Karga Gak Demeden
07-05-2019
Ömer ŞAN

Türkiye Senden Büyük Aga!

Hani bilirsiniz, kimileri bir dönem kullandığı ve şimdilerde bıraktığı ‘Dünya 5’ten büyüktür’ sloganı hikaye oldu çıktı! Elbette sonuna kadar haklıydı! Ama gelin görün ki, bunu söyleyenler dünyayı ve koskoca bir ülkeyi tek kişinin altına koydu ve slogan manasını yitirdi!

Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AKP’nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, seçim öncesindeki ‘kara propagandaları’ ile seçim sonrasındaki sandık sonuçlarına makul yaklaşımı ve hemen ardından ‘kızgın demiri soğutma’ girişimlerinin dibinden filizlenen, “Vatandaşım bana Başkanım, bu seçim yenilenmeli, diyor” çıkışı ile YSK, ülkeyi adeta siyasi bir boşluğa itti!

Aradan geçen 36 güne karşın, bir Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hukuka, anayasasına ve demokrasinse bağlı bir kurum olan YSK ve ilgili tüm kurum ve kuruluşlar, Hukuk Devleti kurallarına uyar, uymalıdır!

Ancak ne yazık ki bu YSK, bütün teamülleri boşa çıkarıp İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminin iptal edip, yenilenmesine karar verdi. YSK’nın bu kararı 4’e karşı 7 oyla aldığı ve “Kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkan ve üyelerinin seçimde görevlendirilmesi” şeklinde gerekçelendirdiği öğrenildi.

E bu gerekçeye konu şahıslar, bir önceki seçimde ve referandumda da aynı görevde idi! O seçimlerde şaibeli!

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir zaman, “Sandıktan çıkanı kabul etmiyorsanız, bu demokrasi değildir. Bu, totaliter bir anlayıştır” demişti… Ne oldu şimdi? Totaliter anlayışı bıraktık, kazanılmış seçimi çıkarları doğrultusunda reddedip, toplum üzerinde faşizan baskı unsurları oluşturanlar kimler şimdi?

Ama ne yazıktır ki YSK, bu kararla sadece İstanbul seçimlerini değil, 16 milyon İstanbul halkının iradesini ve demokrasiyi, hukuku da iptal etti! Dünya’ya değil evrene rezil olduk… Kimse unutmasın ki Türkiye 1 kişiden büyüktür! Ve tarih, bu 7 kişiyi kesinlikle affetmeyecek!

Seçimlere neden itiraz ettiğini bilmeyen AKP’nin zatı muhteremlerine ince 1 tüyo daha! Hani Karadenizlilere Laz diyorsunuz da; bu Laz’ların zekası, öğlen sonrası normal düzeye düşüyor ya… Hah işte o zaman oy kullanma ehliyetleri de sıkıntıya girmiş olabilir! Seçim sonucuna kesin etki, buyurun alın bunu da!

Bak arkadaş… Gene birileri çok feci oyuna getirip kandırıyor sizi! Yada siz bu toplumu, ülkeyi, insanları sadece kandırmıyor bir yerlere kurban ediyorsunuz!

Tam da bu hengamede, yaşamsal miadını dolduran malum zevatın cenazesi var idi! Söyledikleri ve vasiyetine göre cenazesine gidenler, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Ulusal Kurtuluş mücadelesi ile Çağdaş, Demokratik, Laik Sosyal Hukuk Devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanı, emperyalizmin uşaklarıdırlar!..

Yani şini, Recep dayinun deduği gibil… Atatürk’i Yunan da sevmeyidi, İngiluz da… Hele bedevi çolinun Araplari! Eyi da bu gavurun dolleri tamam da, habu topraklara bitmiş olanlar kimin dolidur peki?

Bir de utanıp sıkılmadan, bu toprakları kanıyla canıyla sulamış vatan evlatlarının kanından rengini alan ay-yıldızlı o yüce bayrağı sarmışlar… Yazıklar olsun yapana!

Ne diyordu biliyor musunuz Falih Rıfkı Atay, “Bir tek Türk’ün bile Atatürk’e sövebildiği Türkiye nesi ile övünebilir? Camilerimizde dolaylı veya dolaysız sövüyorlar ona! O camiler ki, Atatürk olmasaydı, pek çoğunun minareleri çoktan çan kuleleri olacaktı.” Sene 1966.

Komutanlığında derdest edilmiş Bakan, “16 bin 540 terörist, silahlı kuvvetlerden ihraç edildi” demiş. E iyi de o kadar terörist, silahlı kuvvetlere girerken siz ne yapıyordunuz?.. Oraya onları kim soktu oraya?..

Usta gazeteci Rıza Zelyut uyarmış… Dışişleri Bakanı, Irak’ta Kürt Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüşmüş. Yeni bir ‘Açılım’ için ilk temas olmasın? Bir süre önce de Erbil’e uçak seferleri yeniden başlatılmıştı… Diye! Ne oliyi heee… Bekacılar, bi bakun hele haburalara…

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, soruyor, biz de katılıyoruz… “Sadece milletvekili sıfatı taşıyan Binali Yıldırım’ın, şu anda eski Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde oturması ve maaşları devlet tarafından ödenen personelin hizmetine koşuşturması saltanat sürmek midir, keyfilik midir, yasaya uygun mudur?” Nedir ne?

Üç fidan var idi bu memlekette… Deniz olmalı! Yusuf ve Hüseyin misali… İnanmalı… Ve Cesur, Yüreklice… Omuz omuza, bilek bileğe el vermeli yaşama!.. Diyorduk…
Ama Yusuf Aslan, “(…) Ben halkımın bağımsızlığı ve mutluluğu İçin şerefimle bir defa ölüyorum. Sizler, bizi asanlar, şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz. Biz halkımızın hizmetindeyiz. Sizler Emperyalist devletlerin hizmetindesiniz. Yaşasın devrimciler! Kahrolsun Faşizm!..”

Fidanlar yeşertmeli… Tam bağımsızlık uğruna idama gidişlerinin 47.yılında faşizme ve zulme karşı! Bıraktıkları onur ve mücadelenin azmiyle anıyoruz hala yeşermedeki fidanlarımızı…

Ve diyor ki Emanuel Haldeman-Julius… “Tanrının sevgisinden en çok bahsedenler, tarih boyunca insan özgürlüğüne ve mutluluğuna en derin nefreti gösterdi.”

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, “İtibardan tasarruf olmaz, dediler; emekçiden, emekliden tasarruf ettiler. Sıra eğitime geldi… Tasarruf tedbirleri kapsamında MEB bütçesinden 2 milyar TL kesildi. Eğitimden tasarruf, gelecekten tasarruftur. Olmaz…” Dedi… Eee DİB diye bir mekanizma vardı… Ne oldu, MEB’den kesip DİB’e mi vurdu? Ayıptır! Milletle kafa bulmayı bırakın. Ha bir de, yahu kesilen o 2 milyar lirayı kendi cepleri yada babalarının mirasından vermiyorlar ki… O para zaten velilerden toplanan para! Kimin parasını kimden kesiyorlar?

Baktınız mı, bugün dolarınız kaç Lira Agaaa?