Metin Gümüş

Tek yürek olarak yazdığımız destanı dünyaya yeniden haykırmak için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifiyle 15 Temmuz Pazartesi saat 20:00’da Atatürk Havalimanında buluşalım.”
(Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı)

Cumhurbaşkanlığı İletişim Dairesi’nden sanırım operatör ayrımı yapılmadan cep telefonu olan bütün vatandaşlara gönderilen bir mesaj bu!

Türkiye’de kaç adet cep telefonu kullanıcısı var (benim hiç bir malumatım yok) ve bir mesaj ücreti kaç tl.dir bilenler oturup bir hesaplama yapsınlar sonucu da buradan paylaşsınlar lütfen. Tahminim: bir kaç milyar tl tutacağı yönündedir. Bunun bir kaç katıda masraf da 15 Temmuz’da belirlenen buluşma noktasında toplanmak için yapılacağı düşünülürse ortaya devasa rakamlar çıkacaktır.

Başka hiç kimsenin dahli olmadan; sadece kendilerinin belirlediklere hedefe ulaşmak için yağmur, çamur demeden beraber yürüyüp, beraber ıslandıkları yürüyüşlerinde çıkan bir yol kazasıdır. 15 Temmuz. Ortada ülkeye karşı bir ihanet varsa – ki vardır- bu ihaneti ve faillerini açıklamakta 15 Temmuz ‘darbe’ girişimi ve FTÖ yetersiz kalır. Meseleyi sadece 15 Temmuz ve FTÖ’yle açıklamak süreci iyi okuyamamak ya da işine geldiği için öyle açıklamaktır.

Asıl ihanetin kendisi 15 Temmuz gecesine kadar adına şarkılar ve türküler yazılan ve birlikte yürünen yolun kendisidir. Bu yol ülkeyi İslamo Faşist (şeriatcı) tek adam diktatörlüğüne sürükleyen bir yoldur. 15 Temmuz bir yol kazasıdır. Nedeni rant yüzünden kararan gözlerdir.

Yol ortaklarından biri elindeki ile yetinseydi, ya da diğeri kendi kârından azıcık feragatla öbürüne biraz fazla verseydi (mühür olarak gövdemi basarım ki) 15 Temmuz yaşanmayacaktı. O yol birlikte yürünecekti.

15 Temmuz ‘darbe’ girişimi bastırıldı diye ihanet sonlanmış değil. Bütün şiddetiyle devam ettirilmek isteniyor hala!
15 Temmuz ihanetinden ( yol arkadaşlarının bir birine ihanetinden bahsediyorum) yol arkadaşını tasfiye edip etkisizleştiren taraf yola tek başına devam etme kararı almıştır. Yol arkadaşının kendisine karşı yaptığı ihaneti, bütün ülkeye yapılmış bir ihanetmiş gibi sunma becerisini gösteren malum taraf, buradan aldığı güçle hain emellerine doğru tek başına yürüyor. O günden bu yana (kendi deyimi ile durumu) ‘Allah’ın lütfu’ olarak değerlendirip hiç de azımsanmayacak mesafeler katetmiştir.

Zaten yukarıda gönderilen mesaj da katedilen bu mesafeleri tahkime yönelik bir mesajdır. Ne yazı ki buraya kadar!
Artık buradan öte AKP’nin de, Reis’in de bir adım daha atmağa mecali kalmamıştır. Bu saatten sonra durumun tahkimi mahkimi mümkün değildir.
Bu kriz ortamında milletin parasını pulunu çar çur etmekten başka bir şeye hizmet etmez bu tür faaliyetler.

Yazıktır… günahtır… ayıptır…

AKP ve Reis hedefe yaklaştığını sanarken meğer ki kendi sonuna gelmiştir. Artık bundan sonrası; ben diyeyim bir, siz deyin üç vakte kadar ya çok büyük bir kaos, yada yargı önünde hesap vermektir