Sami Özçelik

İmamoğlu 10 bin yıllık İstanbul tarihinde 31 Mart’ta büyük bir destan yazdı. Hekimoğlu Türküsündeki gibi, “Ünye’de Fatsa Bir oldu da Baş edemedim!”. herkes bir tarafta, Ekrem İmamoğlu tek başına bir taraftaydı!..

Çerezdi, çömezdi, küçük bir ilçenin belediye başkanıydı işte!. İmamoplu’nun arkasındaki gücü görememişlerdi!. Halkın gücünü tam olarak tarif edene henüz rastlanmamıştır. Bu gücü test etmeye kalkışanlar tarihin en büyük şamarını yemiş ve tarih olmuşlardır!

İmamoğlu İstanbul halkının oylarıyla İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı seçildi. Mazbatasını uzun süre vermediler!.. Yok öyleydi, yok böyleydi, şöyle oldu, böyle oldu, bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde develer tellal iken, falan filan diyerek mazbatasını çok geç verdiler!.

Baktılar ki İmamoğlu ipliklerini pazara çıkarıyor, hemen düğmeye bastılar!. 18 gün Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı ve kısa sürede çok büyük ve önemli işlere imzasını attı. Kısa sürede neler yaptı neler? 16 Milyonluk İstanbul’daki 25 yıllık zihniyetin kokuşmuşluğunu 82 milyona gösterdi hem de canlı!.

İstanbul’un üstüne karabasan gibi çöken 25 yıllık zihniyetin, sahtekarlığını canlı yayınla gösterdi!.Hepsinin boyası döküldü, takkeleri düştü kelleri göründü!. Bunların sözde, gösterişte çok Müslüman, kapalı kapılar ardında ise yapmadıkları yolsuzluk, kılıfına uygun hırsızlık kalmamıştı.

İBB’nin dört bir yanını çeşitli dini vakıflar ve doymak bilmez, hiçbir iş yapmayan, insanları kandıran, ayrıştıran, dini tahrif eden, siyasete alet eden, dinden soğutan sahtekar cemaatler sarmıştı!. İBB’ye onlarca FETÖ vari cemaat çöreklendi!. Bugün masum görünüyorlar, ya yarın? Zaten FETÖ’dan boşanan kadrolara başka cemaatin adamları alelacele yerleşti!..

Bu Türkiye genelinde böyle oldu!. Seçimin iptal edilmesi için en çok bastıranlar bu kesimdi!. Yoksa, “Hiçbir şey olmamışsa bile bir şey olmuştur!!” gibi abes, ne idüğü belirsiz bir cümle kurulur muydu?

YSK’nın seçimin iptal gerekçesi bulunana kadar göbeği çatladı. “Zarti idi, zürti idi, nala vurdi muğa vurdu, Allah seni inandursun!” diyen yalanına destek olması için büyük çaba harcayan palavracı avcı Zübeddin dayı gibi kıvırdılar, evirdiler, çevirdiler, şişi yakmadılar!. Sonunda Sandık Başkanlarını Seçim Kurulu başkanlarını suçladılar!. Her bir pusula çok temizdi de Ekrem İmamoğlu yazan 14 bin fazla pusula çok fena pisti!.

18 gün sonra YSK kararını verdi!. İmamoğlu’ndan mazbatayı geri aldılar!. Mazbatanın geri alınış şekli de skandaldı!. Asla oy kullanamayacak yedek üyeler oy kullandı!. Mahkeme başkanı Güven bile red oyu verdi!.. 250 sayfalık iptal gerekçesi yazıldı. Sadece 12 sayfası neden, niçin sorularına cevaptan oluşuyordu!.

Oda 11 üyelerinin gerekçeli kararın metinleriydi!. yani her bir üyenin yazdığı birer sayfadan ibaret cart, curtlar vardı!. Gerekçeli kararı bile günlerce yazamadılar. Nasıl bir yalan ile doldurulması tartışıldı!. Yalan bile ayakları yere basan “olabilir” diyecek idare edebilecek bir yalan değildi!.

23 Haziran’da seçime gidiliyor. Bir hafta kaldı.. Ekrem İmamoğlu’na öyle bir ağır tahrik ve psikolojik tacizlerde bulunuyorlar ki insanın aklı almıyor!. İnsan bu kadar da olamaz diyor!. İnsan olan ,demokrasiden bir gram nasiplenmiş hiç bir kimse bunu yapmaz diyor!. Vicdanlar eziliyor!.. Zarfın içindeki 4 oyun üçü mis gibi ama biri bozuk!..

İmamoğlu, olsun dedi. YSK kararının hemen ardından Beylikdüzü’ne geldi, ceketini çıkardı, gömleğinin kollarını kıvırdı, “HODRİ MEYDAN” dedi. Bu kararı İstanbul Halkı verdi, Onların hakkını savunmak zorundayım dedi, Korkmuyorum, dedi. Adaletsizliğin müsebbibi olan herkese topunuz gelin dedi!. Ben İstanbul halkıyla karşınızda olacağım. Dedi!.. 39 ilçede miting yapacak olan AKP genel Başkanı son anda iptal düğmesine bastı.

Yıldırım’a “ kendin, kaybedersen kendin kaybetmiş olacaksın, ben yokum!” dedi!. Zaten Cumhurbaşkanı taraf tutmamalıydı. Cumhurbaşkanı asla bir kesimin, bir düşüncenin, bir zihniyetin adamı yada temsilcisi olamazdı, ol-ma-ma-lıy-dı!. Bu hatasının faturasını çok ağır ödedi aslında!..

