Devrimcileri idam etti bu ülke, yerlerde sürükledi, işkence yaptı, yerinde infaz etti, hapislerde çürüttü, sabıkalı yapıp devlet yönetiminden uzak tuttu.
Buna paralel olarak emperyalizmin uşaklığını yapan milis kuvvetler yüceltildi. Bunların başında ise MHP ve FETÖ vardır. Daha sonraki yıllarda ise AKP de aynı yolun yolcusu olarak ülke halkının önüne konuldu.
Devlet resmi ideoloji olarak emperyalistlerin yanında yer aldı.
1950 Yılı itibarıyla da iktidarlarını bu işbirlikçi kesimden oluşturdu.
En büyük düşmanları “Bağımsız Türkiye” sloganıyla çıkış yapan gençlerdi. O gençler devrimciydi. Zamanla sömürüye karşı duran bir kitle oldular. Devlet ve sivil faşistler ortak eylemlerle bu güzel insanlara saldırdılar. Onları yok etmek için her yolu denediler, uyguladılar.
O gençler, Türkiye halkının da diğer mutlu ülkeler kadar mutluluğu hak ettiğini savundular hep.
Onlar halkın mutluluğunun emperyalist yağmanın bitirilmesiyle ancak mümkün olacağını biliyor ve mücadelelerini bu perspektifte sürdürüyorlardı. Ülke, kendi iç dinamikleriyle gelişmeliydi onlara göre. NATO’ya üye olmak, ekonomik olarak emperyalistlerin sistemine eklemlenmek, eğitim müfredatının aydınlanmacı bir eğitim sistemi olmasını savunmak ve hatta her şeyin başının eğitim olduğunu savunan yine devrimciler olmuştur.
1950 Yılı itibarıyla emperyalist tuzağa düşen devlet, çok geçmeden emperyalistlerin dizayn etmesiyle şekillenmiştir.
Bir ülke, emperyalizmin kucağına düşünce başına nelerin geleceği belli olmasına rağmen, Müslümanlık adına, milliyetçilik adına ülkenin yağmalanması için ellerinden gelen her şeyi yaptılar.
Demokrat Parti
27 Mayıs Darbecileri
Adalet Partisi
12 Mart Darbecileri
Adalet Partisi
12 Eylül Darbecileri
ANAVATAN Partisi
AK Parti
MHP
FETÖ
DYP
Gibi işbirlikçiler 68 Yıldır Emperyalistlerin uşaklığını yapıyor ve kendi halklarının haklarını onlara peşkeş çektiler, çekiyorlar.
Emperyalistlere iyi hizmet verebilmek, onların isteklerini ülkede yasalaştırmak için devrimcileri her gün katlettiler. Hapislere doldurdular, toplumun gözünde devrimcileri itibarsızlaştırdılar ve halk ile bağlarını kopardılar. Böylece uşaklığını yaptıkları ülkeye daha iyi hizmet verdiler.
Kendi kendine yeten belki de tek ülke olan Türkiye’yi ne hale düşürdüler görün işte.
Hıyanetin icracı son halkası AKP’dir. Onun lideri de Recep Tayyip Erdoğan’dır. En şiddetli vuruşları ona yaptırdılar. Yaptığı kötülükler de ortada. Artık herkes görüyor.
Yukarıda isimleri geçen yönetim kadrolarının yaptıkları kötülükler yığıla yığıla, çoğala çoğala, AKP’nin yaptıklarıyla iki katına, üç katına çıka çıka ülke bu hale geldi ve şimdi Recep Tayyip Erdoğan’nın elinde patladı.
Bütün sağ siyasetin iflası olarak Türkiye duvara toslamış durumdadır.
Sağ ideolojinin sonuna geldik. Ülke battı.
AKP, cenaze hazırlığına başladı bile.
