Haber: Sami Özçelik
Artvin

Artvin halkevleri 31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimler nedeniyle bir basın açıklaması yaptı. Basın Açıklamasına, 78 liler Derneği Başkanı Seyfettin Altıkulaç,  Yeşil Artvin derneği Başkanı  Nur Neşe Karahan,  Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı Köksal Gümüş ve demokratik bileşenler katıldı. Açıklamayı Halkevi Derneği Artvin Şubesi Başkanı Dursun Ali Koyuncu yaptı.

Yapılan açıklamada demokrasi tarihimizin en sorunlu yerel seçimleriyle karşı karşıya kalındığına vurgu yapıldı.  Açıklamada şu ifadeler yer aldı;
“ Ülkemiz adına kaygılıyız. Tarihin en sorunlu yerel seçimleri ile karşı karşıyayız.

Ötekileştirme, yalan ve baskı ortamında; ciddi ve yıkıcı ekonomik koşullarda sandık başına gidiyoruz

Ülke kutuplaşmış, kentler bölüşülmüş, ittifaklarla siyaset iki seçenek arasına sıkışıp kalmış durumda. Halkın acil talepleri görmezden gelinmekte, muhalif olan her kesim vatan haini ilan edilmektedir.

Açıkça söylüyoruz: Ülkemiz tek adam rejimi için ciddi ekonomik ve siyasal sorunlarla karşı karşıya bırakılmaktadır. Ülkeyi yönetenler, halkın menfaati yerine kendi menfaatlerini düşünerek, oy kaybetmemek ve itibarlarını korumak adına ülkeyi çıkmaza sürüklemektedirler

Yaşanan ekonomik krizde hiçbir sorumluluğu bulunmayan işçiler, kadınlar, gençler ve esnaflar ise krizin ağır faturasını ödemektedir. İktidar, elektrik, doğalgaz, su zamlarında olduğu gibi çok sayıda yöntemle krizin faturasını halka ödetecek politikalar gütmektedir. Yerel yönetimlerde de bugüne kadar yaptığı gibi sermaye lehine politikalar izlemeye devam edeceğini ortaya koymaktadır. Oysa yapılması gereken halkın krizden korunmasını sağlayacak halkçı politikaların uygulanmasıdır.

İşte bu noktada yerel seçimler önem arz etmektedir. Yereller, yani belediyeler halkın ağır ekonomik koşullarda sığınacağı limanlar olmalıdır. Dayanışmanın, halka moral ve motivasyon kaynağının merkezi, gerektiğinde aşı olmayana aş vermeli, ekonomik bunalım koşullarında kültür sanatla halkı buluşturup, bunalım ve baskı ortamının dermanı olmalıdır.

Bizler de yerelde iktidara taşıyacağımız ekibi; rantçı, tekçi olmayan; demokrat, insana ve doğaya uyumlu, Cerattepe’ye sahip çıkan kişi ve kişilerden seçmeliyiz. Yereli kazanmalı genele de umut olmalıyız.

Unutmuyoruz

Ne yediğimiz biber gazını, plastik mermiyi ne de ezin geçin emirleri ile kenti savaş alanına çevirenleri unuturuz

Emir altında yüreği Cerattepe’den yana atan güzide kurum emekçilerini tenzi ederek belirtiyoruz: Bir kişiye Artvin’i teslim etmek için başta Artvin Valisi olmak üzere Belediye ve bütün kamu kurumları canla başla çalıştı. Valilik anti demokratik ne kadar uygulama varsa kentimizde uyguladı. Belediye’yi de bu amaçla kullandılar.

Artvin Belediyesi halkındır, halkın çıkarlarına hizmet eden bir kurum olmalıdır. Artvin Belediyesi’ni atanmış gibi yönetmek halkımıza ihanettir

Yol yapmaktan başka projeleri olmayanlar, İktidar partisine oy verin yatırım olsun diye halkı kandıranlar; gerici etkinliklerle, ideolojik saplantılar altında kenti yıllarca parti genel merkezlerinden gelen emirlerle yönettiler.

