12 Eylül sonrasında gözaltına alınmasının ardından bir daha kendisinden haber alınamayan Hayrettin Eren’n annesi, Cumartesi Anneleri’nin sembol isimlerinden Elmas Eren vefat etti.

Cumartesi Anneleri’nin Twitter hesabından yapılan duyuruda, “Çiçeklerle donatacağı bir mezar peşinde 39 yıl tüketen mücadele arkadaşımız, 12 Eylül kayıplarımızdan Hayrettin Eren’in annesi Elmas Eren’i kaybettik. Cenaze bilgileri netleşince paylaşılacaktır” ifadeleri kullanıldı.

Elmas Eren anne 21 Kasım 1980 tarihinde polis tarafından gözaltına alınan ve siyasi şubeye götürülen oğlu Hayrettin Eren’in akıbetini bu devletten istedi ancak karşılığında göz yaşartıcı gaz ve coptan başka tek bir yanıt alamadı.

Hayrettin Eren’e ne oldu?

12 Eylül askeri darbesinin hemen ardından 21 Kasım 1980 tarihinde 26 yaşındaki Hayrettin Eren, Saraçhane Haşim İşcan Geçidi’nde arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Önce Karagümrük Karakol’una oradan da aynı operasyonda gözaltına alınan 8 kişi ile birlikte Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube’ye götürüldü.

Karagümrük Karakolu’na giden ailesi gözaltı kayıt defterinde Hayrettin’in adını gördü. Karakoldakiler, Hayrettin Eren’i Gayrettepe’deki Siyasi Şube’ye gönderdiklerini söyledi. Anne Elmas Eren Gayrettepe’ye koştu. Hayrettin’in gözaltına alınırken kullandığı babasına ait 34 F 6798 plakalı otomobil Siyasi Şube’nin bahçesindeydi. Ama annesine “gözaltında böyle biri yok” dediler.

Oysa Hayrettin Eren, Siyasi Şube’nin alt katındaki hücredeydi. Başında Fikret Işınkaralar’ın olduğu işkence timine ifade vermeyi reddediyor, sorulan soruları cevaplamıyordu. Annesi şubenin kapısında beklerken o içeride yoğun işkence görüyordu. Hayrettin’in hücreden duyulan sesi 8 gün sonra aniden kesildi. Hücresi artık boştu.

Onunla aynı operasyonda yakalanan 8 kişi mahkemeye çıkarıldıklarında, “Hayrettin Eren de bizimle birlikte gözaltındaydı.” diyerek suç duyurusunda bulundu. “Hayrettin Eren’in gözaltına alındığının tanığıyım. Onu hem karakolda, hem de siyasi şubede gördüm.” diye savcıya ifade verdi. Savcı aileye, “ Size inanıyorum ama bu davayı açarsam meslek hayatım biter” dedi.

Eren ailesi Milli Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm resmi makamlara başvurdu. “Hayrettin Eren isimli şahıs gözaltına alınmamıştır, hâlâ aranıyor” cevabı hiç değişmedi.

 

12 Eylül sonrasında gözaltına alınmasının ardından bir daha kendisinden haber alınamayan Hayrettin Eren’n annesi, Cumartesi Anneleri’nin sembol isimlerinden Elmas Eren vefat etti.

39 yıldır oğlunun akıbetini ortaya çıkarmak için mücadele eden Elmas Eren bir süredir rahatsızlığı nedeniyle Cumartesi Anneleri’nin eylemlerine katılamıyordu. Cumartesi Anneleri’nin sosyal medya hesabından “Çiçeklerle donatacağı bir mezar peşinde 39 yıl tüketen mücadele arkadaşımız, 12 Eylül kayıplarımızdan Hayrettin Eren’in annesi Elmas Eren’i kaybettik. Cenaze bilgileri netleşince paylaşılacaktır” duyurusu yapıldı.

