CHP Merkez Yönetimi tarafından belediye başkan adayları açıklanmaya başlanınca gerek aday gösterilmeyen aday adaylarından başlamak üzere ilçe- il örgütler ve CHP Milletvekilleri içerisinde rahatsızlıklar sesli olarak ortaya dökülmeye başladı.

Aday gösterilmeyen aday adayları anında partilerinden istifa edip başka partilerden aday olma boyutuna gelen bu adayları anlamak olası değil.

CHP’nin merkez yönetim kadrosuna aday belirleme hakkını kim verdi?

Ya da  CHP’nin üyeleri elinde olan aday belirleme hakkını CHP’nin merkez yönetimine “efendim biz aday belirleyemeyiz bizim yerimize siz belirleyin” diyerek neden devretti.

Bu konuda ön seçim hakkını merkez yönetimine devreden tüm üyeler, seçilmiş belediye başkanları, seçilmiş milletvekilleri ile ilçe ve il teşkilatları yerden göğe kadar suçludur.

Şimdi  CHP Merkez Yönetimi ne yapıyor? Almış olduğu hakkı ama iyi ama kötü kullanıyor ve adayları belirliyor.

Artık bu aşamadan sonra hiçbir kimsenin söz söyleme hakkı yoktur.

Aday gösterilmediği için anında partisinden istifa eden başka partiye geçenlerin ise hiç yoktur. Çünkü onlar zaten CHP’li değillermiş…

Hatırlanacağı üzere 1999 Yerel Seçimlerinde CHP’nin aday göstermediği Doğan Taşdelen partisinden istifa edip DSP’den aday olmuştu.

Bu seçimlerde:
CHP’nin adayı Murat Karayalçın 512 bin 083
DSP’nin adayı Doğan Taşdelen   189 bin 400
Fazilet’in  adayı İ.Melih Gökçek  541 bin 515 oy alarak belediye başkanı seçilmişti.

Şimdi aynı oyunu İstanbul Şişli’de Mustafa Sarıgül ve aday gösterilmedikleri için CHP’den istifa edip DSP’den aday olma uğraşı içinde olanlar tekrar oynamaya başladılar.