil, bir parçası olduğu bilinciyle ona göre  hareket etmesiyle mümkün görülüyor. Aksi halde daha çok sel ve heyelan haberleri yazacağız, okuyacağız.

HABER: SAMİ ÖZÇELİK