USTAYI SAYGIYLA SELAMLIYORUM

Neyzen Tevfik Abdülhamid istibdatından Mısır’a kaçınca Kahire’de beş parasız sokakta kalmış, bir Bektaşi tekkesine sığınmış.

Neyzen’in “niyetsiz oruç tutuyordum” şeklinde tarif ettiği bu günlerde ağzında ekmek olan bir köpek gelir yanına.

Ve Neyzen açlığın tesiriyle köpeğin ağzından ekmeği kapıverir. Fakat sonra dayanamaz ve ekmeğin yarısını köpeğe iade eder. İşte yarı kavga yarı lokma paylaşmak suretinde başlayan bu ilişki çok sadık ve sağlam bir dostluğun temeli olmuş.

“Köpek” diyor Neyzen, “Herhalde aramızda bir fark olmadığını düşünmüş olacak ki korkuyu atlattı ve ekmeği yemeye başladı.”

Neyzen köpeğin adını Ashab-ı kehf’ten yani yedi uyuyanlardan birinin adı olan Mernuş koymuş ve yanından hiç ayırmamış.

Neyzen Mısır’da iken paraya sıkıştığında Mernuş adını verdiği bu köpeği satar, köpek kısa bir süre sonra kaçarak Neyzen’e geri döner.Neyzen tekrar satar köpek tekrar kaçar gelirmiş

Neyzen Mernuş’u son olarak Mısır’dan İstanbul’a dönecekken, vapur bileti alabilmek için satmış. Vapurda köpeği bekliyor, gecikmiş tam ümidini kesmek ve vapur da kalkmak üzereyken bir havlama sesi… “Biliyordum geleceğini” diyor Neyzen.”

Mernuş õlünce yazdığı şiir;

MERNUŞ

Bu engin ayrılık canıma yetti,

Başımdan aşıyor kederim Mernuş,

Bu yolda yazılmış fermanı kaza,

Bunu da gösterdi kaderim Mernuş

 

Bağlanmıştım bütün kalbimle sana,

Şu fani cihanı okuttun bana.

Sen göçtükten sonra ben yana yana

Hicranla gözyaşı dökerim Mernuş.

 

Bu yolda cahilim, bildiğim kısa,

Sen girdin toprağa ben düştüm yasa.

Haklı haksız hatırını kırdımsa

Affet günahımı beşerim Mernuş.

Dipleme: Mernuş’un bokunu yesin, kılına kurban olsunlar, milletin hakkını çalıp yiyenler.