Bir sosyalistin, sosyalist olabilmesinin ilk maddesi anti emperyalist olmasıdır. Onun peşinden, kendi ülkesinde ki işbirlikçi devlet yapısına savaş açmalıdır.

Son zamanlarda kapitalizmin kalemşörleri emperyalizme karşı net tavır koyanları “ulusalcı” ilan edip, ulusalcılığın ırkçılık olduğunu dayatmış, Türkiye’de ki Kürt sorununu da gündeme getirerek, ulusalcıların, Kürtlerin gözünde ırkçı olduğuna ikna çabalarını yoğunlaştırmıştır. Öyle bir ortam oluşturdular ki, Kürt solu ve Kürt hareketine yakın duran sosyalistler bile, ulusalcı olanlara ırkçı gözüyle bakar olmuşlardı.

Oysa saldırı ulus devletineydi. Onu etkisizleştirmek, yağmalamak ve hatta işgale kadar giden süreci dayatmaktı… O, duruma gelindi ki, sosyalistler kendi ulusunu savunamaz duruma getirildi. Kürt partiler de, emperyalist dayatmanın aktivistleri haline getirildi. Onları da, bir barış süreci yalanıyla kendilerine boyun eğdirdiler. Zaten konjoktürel misyonları da bu zemine uygundu.

Eski CHP’liler 1 Mart teskeresi sürecinde bir araya gelerek o günün başarısını kutladılar. Bence iyi de ettiler. Tarihi boyunca CHP’nin en onur duyacağı tarzda mücadele verdiğine bu süreçte tanığız. Antiemperyalist bir duruş sergiledi, ilkeli ve tutarlı davrandı. AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’ın dayatılan teskere meclisten geçirilemedi. Teskere oylanmadan, Recep Tayyip Erdoğan tarafından ülkemize sokulan ABD ordusu, tıpış tıpış ülkemizden çıkmak zorunda kaldı. Ulusalcılık, tam da burada anlamını icra etmişti. Böylesi bir karşı duruşun adı ulusalcılık iken, ona milliyetçi, ırkçı, kafa tasçı anlamlar yükleyip, karşı duruşu baltalamak istemişlerdi.

Ulusal birliktelik, ulusal dayanışma, ulusal bütünlük olmadan, bu vampir dünya da, halkınla birlikte onurluca yaşam sürdürmek olası değildir. İşte sosyalist kişilik bunu gören ve doğru tavır alan olmalı. O an o konu da var olan herkes ile ortaklaşmalıdır. Böylece haklının bilinç düzeyini yükselterek onun direnişçi olmasını sağlamaktır.

ABD emperyalistleri o günü unutmadı. O gün, aktif rol oynayan Ordu tarumar edildi, CHP ve MHP yönetiminden çeşitli CD’ler ile intikam alındı. Devlet Bahçeli’yi de Recep Tayyip Erdoğan’ın yanına yanaşma yaparak cezasını çektiriyorlar. Aksi halde CD’lerin devamı işletilecek.

Cumhur İttifakı bir CIA projesidir. Devlet Bahçeli, CIA tarafından ya tehdit altındadır, ya da ona çalışıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde barajı aşan Muharrem İnce’yi de, yine CIA susturdu.

Demem o ki; Ulusal olarak büyük tehdit altındayız.
Emperyalistlerin ülkemizdeki temsilcisi Recep Tayyip Erdoğa’dır.
Ülkemizin bu emperyalist işgalinden kurtulması için olmazsa olmaz şey, Recep Tayyip Erdoğan’ın ülke yönetiminden derhal men edilmesidir.
Bunu yapabilmek için de öncelikle CHP’nin antiemperyalist bir yapılanmaya girmesi kaçınılmazdır.

Gün, Tam Bağımsız Türkiye’yi inşa etme günüdür. Anti kapitalist sistemin taşları da, bu süreçle birlikte iç içe geçmeli ve döşenmelidir.

Özer Topçu