Aşık Efkari, gerçek adıyla Adem Şentürk, 1900 yılında Ardanuç,Yolüstü (Basa) köyünde dünyaya gelmiş. Kurtuluş Savaşında, Çanakkale’de savaşlarda yer almış. 7 yıl askerlik yapmış ve Mareşal Fevzi Çakmak’ın 4 yıl postalığını yapmış. Meraşal Fevzi Çakmak yıllar Sonra 1940’ların başında Ardanuç’a gelerek Efkari’nin evinde konaklamışitır. Bu anları o zaman 9-10 yaşlarında olan Efkari’nin küçük oğlu 2 yıl önce 85 yaşındayken aramızdan ayrılan Hüsnü Şentürk canlı olarak yaşamış ve bize aktarmıştı.

EFKARİ İLE TAM 48 YIL ÖNCE YAPILMIŞ BİR RÖPORTAJ OKUYUNCA HAYRETLER İÇİNDE KALACAKSINIZ!..

Aşık Efkari Gerçekten Artvin’in çok büyük bir değeridir. Okullarda okutulması gereken Aşıklarımızın başında gelir. Efkari Aşık Veysel’in de yakın arkadaşıdır. Türkiye’deki tüm aşıklar, Efkari’ye büyük hürmet gösterirler. 1970 yılında yapılmış bir röportajı onun ne denli donanımlı, ileri görüşlü bir ozan olduğunun delilidir. Üşenmeyin, sonuna kadar okuyun.

Okumanız gerektiğini, okuduktan sonra başkalarının da okuması için paylaşacağınızı, okuduklarınızı anlatacağınızı biliyorum.
Çünkü bugün 16 bakanlığı,ekonomimizi her şeyimizi ABD’li bir şirketin yöneteceğini bir bakan söyledi!.

BU DUYUN-İ UMUMİYENİN MODERNİZE EDİLMİŞ HALİDİR!.

Atatürk’ün ölümünden sonra aslında bir arpa boyu mesafe alamamışız!. Evet büyük bir büyüme var. o büyüme sömürgecilerin ülkenin her yerini, her alanını ele geçirdiğini, bu bakımdan çok büyüdüklerini, çok çok güçlendiklerini söyleyebiliriz Atatürk zamanında ellerinmden alınan her şeyi, demir yolları, madenler, limanlar, en değerli araziler hepsini özellleştirme oyunuyla elimizden geri aldılar!. Ülkemize,ekonomik, siyasal ve kültürel prangalar vurulduğu doğrudur!.

Efkari bakın 48 yıl önce bu günleri nasıl görmüş?

AŞIK, SİZCE TÜRKİYE’DE BİR ŞAİRİN GÖREVİ NE OLMALIDIR?

-Türkiye’miz şunun için geri kalmıştır ki; Saltanatçılarda, istibdatçılarda hep İstanbul’da oturmuşlardır. Şimdiklar da Ankara’ya kaydılar, başkaca bir şey yapmadılar.

-ŞİMDİ Kİ DURUMU NASIL BULUYORSUNUZ?

-§imdi ki gidişat her şeyi yitirmek üzeredir. Yalancilarin dediklerini kabul ediyoruz. Bu yanlış gedışın önüni almak için da köylünün şehire akınını önlemeliyiz. İş yeri aramalıyız, zevk yeri değil. Atatürk’ün 170 tane vecizesi vardur.Heç birinda yalancilari gaturun demaz. 7 Yıl 9 ay askerluğum var. Ben ağnıyerim ki bütün Türklar muharbeye girseler eski durumlarını koruyamazlar. Hükümet icraat yapamiyer. Kanun eyi çıkıyor ama ne çıkar dili yok ki Kanun bir fikirdir, onu uygulamak lazım. Ben bunlari başlarına parçaliyem.

Efkari’yi çok yormuş olmaktan korkuyorum ama birkaç sorum daha var.

-Buyurun ben vatandaşlarım için canımi bila verurum. Vatanın ve sizin gibi gençlarun yanında benim canım ne ki…

-Evvela memleketini, vatanını sever olmalı, kahramanlarında kahramanlık payını vermeli. Memlekette yapılan zulümleri de görmeli. Arkadaş ben Koyu Atatürkçüyüm.

