Ülke yoğun bakımda diyor bir çok siyasetçi. Bu görüşe ben katılmıyorum. Ülke can çekişiyor, henüz hastaneye bile kaldırılmadı. Keşke hastaneye kaldırılsaydı. En azından yoğun bakımda uzman doktorların elinde ve kontrolünde olurdu. Bizim hasta sahipsiz, kimsesiz.
Sabah akşam koca karı ilacıyla, üfürükle hasta ayağa kalkacak güya…
Bir çoğunun beklentisi bu yöndedir.
Bir akıl edilse.
Hastaneye gitmeden, hasarlı yerler ameliyat edilmedikçe, hastanın iyileşmeyeceğine bir inanılsa, çare aranır, en azından.
Böyle giderse yoğun bakıma alınmadan hasta üfürükçünün elinde can verecek…
Yapılması gereken şey, hastayı öncelikle üfürükçünün elinden ve koca karı ilaçlarından kurtarmak olmalı.
Ve tam teşekküllü bir devlet hastanesine yatırılmalı.
Tam teşekküllü devlet hastanesi özellikle önemli.
Özel hastanelerin para için gereksiz bir yığın işlem yaptığını, faturayı abartılı biçimde kabartmanın haricinde bir derdinin olmadığını biliyoruz.
Kimdir hasta?
Tabi ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti.
Üfürükçü kimdir?
Tabi ki AKP Başkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Askerlik yapmaya gelince çürük olan ve çürük raporu alan, bakanlığa sıra gelince Şam Şeytanı gibi dip diri olan, hazineye baktığını sanan damat bey de, koca karı ilaçlarıyla ülkeyi iyileştirmeye çalışan adam.
Bilim askıda, TIP askıda olunca hasta da komada oluyor.
Şu an tek ihtiyaç, hastayı bu talihsizlikten kurtarmaktır. Onun yolu da, tam teşekküllü hastaneye, bilime, TIP’a emanet etmektir.
Bunu yapabilmenin ilk adımı yerel yönetimler seçimidir.
Ya üfürükçüler, ya TIP kazanacak bu seçimde…
Üfürükçüler kazanınca hasta mefta, bilim kazanınca yeşeren bir umut kaçınılmaz…
Seçim sizin…
Babanın bırakacağı miras, kişi başına 5834 dolar borçtur.
Ya koca karı ilacı ve üfürük, ya da TIP…

Özer Topçu