Koca Anadolu topraklarını satmaya hazırlanıyorlar. Bu tavırları cenaze merasiminin bir parçasıdır. Ormanları, meraları satışa çıkartıyorlar. Gerekçe ise her zaman ki gibi ” ne yapalım emekliye, memura, işçiye maaş vermeyelim mi” şeklindedir. Bu aşağılık kılıfı özelleştirme yapmak içinde kullandılar. “Ne yapalım zarar ediyor” diye diye yumurtlayan tavuk denecek fabrikaları sattılar. Üreten ne varsa hepsini durdurdular.
Sonuç ne oldu derseniz, bakın şu ülkenin haline. Bir ülke bütün tarım ürünlerini dışarıdan alır mı?
Tohum Bank denecek nitelikteki bin yıllık tohum geleneğimizi, birikimimizi yok ederek İsrail’e muhtaç ettiler. Sırf İsrail kazansın diye yerli tohumu yasaklayan bu hainler hem Müslüman, hem de milliyetçi olduklarını iddia ediyorlar, utanmadan…

Ülkenin içi boşaltılırken sesini çıkartmayan sahtekar müslümanlar ve sahtekar milliyetçiler bu ülkeye aleni ihanet etmişlerdir.
Şimdi de hep birlikte cenazeyi kaldırmaya hazırlanıyorlar. Çünkü bu proje emperyalistlerin projesidir.
Devrimcileri öldüre öldüre ülkeyi yağmalattınız.  Ülkemizin mal varlıkları şimdi hangi ülkelerin firmalarında ise, işte siz o ülkelerin uşaklarısınız, halk düşmanısınız.
Ülke içinden çıkılması imkansız gibi bir kriz içindedir. Yönetim beceriksizliği had safhadadır. Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarda geçireceği her dakika ülkeyi daha çıkmaza sokmaktadır.
Senin ne eğitimin, ne devlet tecrüben bu ülkeyi yönetmeye yetmedi. Ülkeni sevmediğini biliyoruz. Sevsen zaten emperyalistlerin atamasıyla ülke yönetimine gelmezdin. Hadi geldin diyelim o yağma politikaları ülkemize uygulatmazdın. Şimdi sana istifa et de demiyorum. Çünkü istifa etmeyeceksin. Halkı baskıyla, korkuyla aç bıraka bıraka yönetmek kaldı geriye. Ülke batarken üretimi aklına bile getirmeyen bu kahrolası zihniyet artık iktidardan uzaklaştırılsın. Kendisi gitmeyecek bunu artık biliyoruz.

Ülkemizin reçetesinin devrimcilerde olduğunu biliyoruz. Türkiye kendisiyle yüzleşmeli artık. Ordusu, iş insanı, işçisi ve bilimum halk katmanları artık bu ahmaklığı bırakmalı. 68 Yıldır baş kuma gömülü, g…t dışarıda kaldı. Hala acıyı hissetmiyor musun? Yeter ama…!
Ekonominin iç sızlatan halini halktan kaçırmak için “ver papazı al papazı” diyen papazlardan ülkenin derhal kurtarılması gerekiyor. ABD ile bu sun’i gündem ülkeyi içinden çıkılmayacak konuma sürüklemektedir.
Ülkemiz için ölmemiz gerekiyorsa öleceğiz, başka yol yoktur.
Kurtuluş solda, kurtuluş tam bağımsız ülke olmada, kurtuluş üretimde, kurtuluş dağı taşı ekmekte, biçmekte, kurtuluş eğitimde, kurtuluş planlamada…
Tüm bu ekonomik reformları demokrasi ile desteklemek, sosyal barışı tesis etmek, adaleti işletmek, laikliği yaşamımızın parçası haline getirmek, eğitimi şahlandırmak ve gelir adaletini sağlamak ilk baş vuracağımız reçetemiz olmalı. Böyle olunca da ülkemizin yoğun bakımdan çıkması anlamına gelir. Bunun uygulayıcıları ise ancak ve ancak devrimciler olur.
Ey halk, bu ülkenin devrimcilerine ne zaman sahip çıkarsan, işte o zaman çakallara yem olmaktan kurtulursun!
BATIŞINI ABD’YE YALANDAN ÇATMAK KURTARMAZ!