-Yeni şairleri nasıl buluyorsunuz?
-Onlari heç anlamiyerim. Bu soruya cevap olarak şunları yaz dedi:

Sıfır numaradan mezun olanlar
Kendisini göstariyer boy gibi
Geca gendi gölgesinden korğanlar
Gündüz okun atmadadır yay gibi

Herkes öz özina mahirim diyer
Kasaba beganmaz şehirim diyer
Bir saz ela alan şairim diyer
Çığar oynar er meydanda toz gibi

Efkari hakiki içmiyan bade
Şair sözü geçip girmeli hadda
Ruhu okşamali sadeden sade
Şiir ruha ziya verur ay gibi

Biz, redif, kafiye, misra kullanılmayan şeyleri şiir saymayız. Diyerek şiirlerine devam ediyor.

Evvel tertip,sonra eda lazımdır.
Redif, misra, kafiye de lazımdır
Aşıka Coşturan bade lazımdır
Beyhuda gendını üzmaynan olmaz

Aşık bir alamettir adem oğlunda
Kılık kıyafetle, saz ile olmaz
Badeyi içmali canan elindan
Bilgi coğ lazimdur az ile olmaz

Hayatta insana aşk lazım demek
Beyhuda islara his etme emek
Turlü karışmazsa olmaz bir yemek
Sadeca su ila tuz ila olmaz

Efkari geçirdi gençlik çağlari
Bazen kara geydik bazen allari
Bazen kış olmali gönül dağlari
Sadeca mevsimi yaz ila olmaz

Efkari günümüz şairleri hakkında bunları söyledikten sonra, ekonomi, politik sorular da sordum:

-TÜRKİYE NEDEN GERİ KALMIŞTIR?

-Türkiye’miz şunun için geri kalmıştır ki; Saltanatçılarda, istibdatçılarda hep İstanbul’da oturmuşlardır. Şimdiklar da Ankara’ya kaydılar, başkaca bir şey yapmadılar.

-ŞİMDİ Kİ DURUMU NASIL BULUYORSUNUZ?

-§imdi ki gidişat her şeyi yitirmek üzeredir. Yalancilarin dediklerini kabul ediyoruz. Bu yanlış gedışın önüni almak için da köylünün şehire akınını önlemeliyiz. İş yeri aramalıyız, zevk yeri değil. Atatürk’ün 170 tane vecizesi vardur. Heç birinda yalancilari gaturun demaz. 7 Yıl 9 ay askerluğum var. Ben ağnıyerim ki bütün Türklar muharbeye girseler eski durumlarını koruyamazlar. Hükümet icraat yapamiyer. Kanun eyi çıkıyor ama ne çıkar dili yok ki Kanun bir fikirdir, onu uygulamak lazım. Ben bunlari başlarına parçaliyem. Efkari’yi çok yormuş olmaktan korkuyorum ama birkaç sorum daha var.

-Buyurun ben vatandaşlarım için canımi bila verurum. Vatanın ve sizin gibi gençalın yanında benim canım ne ki…

-BU GÜNÜN EĞİTİM- ÖĞRETİM DURUMU HAKKINDA NELER SÖYLERSİNİZ?

-Bozuğunda bozuğu. Efendim, okullara istiklal ve taammül verilmeyerek el uzatılmıştır. 5. Sınıftaki bir çocuk, bilmam na kitabını 20 lira vererek alamaz. Öğretmenların ders verma istiklaline köstek vurulmuştur. Okuldan içari karışılmasa yabancı fikir girmasa o zaman okul olur. Yoğsa geçmiştir.

-KÖYLÜNÜN YAŞAYIŞI SİZCE, NORMAL İNSANİ ÖLÇÜLER İÇERİSİNDE MİDİR?

