Bilal Kayabay

Portakal, yapısının hükmü gereği yuvarlandı, “Kabataş Çukuruna”  düştü.

Her, “hıyarım var” diyene, bir avuç tuzla koşan eblehlerce şımartıldı ya kendini bir halt sanıyor.

Ekranda efeleniyor: “Devletin valisine, it diyemezsin.” diye.
Dedi mi demedi mi bilemem ama eğer öyle bir şey olsaydı, besleme   medya, bire bin katarak ortalığı velveleye verirdi, bu bir.

İki, önce, gerçeği gör. “Devletin valisi” dediğin vatandaş, devletin valisi olsaydı, öyle bir kepazeliğin figüranı olmazdı. Birazcık aklı fikri, fındık kadar beyni olan herkesin
apaçık gördüğü gibi, vali efendi, devletin değil; Akepe’nin valisidir.

Anladın mı iktidarın yalakası.
Sözüm ona, tarafsız olma gayretkeşliğin, hangi çıkar tarafında olduğunu koydu ortaya.

Ha bu arada, sende bir bozukluk olduğunu, ben anlatamıyordum, damdagezen hayranlarına. Umarım, sen anlatabilmişsindir.

Ne diyordu o söz: Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, sapa sıçarsın çekirge…

Şöyle de diyebiliriz: Bir yuvarlandı portakal, iki yuvarlandı portakal, çukurunu buldu, portakal.