Eren için yarın, Ambarlı Osmanağa Camii’nde kılınacak ikindi namazının ardından cenaze namazı kılınacak. Cenaze daha sonra Büyükçekmece Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Anne Elmas Eren, oğlu Hayrettin’in gözaltına alınmasını şöyle anlatmıştı:

Hayrettin Eren’in Saraçhane’de Ahmet Öztürk ve altı arkadaşıyla gözaltına alınarak, Karagümrük Polis Karakolu’na götürüldüğünü öğrenmeleri üzerine hemen karakola giden anne Eren o günleri şöyle anlatmıştı:

“Karagümrük Karakolu’na gidip takip ettiğimizde şubeye götürdüklerini söylüyorlar. Gayrettepe Şube’ye gidiyoruz, ‘Öyle biri yok, biz de arıyoruz, bulamıyoruz’ diyorlar. Tekrar Karagümrük’e geliyoruz. ‘Yok’ diyorlar. ‘O yanlışlık oldu’ diyor ardından da gözaltı listesinin olduğu defterin bir sayfasını yırtıyorlar. Çıldırıyorum. O zamanlar böyle değildim. Gençtim. Elim, ayağım tutuyor. İstanbul kazan ben kepçe dolaşıyorum. Gittim bir gün şubenin önüne. Kasım ayıydı. Kasım ayında puslu, çamurlu havalar oluyor. Kapıdaki görevliye ‘Hayrettin Eren’in annesiyim, burada diyorlar’ dedim. ‘Teyzeciğim ben sana haber getiririm’ dedi. Gitti, iki dakika durdu durmadı, bir kahkaha ki yırtıyor ortalığı. Geldi, ‘Yok, yok teyzeciğim’ diyor ama çocuk ‘yok’ diyemiyor gülmekten. ‘Oğlum niye alay ediyorsun’ dedim. Cevap vermedi.”

‘ARABAMIZI GÖRDÜM’

“Arkama baktım, iki üç araba duruyor, bizim araba da orada. ‘Oğlum sen, Hayrettin yok, dedin ama arabamız burada duruyor’ dedim. Gri elbiseli şapkası inik biri geldi. ‘Ne arıyorsun’ dedi. ‘Oğlum burada, arabamız bu’ dedim. Plakayı almışlar. Plakası yok fakat vurulan yerden, içindeki dekordan tanıdım arabamızı. Sağ kolumdan itti beni. Dört ayak durdum. Ellerim çamurlandı. Kalktım bir ellerime baktım, bir polise… ‘Teyze başını derde sokma’ dediler. Kovdular beni, eve geldim. Çıldırıyoruz, ne yapacağımızı bilemiyoruz.”

MAHKEME TANIKLARI DİNLEMEDİ BİLE

Hayrettin Eren ile birlikte gözaltına alınan sekiz kişi çıkarıldıkları askeri mahkemelerde Hayri’nin de kendileriyle birlikte olduğunu, onun da kendileriyle birlikte yargılanması gerektiğini söylediler, ancak hiçbir yanıt alamadılar. Ailesinin başvurduğu tüm makamlardan ‘Hayrettin Eren gözaltına alınmadı’ cevabı aldı. Oysa onu günlerce Gayrettepe’deki siyasi şubede görenler vardı. Tanıklar Hayri’nin işkencelerden geçirildiğini anlattı. Mahkemeler tanıkların ifadelerini bile almadı.

ERDOĞAN’A ‘OĞLUMUN TEK BİR KEMİĞİNE BİLE RAZIYIM’ DEDİ

Elmas Eren, en son 12 Haziran 2011 genel seçimleri öncesi Dolmabahçe’de ‘Cumartesi Anneleri’ ile buluşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesinde oğlu Hayrettin’in akıbetini sormuştu. Eren’in Erdoğan’a söylediği şu sözleri o dönem gündemde uzun süre yer aldı: “Oğlumun tek bir kemiğine bile razıyım. Senden oğlumun mezarını istiyorum.”

Elmas Eren’in küçük oğlu Faruk Eren bir süre önce yayımlanan ‘Kayıp Bir Devrimin Hikâyesi’ isimli kitabında ağabeyi Hayrettin Eren’i ve ailenin mücadelesini de anlatmıştı.