-Asla… Köylü bugün bütün bir serbest hürriyat içerisinda yükü ağır bir devenin yürümasi gibidir. Bütün köylar satılsa pangaların borcuni ödiyamaz. Ardanuç pangasına her yıl borçlaniyerlar. Köyli bilmazki na ediyerım diya! Köyli kısmının borcu olur mu? Evini satan Ardanuç’un ya da başka kentların yoluni tutiyer. Bugün ofis olmasa aç kalacağız.

Amerikan gavurumudur nadur ofis veriyer ki ziraat ürünü yetiştirmede ilerlemesinler.Köydan şehira göç başlasın. Ekilecek yerler boş kalsın. Bizde anlamiyeruğ. Hele bizim memleket orman mıntıkası olduğundan devlet içinda devlet kurulmuştur. Köylü ormana mahkûmdur, millet ölmüştür.

-EN SON ŞİİRLERİNİZDEN BİRİNİ OKUR MUSUNUZ?
-Hay-hay.

Bir dertlara düşarikan on beş yaşım nidayım
Bilmaz idim sevdalara saldın beni nidayim.
Dünya ila düz yaşiyan kimsa sandım kendimi
Tam dokuz yıl beraberdik aldı eşim nidayim.

Ararikan derda derman artti derdim gune gün
Vara vara oldi gitti yetmiş yaşim nidayim
Yok ben gibi hayatta yitiran hem yarini
Bu halima gören acir yaren, eşim nidayim?

Efkari aşkın bülbülü feryadi daim oldu
Ancak feryat eylemektir yaz-ü kışım nidayim.

Not : Aşıkların bülbül gibi feryadi durmaz hemda gurbet ellarda. Derdin def etmek içün dolanırlar. Ama dertleri azalacağına büsbütün artar. Ne çare Cenab-ı B-i Allah aşıklık sanatını biza ihsan edarken benim bağımın garip ötan bülbülleri demiştir. Bu eserida eşimin ölümü üzerina yazdım,

-KONYA YOLCULUĞUNUZDAN BAHSEDER MİSİNİZ?

25.9.1966 tarihinde Ardanuç’tan Konya’ya gitmek üzere ayrıldım. Konya Aşıklar Bayramına 7-8-9 Ekim tarihlerinde katılarak orada Türkiye’deki tüm aşıklar arasında birinciliği alarak döndüm. Gerek giderken, gerek dönerken birçok illara ve ilçelera uğradım. Ankara ve Samsun’a da uğramayı uygun buldum. Bu uğradığım yerlerda rahmetli Atatürkün eserlari ve emeklarına taarruz edildiğini, onların inkar edildiğini gördüm. Aşağıdaki şiirimi bunun üzerına söyladım.

Atama
Bıraktığın vatan gözi, yaşlidur
Büyük Atam memleketa gal yetiş
Yavrular mitingta bağri taşlidur
Atam durma bu milleta gal yetiş.

Kimsa bilmaz seçilanlar hangi cins
Vatan kanağliyer alan hani his
Ta Sivas’tan beri kurduğun meclis
Atam durma bu milleta gal yetiş

Çünki Atam geldi gelecek zaman
Her işa karişti yabanci uzman
Atam Hazır felaketa gal yetiş

Aşimız karıştilar ocakta
Yadlar almiş Türk kızlari kucakta
Türk gençlari baka kalmiş bucakta
Kurtar bizi rezaleta gal yetiş

Yadlar alıp gidar öz malımızi
Çiçek bizim yadlar yer balımızi
Soymaya başladık birbirimizi
Muhtaç olduk kemaletan gal yetiş

Melodilar, danslar, artis kurslari
Yapmayın diyanda çıkar herslari
Biz def edemayız bu deyyuslari
Muhtaç olduk metanetan gal yetiş

Söylüyorum Atam beylar darilur
Söylemesem efendiler kurulur
Korkarım ki yad el değer kırılur
Bıraktğun şan şöhreta gal yetiş

Fakirlari hudut dişi sürdilar
Söz sohbet kesildi rahat oldilar
Efkari der yabancilar doldilar
Yurdumuzda her soruna gal yetiş

Ardanuçlu Aşık Efkari’nin Türk devrimine dört elle sarılan bir yönünün olduğunu bu ve buna benzer şiirleri kanıtlar.