1 Mayıs işçi sınıfının Birlik, Dayanışma ve Mücadele günüdür. Bu gün Dünyada ve Ülkemizde işçi sınıfı ve tüm emekçiler, ezilen halklar, ötekileştirilenler, yok sayılanlar, kadınlar, gençler meydanlarda uğruna mücadele ettiği taleplerini haykırarak birlikte mücadele çağrısı yapıyorlar.

Unutmayın; 12 Eylül darbesinin ilk icraatlarından biriside grevleri yasaklamak, sendikaları kapatmak ve 1 Mayıs İşçi sınıfının birlik mücadele ve dayanışma günü olan işçi bayramını yasaklamak olmuştur.

Unutmayın; 1 Mayıs 1977 katliamı 12 Eylül darbesine giden yolun köşe taşlarından birisidir. Bu katliamın hesabı görülmemiştir. Biz bu hesabı kapatmadan hiç kimse kapatamaz.

Unutmayın; Ülkeyi 12 Eylül yasaları ile yöneten 17 yıllık AKP iktidarı döneminde ülkemiz iş cinayetleri bakımından dünyada ilk sıralara yükselmiştir. Başta Soma’da Ermenek’de olmak üzere ülkenin birçok yerinde 20.000 den fazla işçi bu cinayetlere kurban edilmiştir. AKP iktidarı bu cinayetleri önlemek yerine “Fıtratında var” şeklinde savunmuştur.

Unutmayın; İşyerlerinde güvencesizlik ve güvenliksizlik anlamına gelen taşeronluk sistemini dayatmış çalışanlar ranta ve kar hırsına kurban edilmiştir. Çıkartılan taşeronluk yasası da hiç bir derde deva olmamıştır.

Unutmayın; Sendikal örgütlenmelerin önüne barajlar, engeller konarak işçi sınıfının örgütlenmesi zorlaştırılmış, göz boyamak için yandaş sarı sendikalar yaratılmıştır. İşçilerin Emekçilerin kıdem tazminatlarına göz dikilmiş, Krizin yükü emekçilere fatura edilmiştir.

Unutmayın; Kadın ve çocuk cinayetleri, kadın ve çocuklara yapılan taciz ve tecavüzler, kadın ve çocuk emeği sömürüsü katmerleşmiş ve kendi gerici yaşam tarzlarını kadınlarımıza ve topluma dayatır olmuşlardır. Unutmayın; İnançları ve yaşam tarzları yüzünden toplumun büyük bir bölümü ötekileştirilmiş, halklarımız ve farklı inanç grupları birbirine düşman edilmeye çalışılmaktadır. Ötekileştirdiklerini ve farklı olanları linç ederek yok etmeyi hedeflemektedirler.

Unutmayın; Yüzyıllardır bir arada kardeşçe yaşayan bu coğrafyanın kadim halklarının barış ve kardeşlik talepleri görmezden gelinmiş, ülke bir savaş batağının içine sokulmuştur. Bu savaşın asıl sorumlusu kendileridir.

Unutmayın; Halklarımızın Demokrasi talepleri, parasız eğitim, parasız sağlık talepleri, çalışanlarımızın insanca yaşam ve ücret talepleri, özgürce haber alma talepleri, özgürce ifade etme ve toplanma gösteri yapma talepleri görmezden gelinmekte yok sayılmaktadır. 1977 katliamının yapıldığı 1 Mayıs Alanı olan Taksim İşçi sınıfına yasaklanmaktadır.

Unutmayın; 12 Eylül yasalarını egemenlerin gündelik ihtiyaçları için yeniden üreten iç güvenlik paketi korku toplumu yaratma, polis devleti oluşturma niyetlerini açığa çıkarmıştır. Çıkardıkları KHK’lerle bu korku imparatorluğunu pekiştirmeye çalışmaktadırlar.

Unutmayın; Ülkede tüm demokratik hak ve özgürlükler askıya alınmış, seçilmiş milletvekilleri, Belediye Başkanları, gazeteciler, öğrenciler, bilim insanları tutuklanmış ülkenin her yanı tecrit koşullarının uygulandığı alan haline gelmiş ve bir tek adam rejimi tesis edilmiştir. Ülke yasalarla değil KHK’lerle yönetilir olmuş, OHAL ilan edilerek toplumun tüm talepleri bu örtünün altına süpürülmüştür. İşte böyle bir ortamda gerçek çözümün sosyalizmde olduğunu bilen devrimciler,

İşçi Sınıfı ve Emekçi halklarımız 1 Mayıs’ta daha çok mücadele, daha çok dayanışma, daha çok beraberlik bayrağını yükseltmeli ve meydanları doldurmalıdır. Taleplerimizi yüksek sesle dillendirip bu anti demokratik uygulama ve dayatmalara karşı çıkmalıyız.

YAŞASIN DEVRİM VE SOSYALİZM YAŞASIN 1 MAYIS BİJİ YEK GULAN .