46065715_10156750963368674_8565147141733875712_nMazlum Çoruh’u herkes yakından tanıyor ve biliyor. Asıl adı Naci Özen, Barhallı, Altıparmak Köyü’nden Kadir Topbaş’ın, Mehmet Kocatepe’nin, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan’ın merhum eşi Mehmet Karahan’ın da köyü.. Bu köyden çok ünlü etkili, yetkili insanları çıkmış. Ama çok azı vefalı olmuş!

Bunlardan birisi Mazlum Çoruh’tur. Mazlum Çoruh’ta 2006 yılına kadar diğerleri gibiydi. 2006 yılında ilahi bir şey oldu. Dehşeti fark etti. Kısa sürede Kusursuz Enerji Planı” kitabını yazdı. Tepeden en alt guruba kadar herkese bu kitabı gönderdi. parasını cebinden vererek. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, müsteşarlar, genelmüdürler, valiler, kaymakamlar..

Kitabında çok net belgeler ve bilgiler sunduktan sonra, okuyanların kendisini eleştirmesini, cevap vermesini istedi. Tek bir yetkili dön(e)medi!. Yetmedi, TV’lerden canlı yayın programlarıyla “Çoruh Enerji Planı’nı” yapanlara hodri meydan çekti. Yine kendisine güvenen kimse karşısına çıkamadı.

Yine yazmaya devam ediyor. yazdıklarına “iddia” diyenlere kızıyor. “Bunlar gerçeğin tespitidir diyor ve ısrarla, inatla, her seferde yaptığı ikazla,” Asla dolmayacak, içi boş barajları neden yapıyorsunuz?” sorusunu sormaya devam ediyor. “Ömrümün sonuna kadar, bana mantıklı, makul bir cevap verene kadar bunu soracağım!” diyor.

Yusufeli ve Deriner Barajı’na özellikle vurgu yapıyor. Bu iki barajın insansızlaştırmada altın vuruş olduğunu savunuyor. DSİ’nin verdiği şu kadar elektrik ürettik haberlerine inanmıyor.

Yusufeli’nin kaldırılması, yeni yerleşim yeri, yollar, ve asla hesaba katılmayacak kadar önemli değerleri de hesaba katarak sadece Yusufeli Barajı’nın 60 milyar doların üzerinde bir maliyet çıkaracağını söylüyor!.. Artvin Post olarak biz gazeteciler için söylenen her şey ispatı yapılana, doğrulanana kadar iddia olduğu için iddia diyoruz, bu yazıları defalarca, daha önce 08 haber’de aynı şekilde çok kere yayınladık. Bu yazıyı da siz değerli okurlarımızın dikkatine sunuyoruz.

SU VE SULARIMIZ ÜZERİNDE KURULAN STRATEJİK TUZAK

Ülkemize karşı en büyük melanetin su ve akarsularımız üzerinden yapıldığını biliyor muydunuz? Akarsu planlamalarında işlenen sefaletlerini ve sonuçlarını öğrenmek ister misiniz? Barajlarımız… Sulama adı altında çoraklaştırılan topraklarımız… Ekonomik sefaletin kölesi mühendislik; Su ve sularımız üzerinden kurulan stratejik tuzak: BOP. Yusufeli Barajı ve Cerattepe BOP’un neresinde? ‘Bir biriyle ne alakası var’ demeyiniz. Hepsi birden bu yazı dizisinde…

1-Emperyalistin bin türlü tuzağı olduğunu biliyor muydunuz?
Ülkemize karşı en büyük melanetlerin akarsularımız üzerinden yapıldığını; bu melanetlerin kendi evlatlarımız eliyle, geleceğimiz satılarak, kendi kaynaklarımızı harcatarak yapıldığını söylersem ne dersiniz? Sözüm bilenlere değil, bilmek isteyenleredir.
Emperyalistin sömürgeciden farkı, hedefine aldığı ülkenin sadece maddi değerlerini gasp etmez; o ülkede kendi hizmetinde çalışacak zeki insanlara kendi ahlakını aşılar ve onların kendine en iyi hizmeti yapacak yerlere gelmesini sağlar.
Emperyalistler, Lord Curzon’un Lozan’da kabul ettiremediklerini uzun zamana yayıp sinsi bir şekilde fiilen uygulamaya koymuşlardır.

