Karga Gak Demeden
02-04-2019
Ömer ŞAN

Ne Oldu Şimdi?

Değdi mi onca ayrıştırmaya, yalana, dolana, kin ve nefrete, kışkırtmaya, toplumu germeye… Ne güzel açıklamalar yaptı siyasilerin özellikle de bir kısmı! Ve görüldü ki siyasetin bölücü, ırkçı, ayrıştırıcı dili bir kez daha kaybetmiştir!.. Ve hep kaybedecektir!

Yüzyıllar öncesinden günümüze uzanan bilge Hacı Bektaş Veli’nin öğüdüdür; “Eline, beline, diline hakim ol” sözü… Oldunuz mu? Durumun inceliğini kavrayabildiniz mi? Yok!

Kenan öğretmen, içini dökmüş ertesinde seçimin… ‘Huzur…’ demiş başlığına paylaşımının:

“Ankara’da… Çıktım şöyle bir Kızılay, Ulus dolaştım… O kadar sakin, huzurlu bir ortam var ki!.. Dersin ki, CHP sanki seçim kazanmamış… İnsanlar CHP’lisi, AKP’lisi, İyi P’lisi, MHP’lisi, Saadet’lisi, HDP’lisi herkesin yüzünde bir mutlu ifade var… Bağırmak yok, hakaret yok, kötü bakış yok… Sinir harbi yok…

Ne var biliyor musunuz: Huzur var… Umut var… Sevgi var… Kardeşlik var… Ayırımsız, herkeste , bu güzel ülkenin saygın yurttaşları olmanın sevinci ve mutluluğu var…

Hava harika… Ilık ve güneşli… Bahar insanın içini ısıtıyor… Ankara’nın baharı da bir başka oluyor… İyi ki kış bitti diyorsunuz…”

Bir bakıyorsunuz, İstanbul’a… Ekrem İmamoğlu diye genç bir adam çıkıyor… Sakin, çalışkan ve zeki! Katakulli sinyalleri geliyor… Adama, madama bakmıyor, çıkıp; “Bugüne kadar kimsenin hakkını yemedim, kendi hakkımı da kimseye yedirmem” diyor…

İşte, tüm beklenen bu iki cümle! Tuttu bütün insanların ellerinden, yüreklerinden… Ve günün ertesine kadar bırakmadı… Teşekkür de etti herkese.

Ve asıl size Teşekkürler… Yüreğinize… Dik duruşunuza… Hakkınızı ve hakkımızı yedirtmeyişinize! Ve yine ‘hep birlikte kazandık’ demenize…

Bir de bakıyorsunuz ki Tirebolu’da başka şeyler oluyor… Rabia Naz’ı bildiniz mi, takip edebildiniz mi? Hani babası kızının nasıl öldüğü/öldürüldüğünü araştırıp koşturduğu için başına gelmeyen kalmamıştı ya… Tirebolu’da da Rabia Naz adalet hakkı kazandı. Tarihinde ilk kez, iktidar seçim kaybetti!

Dahası Tunceli’de oldu! İlk kez ülkemizde bir ilin belediye başkanı ‘komünist’ oldu.

Fındıklı’da ise bir başka yarış oldu! Başkan seçilen Çervatoğlu, “Fındıklı kazandı, fındıklı halkı kazandı. Şimdi halkımızla birlikte Fındıklı Meclisi oluşturup sözün, yetkinin ve kararın Fındıklı halkında olacağı bir ilçe inşa etme zamanı” dedi ve kolları sıvadı.

Bu seçimlerde de veri giriş sıkıntıları yaşandı ama manipülasyona izin verilmedi. Hep aa’ya yüklenildi… Oysa aa’ya neden yüklenildi ki! Sonucu açıklayacak nihai yetkili YSK değil mi? Halk iradesine kim ipotek koyabilir? YSK, kırmızıya boyamış ve kırmızı da ‘kırmızılı’ kazandı demek ise bunu ha aa açıklamış ha kendilerine eğlence aramışlar, sonuç değişir mi? Değişmedi!

Rize’de ilginç rekor kırdı bu kez ama sadece merkezde… İktidar, 4 ilçe belediyesini kaybetti, diğerlerinde çekişti… AKP’ye karşı 3 ilçeyi MHP, 1 ilçeyi de CHP aldı… Bunun ince notunu da gazeteci arkadaşımız Alihan Telatar düşürdü sosyal medya hesabına ve “Reis başta Çayeli olmak üzere Derepazarı, Fındıklı ve İkizdere’nin hesabını içerdekilere sorar” dedi.

Sonrasında da, arayıp soran, yazdıklarımıza not düşenler, il örgütü ile özellikle de Çayeli’nde mitin yaparken ‘gübre ne olacak’ diye soran üreticiyi alandan aldıran, hatta kafa bulan üst düzey partili de buna dahil elbet… Hele aynı partide geri durdurulan Külünk’ün, bir anda “Ciddi bir FETÖ operasyonu ile karşı karşıya olabiliriz” çıkışı ise hiç de yabana atılmamalı ha…

Haaa, bir de Kerim Kabil not düşmüş… Rize ‘rekor’ kırmış ya, “Rize Türkiye rekoru kırdı ama hiç kimse konvoy yapmıyor, korna, zurna, düdük çalmıyor, neden acaba” diye de sormuş!

Neyse ki, bir gene fazla unutmayalım… Bu süreçte alanlarda, perde arkalarında söylenen o kem sözler hep yutulacak mı? Yutuluyor gibi…

Eski Bakanlardan Ali Topuz, geçirdiği rahatsızlık sonrası Kıbrıs’tan İstanbul’a getirildi ve tedavisi, Acıbadem International Hastanesinde, Prof. Dr. Ali Akyüz denetiminde sürüyor. Yavaş yavaş kendine gelmeye başlamış ve beyin kanaması sonrası uygulanan tedavi başarılı olmuş. Tepkilere yanıt veriyor ve ağır olsa da konuşmaya başlamış. Geçmiş olması ve aramıza dönmesi umuduyla…

Ve bugünlere notumuz…

“Sevgi yüceliğinde, mutlu ve umutlu, sağlıklı ve huzurlu, gülen yüzlerin bahara durduğu güzel günlere Merhaba, diyebilmek umuduyla…

Umuttur gökyüzü… Denize doğan güneş, kanat çırpılan maviliklerde, daldaki yeşilde, toprakta ekin başağı, suda yosun kokusu, yürekte sevdadır umut. Yarına, umuda selam olsun!..”

Anladınız mı, ne oldu şimdi diye…