Bilal Kayabay
28.04.2019
bilal@yolcuhaber.net

Genç kaybettiğimiz Şavşatlı Erzurum milletvekili Vedat Altun’un bir öyküsü ‎geldi ‎aklıma. ‎Gündemi özetliyor.‎

Kars’ta beş on atlı bir başka köye gidiyorlar. Yokuşun başına gelirler, aşağı ‎vadide ‎köy ‎görünür.‎

Kafile başı, ula hele bidurun da beni iyi dinleyin.Bakın uşaklar, bu gittiğimiz köy var ya Alevi köyüdür. Bunlar ‎hırsızlık ‎falan ‎bilmezler. Bir bok yiyip bizi rezil etmiyesiz diye sıkı tembihler.‎

Peki, ağa, derler. Derler de içlerinden biri dayanamaz. ‎Atını ‎dehler ‎ağanın önünü keser; yahu ağa, az evel, bura ‎Alevi köyüdür, ‎hırsızlık ‎mırsızlık bilmezler, dedin,der.

Ağa, he, ele dedim, ele de olacak. Bir seferlik çalmasaz  gebermesiz ya diye azarlar.

Adam, iyi diyersin de ağam, bunlar, hırsızlık  bilmezler de ne bok yer nasıl geçinirler diye şaşkın şakın söylenir.

Bunlara göre de hırsızlık yapmadan,çalıp çırpmadan seçim kazanılmaz. ‎Bunca çamura yuvarlamalarının nedeni de budur.‎

Herif, milyonların karşısında, “Bir şey oldu da nasıl oldu” diye şaşkınlığını ifade ediyor.

Kişiyi nasıl bilirsin; kendim gibi bilirim der ya halk sözü. Tam o durum.Herkesi, kendileri gibi biliyorlar.