AKP iktidarının Artvin Merkez ve ilçe belediyelerinde karnesi kötüdür. İktidarın Artvin genelinde 8 belediyeyi de istemelerinin yegâne amacı eşsiz doğamızı ranta açmaktır. Yıllardır yönettikleri Yusufeli’ni tarihi ile birlikte sular altında bırakacaklar. Bu durumdan gururlanarak bahsediyorlar. Şavşat ve Borçka Karagölü’nü Uzungöl gibi betona boğacaklar, Şavşat ve Borçka’ya bu yüzden talipler. Hopa’da büyük vaatlerle aldıkları Hopa Belediyesi’nde ilk icraatları belediyeyi ideolojik dönüşüm ve rantiye merkezine çevirmek oldu. İlk ciddi sınavlarında basiretsizliklerini gösterdiler. Sel felaketinde halkın yaralarını sarmak bir yana dursun, yara sarma derdinde olanlara bile yardımcı olmadılar.

İktidarın imkanlarını kullanmak yerine Hopa’nın kimliği ile oynamaya çalıştılar. Arhavi derelerini şirketlere peşkeş çektiler. Bu hızla giderlerse eşsiz güzelliğe sahip Kamilet Vadisi’ni yok edecekler. Derelerine henüz giremedikleri Ardanuç ve Kemalpaşa’ya da hizmet için değil her noktasını şirketlere peşkeş çekip şantiye alanı haline getirmek için talipler. Murgul’u sattılar. Yakında şehrin adını bile değiştirip Cengiz A.Ş koyabilirler. Artık Murgul madene muhtaç hale getirilmiştir.

Artvin’in altının oyulmasına izin verdiler.     Derelerimize el konulması yetmiyormuş gibi, ülkenin güzide nehri Çoruh Nehri’ni şantiye alanına çevirdiler, nehri kaybetmek üzereyiz. AKP Genel Başkanı Tayip Erdoğan İstabul’a ihanet ediyoruz demişti, kendisine katılıyoruz. Kentlerimize ihanet ediyorlar, bu ihaneti durduralım kentlerimize sahip çıkalım.

Rantçı değil halkçı; hizmet satın alan değil, üretici belediyecilik istiyoruz

Kentlerimizi yönetmeye talip olan Belediye Başkan ve ekibi;

  • Kadınların eşitliğini esas almalı
  • Kültür-sanatı halkla buluşturmalı
  • Halk sağlığını temel almalı
  • Taşeron çalıştırmaya karşı çıkmalı ve emeğe saygılı olmalı
  • Gençlerin bugününü ve yarınını düşünmeli
  • Engelliler, yaşlılar için yaşanabilir bir kent planlanmalı
  • Doğayla ve sokak hayvanları ile barışık olmalı
  • Halkın her aşamada söz ve karar hakkına sahibi olduğu demokratik işleyişe sahip olmalı
  • Bireylerin veya belli azınlığın çıkarına değil halkın çıkarına hareket etme anlayışı talep ediyoruz
  • Cerattepe’ye sahip çıkacak bir belediye istiyoruz

Halkımıza çağrımızdır:

Bu temel başlıklar altında sandığa gidelim ve sandık başına gittiğimizde çarşıyı, pazarı, tezgahlardaki fiyatları düşünelim.

Çok değil bir yıl önce tenceremizi kaç liraya kaynatıyorduk şimdi kaç liraya kaynatıyoruz onun hesabını yapalım.

31 Mart sabahı son kez faturalarımıza bakalım, memleketin kahrını kendimizin çektiğini, sefasını iktidar ve çevresindekilerin nasıl sürdüğünü düşünelim.

Ataması yapılmayanları, torpili yok diye işe giremeyenleri düşünelim.

Belki iş sözü almış, belki de halen belediyede çalışıyor olabiliriz, hatta bütün bu olumsuzlukları yaşamamış olsak bile halkımızın haline içerlenip, sandığa öyle gidelim.

Belediyecilik gönül işi demelerine bakmayın onların gönlü halkın cebindeki paradan yanadır. Cebimizdeki o görünmez ele dur diyelim. Kentimizi kazanalım.

Unutmayalım. Bütün çiçekleri koparabilirler, mahkemeleri, karakolları, devlet kurumlarını ele geçirmiş, YSK’yı çalmış, her türlü tehdide ve yalana başvurmuş olabilirler; ancak baharın gelişini asla engelleyemeyecekler. Sandığa gidelim. Cerattepe düşmanlarına, rantçılara oy vermeyelim. Baharı getirelim