Karga Gak Demeden
22-01-2019
Ömer ŞAN

            Körebe oynar gibi geliyor değil mi… ‘Ebe kim?..’ Mızıkçılık yapmaaa… Arkam, önüm, sağım, solum, sobeee… Diyor ama aşağı bakmıyor! Altta duruyor… Puştluktan kendini sobeliyor! Ama siyaset bu değil. Siyaset, en gerçekçi manada insanlığa, ait olduğu topluma hizmet bilimidir, olmalıdır! Ama neredeee…

            Siyaset, sözlük manasına göre, ‘Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış’tır. Arapça kökenli olan bu kavramın anlamı devlet, yönetme ve yönetim anlamlarına gelir. Politika ise sözlükte, ‘Devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü’dür. Mecazına hicazına girmeyeceğiz… Ama siyaset sözcüğü 14. yüzyıldan sonra kullanılır, politika ise 20.yy’dan itibaren yaygınlaşan bir sözcüktür. Genel anlamıyla, insanları yurttaşlık düzeyinde etkilemek diye ifade edilirler.

Biz de nedir?.. Bir dönemin Başbakanının dediğiyle özdeş, “Siyasetin söylemleriyle, hayatın gerçekleri uyuşmaz!” Bu, halkın kandırılması, topluma ve kamuoyuna yalan söylenmesi manasıdır ki, ayıptır!

Son haber ise yine evlere şenlik… Biz, ‘Sayın Cumhurbaşkanı’ demek istiyoruz ama O, her zaman AKP Genel Başkanı sıfatıyla kamuoyunun karşısına çıkıyor… Son açıklamasında, ‘Enflasyon düştü marketlerde fiyat hala aynı. Bu ahlaksızlığın hesabını sorarız” demiş…

Ulan, bu Trump mudur nedir var yaaa… Yaptı gene yapacağını! Memleketin ekonomisini 15 senedir ne hale soktu! Bırak yakamızı ulan! İttifak ortağının dediği gibi ‘Bizim imanımız var’ yeter…

Peki, biz ne yapıyoruz? Yani bizim iktidardakiler, bakanlar, bürokratlar? Bir haftada akaryakıta 2 ayar çekilir mi? Yoksa bu arada enflasyon eksilere mi düştü?

            Hazine’nin Avansı!

Merkez Bankası’nın 30 Nisan’da yapılması gereken genel kurulu, Hazine’nin talebi ile öne çekilerek ‘olağanüstü’ olarak gerçekleştirildi ve önerge ile 2018 kârından Hazine’ye 33.3 milyar lira aktarıldı. Ancak, 2018 hesapları tamamlanmadığı için kâr transferi, ilk kez avans olarak yapılmış oldu. Bu aktarımın 31 Mart yerel seçimleri öncesine çekilmesi ve kullanım alanlarına ilişkin belirsizlik, piyasalarda soru işaretlerine neden olurken uzmanlar paranın seçim için kullanılacağını vurguladı!..

Aman ha dikkat! Bu çok tehlikeli ve endişe verici bir durumdur… Hazinenin bu şekilde avans alarak bu miktar da bir birikimi dağıtması; Nisan ayı sonrası için ekonomik/ticari kaos ve devalüasyon göstergesidir! Hele de yerel seçimler öncesi bu paranın nereye ve nasıl harcanacağı hiç de tahmin edilemez değildir! Yazık etmeyin memlekete…

Gelirsek şu son imparator meselelerine… Memleketi kurtarmış da, Mustafa Kemal’i, ona eşlik eden paşaları o görevlendirmiş de… Eeee, sonra binmiş İngiliz’in kayığına, sığınmış he…

Yahu, bir imparatoru, bir cihan şümul padişahı yada diktatörü bırakın bir kenara… Vatanı kurtarmak için görevlendirdiğin seçkin komutanlarından birine hiç mi güveni olmaz bir devlet yöneticisinin?.. Anadolu’nun dört bir köşesinde inançla görevini yapan asil komutanların arasında iletişim kurarak vatan evlatlarını ayaklandırıp, Türk-Kürt-Laz-Çerkez-Ermeni-Rum veya herhangi bir etnik köken, din-dil-mezhep ayrımı gözetmeden toparlayıp tek vücut yapmasına ve ülkeyi kurtaracağına inanmaz mısın? Ve bütün bunlara karşın nasıl, bir emperyalist gemisine (İngiliz zırhlısı HMS Malaya’ya) biner ve sığınma talep edersin…

Memleketin ve Başkentinin anahtarını nasıl, senin komutanlarının eline su dahi dökemeyecek bir İngiliz subayının karşısında selam durarak, teslim eder ve sarayı teslim edip, çeker gidersin? Bu mudur vatan kurtarmak, dini-imanı, İslamiyet ve Müslümanlığı yüceltmek?

Günümüze bakmayın… Öyle onlarca danışman atanmasına vesaireye de eleştiri çekip sallamayın!

Bakın, Büyük İskender, uzunca sayılacak bir zaman çalıştığı vezirini yanına çağırarak, “artık sana ihtiyacım yok” diye gönderir… Şaşkın vezir, “neden hükümdarım” diye sorunca, “Çünkü ben beşerim. Sen, bu kadar süre zarfında, bir tek hatama bile rastlamadıysan, cahilsin demektir. Rastlayıp da örtbas ettiysen, hainsin demektir” der!

Biz de taltif olur… Belediye Başkan adayı, “Allah bir sahip gönderdi…” der, siz de ayakta alkışlarsınız! Şirk-mirk hak getire… Sirke dönmüş meydan!

            Devlet Çökertilir?

Hazır girdik ya eskilere… Kanuni Sultan Süleyman’ın kafasına takılan ve onu yoran bir soru vardır. Bir devlet ne zaman çöker ve sonunda ne olur? Bunun cevabını almak için dönemin ünlü Türk alimi Yahya Efendi’ye Sadrazam gönderir. Sadrazam gider, sorar ve döner. Kanuni, “ne dedi” diye sorduğunda, “Neme lazım dendiği zaman” dedi der!

Kanuni, “Başka bir şey söylemedi mi”, “Hayır efendim. Bir tek cümle söyledi.” Uzun süre düşünür Kanuni, sonunda alime mektup yazar, açıklanmasını ister… “Çeşitli yorumlar yapıyorum, ama doğrusu nedir, onu ancak siz söylersiniz” diyor.

Ve Yahya Efendi de bir mektup yazar, Kanuni’ye gönderir: “Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık sıradan bir hale gelirse, işitenler de neme lazım deyip uzaklaşırsa, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse… Bilenler bunu söylemeyip susar ve gizlerse… Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkar, bunu da taşlardan başkası işitmezse… İşte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır. Halkın güven ve saygısı sarsılır. Asayişe itaat hisse kaybolur. Halkın umutları yok olur, böylece devletin yıkılması mukadder hale, kaçınılmaz hale gelinir.”

Bu, 500 sene önce yazılmış olan mektup Topkapı Sarayında sergilenmekte imiş… Bilin yani!

Ve Ocak ayı hüzünlüdür… Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Onat Kutlar, Gaffar Okkan, Metin Göktepe, Hrant Dink ve benim babam Hızır Ali Şan… Hepsini bu ay içinde kaybettik! Saygı ve özlemle anıyorum.

Ve son söz bu kez bir başka kentin delisinden, Sevgili Can Papaker’den geliyor…”Komşunu ikna et, biz başarıp karanlığı yeneriz.”

Oyunun adı neydi, ‘hırsız kim’ mi?.. Yok bizim başlık uymaz buna!