Atatürk’ün ölümüyle eyleme geçen emperyalistler ve yeni liderleri ABD, 1946 yılında önce milli eğitimimizin içine girmiş, sonra yeni kurulan kurumların kuruluşuna ve yönetilmesine karışmışlardır. Bu kurumlar kendi planları için çalıştırdılar; kendilerine hizmet ettirdiler. Yüklerini milletimize taşıttılar. Zeki evlatlarımızı ülkelerine götürmüş, eğitime tabi tutarak kendilerine uygun, kendilerine hizmet eder anlayışlar ve kimlikler kazandırmışlardır. Bu işlemi bir yardım(!) programı (AİD) adı altında yürütmüşlerdir. Dayanakları ikili anlaşmalar; araçları propagandadır. Bu propaganda yıllarca yürütülmüştür, yürütülmektedir. Okuyacağınız yazılarda yıllarca nasıl aldatıldığımızı, kaynaklarımızın, varlıklarımızın nasıl yok edildiğini, geleceğimizin nasıl karartıldığını, öğreneceksiniz.

Kullandıkları kurumlardan biri DSİ’dir. ‘Büyük kalkınma’ eserleri diye büyük tanıtımlarla sattıkları yapıların, özellikle barajların hangi amaçla yapıldığını, bizim geleceğimize neler hazırladıklarını; borçlarımızın devamlı neden arttığını ve esas stratejik amacın ne olduğunu öğreneceksiniz.

Bu yardım(!) programının hedefine yürüyüp yürümediğini denetlemek için 1968 yılında gönderdikleri Dr. Richard Podol, hazırladığı raporda bu faaliyetin sonuçlarını özetliyor. “… Yirmi yıldan beri Türkiye’de faaliyette bulunan yardım programı, bir zamandan beri meyvelerini vermeye başlamıştır. Önemli mevkilerde Amerikan eğitimi görmüş bir Türk’ün bulunmadığı Bakanlık veya İktisadi Devlet Teşekkülü(KİT) hemen hemen kalmamıştır. Genel müdür müsteşarlık mevkilerinden daha büyük görevlere kısa zamanda geçmeleri beklenir. AİD(Amerikan Yardımı) bütün gayretlerini bu guruba yöneltmelidir. …” –Metin Aydoğan-Bitmeyen Oyun S:43-

Dr. Podol’un önerisinin hayata geçirilip geçirilmediğini aynı kitaptan okumaya devam ederek anlayalım. ‘Bitmeyen Oyun’ adlı kitabın 42.sayfasından: İsmet İnönü, 1963 yılında başbakanken şunları söylüyordu: ”Daha bağımsız ve kişilik sahibi dış politika izlenmesini istiyorsunuz. Herkes aynı şeyden bahsediyor. … Hepsinin çevresinde uzman denen yabancılar dolu. İğfal etmeye çalışıyorlar. …. Bir görev veriyorum sonucu bana gelmeden Washington’un haberi oluyor. Sonucu memurdan önce sefirden öğreniyorum. ….

Bir tek uzman vermek için büyük ödünlerde bulunmaya hazırdılar. Dayattık. Biz onların neden ısrar ettiklerini biliyorduk. İmzayı attınız mı ertesi gün gelmişlerdir. Personeli gelmiştir, teçhizatı gelmiştir, üsleri gelmiştir. Ondan sonra sökebilirsen sök. Gitmezler. .…”

Daha ayrıntılı bilgi isteyenler, Haydar Tunçkanat, Emin Değer, Mustafa Yıldırım, Erol Bilbilik ve Erhan Ünal’ın kitaplarını okuyabilirler. Toplum duyarsızlaştıkça, milletin gözlerinin içine baka baka, kendi evlatlarımız eliyle işgal ve iğfalin utanmazca nasıl yürüdüğünüzü anlarsınız. ‘Oltadaki Balık’ tan çıkarılmak istenen Filato’yu da bu yazı serisinden öğreneceksiniz.
Özenle seçilmiş ve özel eğitime alınmış özel kişilerin akarsularımız üzerinde yaptıklarını öğrenmek ister misiniz?
Yapılanları 4 başlık altında toplayabiliriz.

1.Akarsularımızın yurtsever bir mühendis aklıyla yönetilmemiştir. Bu günkü kullandığımız elektrikten daha fazla elektrik üreten, yok edilen toprakların üç misli sulanan toprak ve akarsu içinde ve etrafında yaşayanların hayatını güvence altına, yamacına alan akarsu planlamasının yapılabileceğini;

2.Sulama maksadıyla(!) akarsularımızdan ihtiyaçtan çok fazla su alındığını, topraklarımızın çoraklaştırıldığını beslenme güvenliğimizin yok edildiğini;

3.DSİ’nin hemen hemen bütün plan ve projelerinde yatırım ekonomisi kurallarının dışlandığını sonuçta devamlı artan borçlarımızın arkasında büyük ölçüde DSİ yatırımlarının olduğunu;

4.Akarsu planlamalarında barajlı çözümlerin öne çıkarılıp, bu yapılarda ise akıl almaz mühendislik sefaletlerinin işlendiğini; sonuçta stratejik amaçlarına yaklaştıklarını; biliyor muydunuz?
Bu yazı dizisinde, mühendislik sefaletlerini, ortaya çıkan ekonomik sefaletleri, coğrafyamızın nasıl yırtıldığını; Yusufeli Barajı’ ve Cerattepe’nin bu yırtığın neresinde olduğunu öğreneceksiniz.