İmamoğlu 31 mart’ta, AKP Genel Başkanını Cumhur Başkanını, Eski TBMM Meclis Başkanını, Eski Başbakanı, 340 milletvekillini, 16 bakanı, bakmayanı, 81 valiyi, 980 kaymakamı, genel müdürleri, bürokratları, görsel yazılı yandaş havuz medyasını, alayını sandığa gömdü!. Bu çok ağır bir travmaydı elbet!. İmamoğlu bunu nasıl mı yaptı?

Hatırlayalım; Muhtar bile olamaz diye açıklamalar yapan gerzek siyasilere Türk halkı çok fena gıcık oldu!.. Ben halkım. Bırakın buna ben karar vereyim dedi. Muhtar olamayacak adamı Cumhurbaşkanı yaptı. O gerzek siyasilere tarihi bir ders verdi!.. Şimdi de aynı şeyler yaşanıyor. İmamoğlu’ndan belediye başkanı olmaz. İmamoğlu kazanırsa İstanbul’u terk ederim, İmamoğlu seçilirse eşek gibi anırırım diyenlere bu halk öyle bir şamar atacak ki bir daha kendilerine gelemeyecekler!.

İmamoğlu Halkın seçilmiş başkanıdır. 14 bin rakamını yeterli bulmayıp buna kulp takmak isteyenler şunu bilsin. Bu kez en az 300 bin fark yersiniz! Bu sonuç çıkarsa yeni bir bahaneniz hazır mı?

Son günlerin en ilginç gelişmesi Alo Fatihe dönen Fatih Portakal’dı!. İmamoğlu’nun sınıf arkadaşı, ev arkadaşı bir anda çark ederek, İmamoğlu’na iftira attı!. Valiye hakaret ettiği videoyu gördüm dedi! Ve gördüğünü yayınlayacağına yayınlanamayacak kadar kötü olduğunu söyleyerek daha büyük bir suç işledi!.

Bu sözü söyledikten sonra da hiçbir şey olmamış gibi haberleri sunmaya devam etti!. Çark öncesi uzun uzun İmamoğu haberleri verilirken, sonarsında kısa kısa anlamsız sözlerin olduğu kesilmiş, biçilmiş görüntüler vermeye başladı! Ola fatih aha buradan yazıyorum, Tarih 15 haziran 2019… 8 gün sonra İmamoğlu sana rağmen yine başkan olacak!.

BİR ERKAN TAN VARDI OLDU İKİ!…..
VER MEHTERİİİ VER MEHTERİİİİ!

Sen bütün sevenlerini kaybettin. Saf değiştirerek tırnaklarımla kazarak geldim dediğin o mevkiyi kaybettin!. Ver mehteri ver diyen Erkan Tan oldun!. Erkan Tan artık 2 tane oldu!. Hani Timur’un bir fili vardı ya köye büyük zarar veriyordu! İkinci filsin sen!.. Ya bari bir özür dile, bana montajlı kaseti yutturdular. O an anlayamadım. Ama anladığımda da özür diliyorum. Benim dostum, arkadaşım İmamoğlu asla bunu söylememiş olabileceğini düşünmeliydim de!. Bari bu insanların özellikle de İmamoğlu’nun gönlünü al ya!. Neyse sana çok satır ayırdım değmezsin! Bundan sonra kimse adını anmaz, Ananlarda güzel anmayacak!..

KAYYUM VALİ İŞÇİLERE NASIL İZİN VERDİ?

Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’dur. Bakmayın şu an kayyım bir vali oturuyor!. Ha bu arada belediye çalışanları aday olan İmamoğlu aleyhine basın açıklaması yaptı!. Yaptırıldı aslında!. Şimdi bunda o valinin dahli yok öyle mi? Kayyım başkandan habersiz imamıyla, itfaiyecisi, bilmem ne radyocusu ondan habersiz basına açıklama yaptı he!. Kendisini protesto amaçlı alkışlayan Vatandaşa kavat diyen kavas vali suçsuzdu he!..

Ordu valisi bu sahte videoyla aklandı he! Yani İmamoğlu’nun deyimiyle tuzak kurmadı he!..

Birçok vali devletin valisi olduğunu unuttuğunu bile bile partili gibi yönetim gösterecek, ona tek bir kelime yapmayacaksınız he!. Eee, gazetecilik mesleğine ne oldu?

Kaldı ki İmamoğlu asla “İT” kelimesi kullanmadığı halde kullandı diyen kişiler nasıl bir pozisyondadır? Devletin yani halkın, yani bizim, yani hakkın valilerine canımız feda. Ama parti valiliği yapana elbette ki sözümüz olacak!.. Hakaret etmeden, haklı pozisyondan haksız duruma düşmeden vali de olsa eleştireceğimizi, susmayacağımızı, buradan ilanen duyuruyorum!..

İmamoğlu mağdur edilmiştir, hakkı yenilmiştir, Ben her daim hakkın yanında, halkın yanında tarafım dedim. “Tarafsızım” diyen nötrlerden, yani sıfırlardan, silindirlerden hiç olmadım!… Ama yanlış yaparsa, gerçekten bazıları gibi güç zehirlenmesine yakalanırsa, dürüstlükten, doğruluktan saparsa, yanlış işler yaparsa babam olsa payına düşeni alır!.. Yanlış yanlıştır. Yanlışın sana göre, bana göre olanı yoktur!..

ESEN KALIN..