8 Mayıs 2013. Taksim Gezi Parkı’nda ağaçların kesilerek AVM yapılmak istenmesi karşısında barışçıl bir protesto başladı. Çevre gönüllüleri çadır kurdu ve parkı korumak için bekledi. 31 Mayıs 2013 sabaha karşı 05:00’te polis, uyuyan protestocuları ablukaya alarak, kaçış noktası bırakmadan biber gazı attı. Savunmasız insanlara yapılan bu uygulama halkın vicdanını harekete geçirdi. Aynı gün öncelikle İstanbul’da, ardından İzmir ve Ankara’da sivil bir direniş başladı. Türkiye ve dünyada pek çok şehir bu direnişe katıldı.

Olaylar sırasında 12 gencimiz orantısız güç kullananlar tarafından öldürüldü, yüzlercesi gözaltına alındı ve tutuklandı.

Aradan tam 5 yıl 8 ay geçti. Ne olduysa AKP Tek Adam Yönetimi birden gezi parkını anımsadı ve emri alan AKP Medyası da tek ağızdan bağırmaya başladı.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 yıldır hakkında herhangi bir suçlama yapılmadan tutuklu bulunan Osman Kavala’yı Gezi Parkı direnişinden sorumlu tutarak gündeme getirmesi üzerine harekete geçildi ve can güvenliği olmadığı için yurdu terk eerk etm ek zorunda kalan sanatçı Mehmet Ali Alabora hakkında Gezi Parkı olaylarının yönetici olduğu suçlamasıyla yakalama kararı çıkarıldı.

Gezi Direnişi için AKP Tek Adam yönetimi illa bir provokatör arıyorsa yine yanlış yerlerde boşa zaman harcıyor.

Olayın provokatörleri AVM için ağaçları kesenler, ağaçları korumak için kurulan çadırları yakan İstanbul Büyükşehir Belediyesinin zabıta ekipleri ile onlara arka çıkan siyasi ve idari otoritedir.