Yerel seçimler adım adım yaklaşırken, ülkenin kimyası bozuldu.
İşsizlik had safhada diye, patron senin kaşın kara, senin gözün kara diyebiliyor.
Ondan sonra patır patır işçi kıyımı. Bolca işsiz var, Suriyeli var, Afganlı var, bir de Arap ülkelerinden gelen bolca Türkmen var.
Böyle olunca sosyal devlet tepetaklak oluveriyor. Çalışma saati 8 Saattir kazanımı elden kuş gibi uçuveriyor.
Patronların ezici çoğunluğu AKP’yi destekledikleri için işyerleri doğru düzgün denetlenmiyor da, gitti iş güvenliği de…
İşverenlerin vergi ödentisi, SGK ödentileri de bir türlü af kapsamına alınıyor.
Kısacası işverenler işlerini her türlü görüyor, olan çalışana ve işsize oluyor.
İşyerlerinde işçiler patır patır ölüyorlar. İş güvenliğine yatırım yapması gereken patron, o yatırımı yapmadığı için işçinin ölmesine rağmen neredeyse benim iş yerimde neden öldün diye tazminat isteyecek.
İş güvenliğinde olduğu gibi AKP yaşamın hiç bir alanında huzur bırakmadı.
Hiç bir kurum tarihten gelen deneyimlerini, kültürlerini, geleneklerini kamu yararına kullanamıyor. Hepsi sarayda oturan, bilgisiz, beceriksiz, yönetimden bihaber zatın emir kulu olmuş. Bir yığın milletvekili kravat takıp en pahalı takım elbiseyi giyme haricinde insanlık için bir şey yapmıyorlar. Kazlara takım elbise giydirsen, bir de kıravat taksan inan bunlardan daha özgür hissederler kendilerini. En azından kimseden izin almadan özgürce kıkıldıyorlar. Bunlarsa izinsiz tuvaletlerini yapamıyorlar. Neyin vekili bunlar.
Kaç zamandır izliyorum. Saraydaki insanları bir yere toplayıp palavraya başlıyor. En çok çamuru Kılıçdaroğlu’na atıyor. Oysa kılıçdaroğlu pırlantaysa ve sen tenekeysen inan yine çok değerlisin. Pırlanta ile teneke arasında dağlar kadar fark var ama, sen o tenekeden bile bin kat değersizsin.
Yahu bir kere işe sahtekarlıkla başlamışsın.
Cumhurbaşkanı dört yıllık fakülte mezunu, sabıkasız, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından seçilir deniyor, senin böyle bir diploman bile yok, uydurulmuş bir kağıt parçası ile Cumhurbaşkanı seçtirmişsin kendini.
En kötüsü de; Et Balık Kurumunu satarak hayvancılığı öldürmen, FİSKOBİRLİK’i devre dışı bırakıp, fındık üreticilerini İtalyan firmanın insafına bırakmak, TEKEL’i özelleştirme adıyla tütün fabrikalarını satman, TELEKOM’u satman, Limanları satman, Şeker fabrikalarını satman, SÜMER’i satman… Daha niceleri…
Ülkenin altın yumurtlayan tavuklarını bir bir satarak ülke insanını samana muhtaç ettin, soğana muhtaç ettin, patatese muhtaç ettin, ete muhtaç ettin. Tahıl ambarı Konya’yı kuruttun.
İnsanlar zeytinlerini kesiyor, kayısılarını kesiyor, fındık bahçelerini söküyor…
Dereleri sattın, ormanları sattın, meraları sattın, yaylaları sattın.
Cargil diye bir zehir fabrikasını ülkeye kurdurdun. Halkını zehirliyorsun.
Esnaf battı.
Esnaf bir birine olan borcunu ödemiyor. Bankalara borçsuz insan kalmamış. Ülke adım adım Somali oluyor sayenizde.
Fuhuş zıvanadan çıkmış, uyuşturucu ilkokullara kadar inmiş, her türlü ahlaksızlık diz boyu olmuş, cehalet kol veziyor, işsizlik ayyuka çıkmış, toplum cinnet veçiriyor, siz çıkmış sükseli sükseli salonlarda belediye başkan adaylarınızı, belediye başkanı seçilmişler gibi fiyakalı fiyakalı sözlerle hala halkı kandırmaya çalışıyorsunuz.
Yıllardır yerel yönetimlerin çoğunluğu sizin elinizdeydi, halk için hangi belediyeniz ele avuca gelir bir fayfalı iş yaptı?
Maalesef sıfır.
Her belediyeniz imar yolsuzluğu başta olmak üzere her türlü yolsuzluğu yapmanın haricinde, adam kayırmanın dışında ne yaptılar? Senin ellerini okşadığın o adaylarının hepsi bir araya gelse, bir Ovacık Belediye Başkanı etmez…
Senin miadın dolduğu gibi, partinin de miadı doldu. Kökü dışarıda olan partilere bir bak istersen, hiç kalan ver mı?
DP, AP, ANAP….
Onlar gibi senin partinde gidecek.
Sıkışınca sağa sola çamur atmaya, milliyetçi körüğünü, müslümanlık körüğünü harladığını artık herkes biliyor. Sen toplumu çödüğünü sanıyorsun ama, ne yazık ki toplum seni çözdü.
Herkesin ağzından “oy moy yok, anamızı ….. ti” dökülüyor.
Ey halk;
AKP, yıllardır sana düşmanlık yapıyor. Fakirden aşırıp biraz zengine, biraz kendine veren bu partiyi iyi tanı, iyi tanı ve onu baraja göm!
Barajın dibinde boğulsun!