“Sen çıkmadın çıkardılar karşıma seni
Sen bu kavgada bir nokta bile değil
Bir küçük eğri bir virgül,
Bir zavallı vesilesin
Ben kızabilir miyim sana?
Sen de bilirsin ki benim adetim değildir
Bir posta tatarına
Bir emir kuluna sövmek
Efendisine kızıp, uşağını dövmek.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, yaptığı sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle hakkında açılan davanın duruşmasının ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.

HUKUKSUZ SÜREÇLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Açıklamaya; CHP milletvekilleri, partinin İstanbul il yöneticileri ile çok sayıda yurttaş katıldı. Kendisini adliye önünde bekleyen yurttaşları selamlayarak konuşmasına başlayan Kaftancıoğlu, hakkında açılan soruşturmanın hazırlanış aşamasını eleştirdi. Kaftancıoğlu, “Her birinizin çok değerli olduğunu düşündüğüm zamanını böylesi bir davayla meşgul ediyor olmak, içeride de söylediğim gibi hakikaten üzüntü verici. Soruşturma aşamasından, iddianamenin oluşturulmasına kadar baştan sona hukuksuz bir süreçle karşı karşıyayız. Bakın ne ilginçtir sizler de biliyorsunuz, 13 Ocak’ta İl Başkanı seçiliyorum. 15 Ocak’ta jet hızıyla soruşturma başlatılıyor, aynı gün ne tesadüf ki Cumhurbaşkanı şikayetçi oluyor ve nasıl hızsa hemen soruşturma dosyasına dahil ediliyor” dedi.

BU DAVA YARGI MÜHENDİSLİĞİDİR
AKP iktidarının yargı yoluyla siyaseti dizayn ettiğini belirten Kaftancıoğlu, “24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi ne hikmetse, bu davalar akıllarına geliyor. 22 Mayıs 2018’de soruşturma izni veriliyor. 23 Haziran seçimlerine giderken iddianame oluşturuluyor ve 5 gün içerisinde kabul ediliyor. Hepiniz hatırlayacaksınız mazbatadan bir gün önce duruşmamız vardı ve bugün 18 Temmuz yine bir aradayız. Yargı ne hikmetse, seçim dönemlerinde beni hatırlıyor. Demek ki seçimlerde yargıyı çok üzmüşüz. Bunlar bir tesadüf değil, yargı mühendisliğidir” diye konuştu.

AKP VESAYETİ SON BULANA KADAR SUSMAYAĞIM
AKP vesayetinin bürokrasiden yargıya, iş dünyasından medyaya, halk iradesine ve demokratik siyasete engel teşkil eden bir anlayış olduğunu dile getiren Kaftancıoğlu, şöyle devam etti: “İşte bu nedenlerle bu dava İstanbul’u yeniden halka vermek üzere yola çıkmış bir İl Başkanını, dolayısıyla sizleri cezalandırma davasıdır. Çünkü o kaybetti, biz kazandık. AKP vesayetine son verene kadar bedeli ne olursa olsun susmayacağım, mücadeleden de geri durmayacağım. AKP vesayeti için bugün suç unsurunun öncelikli tanımı kurdukları rant ve israf düzenine çomak sokulmasıdır.”

HEYKELLERİ DİKİLECEK SAVCILAR, HAKİMLER NEREDE?
“Yargıyı kendisinden olmayanın kellesi üzerinden, bir kılıç gibi sallayanları uyarıyorum” diyen Kaftancıoğlu, “Heykeli dikileceği söylenen savcılar vardı bugün nerede? Kumpas davalarında hukuka göre değil, aldıkları emir ve talimatlara göre karar veren hakimler vardı bugün nerede? Cezaevlerinde öldükten sonra suçsuz oldukları tespit edilen hukuk mağdurlarını yargılayanlar vardı neredeler?” diye sordu.

Kaftancıoğlu, “İçeride heyete de hatırlattım. Değerli dostlarım, kardeşlerim, yoldaşlarım, kadınlar, gençler hatırladıklarımızı yaşamanın tek yolu hukuka sadece hukuka sığınmaktır. Aksi halde hukukun, adaleti isteyenler için bedel ödeteceği çok açıktır. Sizlerin, CHP’nin, burada bulunan diğer siyasi partilerin, demokratik kitle örgütlerinin, meslek örgütlerinin, İstanbul dışından gelen herkesin bugün burada olması şahsıma ve bu mücadeleye destek vermesi, Türkiye’de hak ve adalet arayışındaki milyonlar içinde bir umut ışığıdır. Buraya gelen ya da sesimize kulak veren her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

 NAZIM’IN ŞİİRİ İLE SÖZLERİNİ TAMAMLADI
Henüz deliller, davanın genişletilmesi gibi talepler dikkate alınmadan savcının CD olarak hazırladığı dosyayı görünce aklına Nazım Hikmet Ran’ın bir şiiri geldiğini belirten Kaftanıoğlu, sözlerini Hikmet’in “Bir provokatör üstünde hiciv denemeleri” derlemesinden şöyle tamamladı:

“Sen çıkmadın çıkardılar karşıma seni
Sen bu kavgada bir nokta bile değil
Bir küçük eğri bir virgül,
Bir zavallı vesilesin
Ben kızabilir miyim sana?
Sen de bilirsin ki benim adetim değildir
Bir posta tatarına
Bir emir kuluna sövmek
Efendisine kızıp, uşağını dövmek.”

Açıklamanın ardından Kaftancıoğlu, Adliye önünden ayrıldı.