5-Akarsularımızın planlamasında işlenen mühendislik sefaletlerinin sonucunda ortaya çıkanlar nelerdir?
Akarsularımız üzerinde yapılan, rejim düzenleme, planlama ve projelerde özellikle barajlar üzerinden işlenen büyük melanetleri 5 başlık altında toplayabiliriz.

1. Akarsu rejiminin düzeltilmesinde barajlardan daha öncelikli daha ekonomik ve verimli çevreyi zenginleştiren önlemlerin dışlandığını;
2. Barajlarımızın yüzde doksandan fazlasının, olması gereken rakımlarda olmadığını;
3. Dolmayan barajların sırrını öğrenmek ister misiniz? Ülkemizdeki barajların faydalı, iş gören hacimlerinin, ihtiyacın on mislinden fazla inşa edildiğini;
4. Ülkemizdeki barajların faydalı hacimlerinin, ölü, zararlı hacimlerinden az olduğunu; bunun akıl almaz, bir mühendislik sefaleti olduğunu;
5. Elektriğin en pahalısının barajlı santrallarda üretildiğini; devamlı artan borçlarımızın arkasında bu barajların biliyor muydunuz?
Amacım, öğrenmek isteyenleri bilgilendirmek; yurttaşlık sorumluluğunu hatırlatmak ve göreve çağırmaktır.
Yazılarımı okuduktan sonra eleştirilerinizi saygıyla beklediğimi söylemeliyim.

“Sen kimsin?” diyenlere kısaca anlatayım. Ben inşaat mühendisi Naci Özen’im. İnternette ki Mazlum Çoruh’um.
“Devam edecek.”

Yurttaş Mazlum Çoruh (İnş. Yük.Müh.) kimdir?

1945 yılında Artvin ili Yusufeli ilçesi Altıparmak(Barhal) köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokulu Yusufeli ve Artvin’de okuyup 2 yıl Işıklar As. Lisesinde son 1 yılı Kuleli As. Lisesinde okuyarak 1962 yılında mezun oldu. İ.T.Ü. T. Okulu İnş. Şubesinde 1963-1967 yılları arasında mühendislik öğrenimi ve eğitimi aldı.

1967 yılından 1982 yılına kadar inşaat müteahhidi olarak, 2004 yılında ‘Büyük Köprülerin Sismik Güçlendirilmesi’ projesinde bir Japon kuruluşunda çalıştı.

2004 – 2011 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında özel bir çalışma gurubunda çalışırken alt geçitler, aç-kapa tünel, açık ve kapalı kanalların şehir içinde 0,30-25 maliyetle ve mevcut saha uygulama süresini 6 da 1’e kadar kısaltan ‘Koca Yusuf Yöntemi’ adlı bir yöntemi geliştirdi.

2005 yılında Yusufeli’ne yeni yerleşim yerinin bulunmasında ve Yusufeli Barajı üzerinde fikri, ekonomik ve mühendislik çalışması yaptım. Vardığı sonuçlar üzerine bu barajın yapılmasının bir felâketi getireceği gerçeğini ilgililere ve sorumlulara anlatmaya başladı. Deriner Barajı ve devamında Çoruh Enerji Planının tümünü inceledi. Ülkemizdeki barajların mühendislik ilke ve ahlâkına aykırı yapıldığını tespit etti. Ülkemizde yapılan barajların faydalı hacimlerinin %90’ının boş kalacağını; su yönetiminde aklın asla kabul etmeyeceği planlama ve projelendirmeler yapıldığını gerekçeleriyle ortaya koydu.

2005 yılından bu yana ülkemizdeki akarsu yönetiminde ve barajlarda yapılan akıl yanlışlıkları ülkemiz aydınlarına, meslektaşlarına, yetkililere ve sorumlulara anlatmaya çalışmakta, ülke aydınlarını sorgulama görevine çağırmaktadır.

Televizyonlarda, yazılı yayın organlarında ve dijital ortamda ‘Yurttaş Mazlum Çoruh’ adına girildiğinde, yeterli miktarda yazı ve görsellerle konu hakkında bilgi vermektedir.

Basılmış ‘Kusursuz Enerji(!) Planı’ adında bir kitabı vardır. İkinci kitabı üzerinde çalışmaktadır.
HABER: SAMİ ÖZÇELİK